> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi  (Okunma Sayısı 670 defa)
14 Ekim 2010, 12:40:36
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 14 Ekim 2010, 12:40:36 »



Dünden Bugüne Hâfızlık Ve Kur'an Eğitimi


Arapçada "korumak, ezberlemek" mânâsındaki hıfz kökünden türemiş bir sıfat olan hâfız sözlükte, "koruyan, ezberleyen" anlamına gelir. Toplumda kullanılan yaygın mânâda ise; hâfız, Kur'ân-ı Kerîm'i baştan sona ezberlemiş kimseler için kullanılan isimdir. Önceleri hâfızlara "Kurrâ" ve "Hâdimül-Kur'ân" da denilirdi (Önkal, 2000, 40; Canan, 2004,51).

İslâm'ın doğuşundan günümüze kadar hâfızlık çok özel bir eğitim faaliyeti olarak algılanmış, ona atfedilen değerlere istinaden pek çok kişinin hayallerini süslemiştir. Hâfızlığa bu denli önem verilmesinin sebeplerinin başında, Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi ve sellem) uygulamaları, emir ve tavsiyeleri gelmektedir. Bu konuda Allah Resûlü'nün (s.a.s.): "Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı öğrenen ve öğreteninizdir." (Buhari, Fedailü'l-Kur'ân 21; Tirmizî, Fedailü'l-Kur'ân 15) "İçinde Kur'ân'dan hiçbir şey bulunmayan kişi harap ev gibidir." (Tirmizî, Fedailü'l-Kur'ân 18) gibi hadîs-i şerîfleri zikredilebilir. Ayrıca Kur'ân'ın sahip olduğu özellikler ve namazlardaki Kur'ân okuma mecburiyeti de Kur'ân'ın ezberlenmesi hususunda önemli bir rol oynamıştır.

Kur'ân, ümmî (okuma ve yazma bilmeyen) bir peygambere gelmişti. (Bkz. Cuma sûresi, 62/2) Yazı bilmeyen bir peygamberin vahyi koruması ancak ezberleme yolu ile olabilirdi. Bu sebeple Cebrail (as) Hz. Peygamber'e (s.a.s.) ilk Kur'ân eğitimini ezberleme yani hıfz yolu ile öğretti.

Bu şekilde Kur'ân'ı ilk ezberleyen ve hâfızların piri Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) olduğu gibi, şüphesiz Kur'ân'la ilgili her konuda da Müslümanların müracaat kaynağı yine Allah Resûlü (s.a.s.) idi. O, Allah'ın (cc) emrettiği şekilde1 gece gündüz ibadetlerde ve her vesile ile yavaş yavaş, tertil üzere Kur'ân'ı okuyor ve ashabına da okutuyor ve öğretiyordu. Her sene Ramazan ayında da Hz. peygamber (s.a.s.) o ana kadar nazil olan âyetleri Cebrail'e (as) okuyor, arz ediyordu. Vefatından önceki son Ramazan ayında ise, Hz. Peygamber (s.a.s.) Cebrail'e (as) Kur'ân'ı iki kere okumuş, hattâ "arza-i ahîre" denilen bu okuma, karşılıklı olmuştu. (İbn Sa'd, 2/194)

Bu şekilde başlayan Kur'ân'ın ezberlenmesi işi zaman içerisinde yaygınlaşmıştır. Bunu bizzat Hz. Peygamber'in (s.a.s.) teşviki, namazlarda Kur'ân tilâvetinin farz oluşu, İslâmî hükümlerin ana kaynağının Kur'ân oluşu ve Kur'ân okumaya âyet ve hadîslerdeki özendirme ve vaat edilen mükâfatlar insanların gelen vahiyleri ezberlemelerini sağlamıştır. Bütün bunlarla birlikte geneli ümmî olan ve öğrenmenin en yaygın yolunu ezberleme olarak kullanan, bütün kültürlerini öteden beri sözlü rivayetlerle sürdüregelmiş bir toplumun Kur'ân'ı da ezber yolu ile öğrenmeleri kaçınılmazdı.

Peygamber Efendimiz, her yıl ramazan ayında Cebrail (as) ile nazil olan Kur'ân'ı mukabele ediyordu. Bu aynı zamanda Kur'ân'ın muhafazası adına bir testti. Ayrıca Kur'ân sadece ezber değil, kitabet ile de muhafaza edilmiştir. Efendimiz'in 40'tan fazla vahiy kâtibi vardı. Böylece Kur'ân'ın ezberlenmesi (hâfızlık), bir eğitim faaliyeti olarak ortaya çıktı. Bu eğitim faaliyetinin ilk öğretmeni Cebrail (as), sonra Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ve daha sonra diğer Müslümanlar; ilk eğitim yeri Hira Mağarası, sonra Efendimiz'in evi, daha sonra Hz. Erkam'ın (r.a.) evi ve daha sonraları ise Mescid-i Nebevî ve diğer mescitler, evler ve tedrisatın yapılabildiği her yerdir.

İslâm'ın İlk Yıllarında Hâfızlık Eğitimi

Bu şekilde başlayan Kur'ân ve hâfızlık eğitimi her geçen gün biraz daha önem kazandı. İlk önce Cebrail (as) ile Hz. Peygamber (s.a.s.) arasında bizim idrak ve anlayış sınırlarımızı aşkın başlayan bu ilâhî eğitim; "Kitabı (Kur'ân'ı) ve hikmeti (ondaki hükümleri) öğretmek"tir (Bakara sûresi, 2/129) emrine muhatap olan Peygamber Efendimiz'in tebliğinin önünde giden temsili ile süratle intişar etmiş ve zaman içerisinde müesseseleşmiştir.

Önceleri bu eğitim için evini kullanan Hz. Peygamber (s.a.s.), daha sonra Safa Tepesi'nin eteklerinde bulunan Hz. Erkam'ın (r.a.) evinde bu eğitimi devam ettirmiştir. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) burada hem çevreden kendisini dinlemek isteyenlere hem de Müslümanlara Kur'ân okuyup öğretiyordu.
Akabe biatlarında Müslüman olan Medinelilerin Hz. Peygamber'den (s.a.s.) Kur'ân öğreticisi istemesi ve Peygamberimiz'in (s.a.s.) de oraya Mus'ab b. Umeyr'i (r.a.) öğretmen olarak göndermesi ile (İbn Hişam, 1/434) konu farklı bir boyut kazandı. Böylece bu eğitim Mekke dışına taşınmış oldu.

Hz. Peygamber'in (s.a.s.) Medine'ye hicretinden sonra inşa edilen Mescid-i Nebevî'nin yanına yapılan Suffa, İslâm tarihin ilk kudsî medresesidir. Burada ailesi olmayan ve maişet telâşı olmayan kimseler kalıyor, bunların her türlü ihtiyaçları Müslümanlar tarafından karşılanıyordu. Burada kalanlar özel bir eğitim ve öğretime tâbi tutuluyorlardı. Fakat Suffa, sadece fakir ve aciz kimselerin sığındığı bir yer değildi. Aksine burası Kur'ân'ın hıfz edilip, ahkâmının öğrenildiği bir medrese idi. (Elmalılı, 2/940–941) Burada Hz. Peygamber (s.a.s.) bizzat kendisi ders veriyor, Kur'ân âyetlerini ve İslâmî hükümleri bu insanlara öğretiyordu. (Şengül, s. 129)

Bu eğitim merkezinde sadece yatılı kalanlar ders görmüyor, dışardan gelen misafirler ve vakti müsait olan her Müslüman gelip ders alabiliyordu. Bu mânâda kadınların da bu ders halkalarında bulunduğu hattâ kadınlara ait Suffa'nın olduğu da söylenmektedir. Burada kalanların sayısında bir netlik yoktur. Değişik rivayetlerde otuz ila dokuz yüz kişiden bahsedilir. (Gözütok, s. 141)

Medine'de Mescidden ve Suffa'dan başka eğitim merkezleri de vardı. Ayrıca Medine'de dokuz tane mescidin de bu mânâda eğitim merkezi olarak kullanıldığı bildirilmektedir. (Bozkurt, 1993, 8,543).
Ashabın önem verdikleri şeylerin başında Kur'ân gelmekteydi. Onlar, Kur'ân'ı ezberleme, öğrenme ve anlama konusunda âdeta birbirleriyle yarışıyor, ezberledikleri miktarı birbirlerine aktarıyorlardı. Evlerinde çocuklarına ve eşlerine de öğretiyorlardı. Yerine ve şahsın durumuna göre evlenirken sahabe hanımlarından birisine mehir olarak Kur'ân'dan bir sûre öğretilmesi onu son derece mutlu etmekteydi. Kur'ân'ı, okuma, öğrenme ve öğretme faaliyeti o kadar yoğun ve şevkli bir faaliyetti ki, gecenin zifiri karanlığında sahabenin evlerinin yanından geçen birisi arı uğultusu gibi Kur'ân sesini işitirdi. Kur'ân okuyuşları sebebiyle Mescid-i Nebevî'den de bir uğultu duyulurdu ki, Hz. Peygamber (s.a.s.) karıştırıp yanlış okumamaları için sahabeye seslerini kısmalarını emretmişti. (Şengül, s. 122)

Kur'ân okuma, ezberleme, öğrenme ve öğretme faaliyetinin son derece yoğun olduğu Hz. Peygamber (s.a.s.) hayatta iken Kur'ân'ın tamamını ezberleyenlerin yanında, Kur'ân'ın tamamını ezberleme fırsat ve imkânını bulamayan birçok sahabi de O'nun vefatından sonra ezberlerini tamamlamışlardı.

Bununla beraber, onlardan hâfız olanların sayısı kesin bir rakamla tespit edilmiş değildir. Fakat bazı olaylar, onların arasında çok sayıda hâfız bulunduğunu düşündürmektedir. Meselâ hicri 4. yılda meydana gelen Bi'r-i Meûne vak'asında 70 kadar hâfız sahabinin (İbn Hişam, s. 184); hicri 11. yılda gerçekleşen Yemame Savaşı'nda şehit edilen beş yüz kişi içinde pek çok hâfız sahabinin bulunması hâfız sahabilerin ne kadar çok olduğu ile ilgili bize bir fikir vermektedir. (Halife b. Hayyat, s. 138)

Hz. Peygamber (s.a.s.) yeni fethedilen yerlere gönderdiği valileri aynı zamanda bir Kur'ân öğretmeni olarak da tayin ediyor ve gittikleri yerlerde halka Kur'ân'ı ve İslâm'la ilgili bilgileri öğretmelerini istiyordu. Bu şekilde Mekke ve Medine'nin de dışında Kur'ân eğitim merkezleri açılmaya başlamış oldu.

Kur'ân'ı ezberlemeye ve anlamaya olan ilgi Hz. Peygamber'in (s.a.s.) vefatından sonra da devam etmiştir. Dört Halife döneminde de bu faaliyetlere aralıksız devam edildi. Hz. Ömer (r.a.) devrinde Kur'ân öğretimine daha hız verildi. Gerek Medine'de gerekse sınırları günden güne genişleyen İslâm coğrafyasının diğer merkezlerinde en sıhhatli kaynak olan hâfız sahabilerin öğretmen ve nezaretinde pek çok hâfız yetiştirilmiştir.

Nakledildiğine göre Hz. Ömer (r.a.), hâfızlığı özendirmiş ve teşvik etmiş ve çeşitli şehirlere maaşlı Kur'ân öğretmenleri tayin etmiştir. Hz. Ömer'in (r.a.), hâfızlara da bir süre maaş bağladığı bilinmektedir. Ebu Musa el-Eş'ari (r.a.), Halife Hz. Ömer'e (r.a.) bir mektup yazarak Basra'da birçok kimsenin Kur'ân'ı ezberlediğini bildirdi. O da cevaben, onlara maaş bağlamasını emretti. (Hamidullah, s. 37–38).

Osmanlıdan Önce Hâfızlık Eğitimi

İslâm tarihinde ilk dört asırda camiler, uzun süre yüksek seviyede Kur'ân tahsilinin merkezi olma özelliğini korumuştur. Küçük çocukların Kur'ân eğitimi ise Küttap denilen mahalle mekteplerinde gerçekleştirilmiştir ki, buralara ilk zamanlar "Dârul-Kurrâ" ismi verilirdi. Hicri 4. yy'dan sonra müstakil eğitim merkezleri yani Medreseler kurulmaya başlandı. (Bozkurt, 1993, 8/543)

Hâfız yetiştiren öğreticiler kendilerine has metotlar geliştirmişlerdi. Âyetler onar onar veya beşer beşer ezberletilir, bunlar iyice öğrenilmeden yeni ders verilmezdi. Bazı öğreticiler talebenin çokluğu sebebi ile birkaç öğrenciyi aynı anda dinlemek zorunda kalırdı. Yolda yürürken bile öğrencilerini dinleyen hocalar vardı. (Bozkurt, 1997, 15/76)

Camiler dışında yüksek seviyede Kur'ân öğretimi için kurulan ilk müstakil medreseler "Dârul-Kur'ân"lardır. İlk kurulan Dârul-Kur'ân Dımaşk (Şam)'ta hicri 391 (m. 1001) Sadiriyye Medresesi'dir. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi
« Posted on: 19 Mart 2024, 13:33:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi rüya tabiri,Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi mekke canlı, Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi kabe canlı yayın, Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi Üç boyutlu kuran oku Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi kuran ı kerim, Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi peygamber kıssaları,Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi ilitam ders soruları, Dünden bugüne hâfızlık ve kuran eğitimi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes