๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 05 Eylül 2010, 20:17:07



Konu Başlığı: Doğruluktan yolun ayrılmasın
Gönderen: Sefil üzerinde 05 Eylül 2010, 20:17:07
Doğru ol, doğruluktan ayrılma!     

Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir nurlu beyanlarında şöyle buyuruyorlar: "Bana şu altı şey hakkında tekeffülde bulunun (söz verin), ben de size Cennet'i tekeffül edeyim:

- Konuştuğunuz zaman doğru konuşun!

- Vaat ettiğiniz zaman yerine getirin!

- Emanette 'emin' olun!

- Apış aranızı koruyun!

- Gözlerinizi harama yumun!

- Ellerinizi haramdan uzak tutun." (Müslim, Birr 105)

Biz bu yazıda cenneti kazanmamıza vesile olan bu altı maddenin birincisi, yani sıdk/doğruluk üzerinde duracağız. Sâdık kimse, sözünde duran kimsedir. Onun, içi ve dışı birdir. Yalan söylemez, hile yapmaz, kimseyi aldatmaz, işini düzgün yapar. Gittiği yol doğru bir yoldur.

Mü'min, önce özünde (kalbinde) sâdık olmalıdır. Kalbinde yalana, hileye, düşmanlığa, fitneye yer vermemelidir. Ondan sonra da sözünde doğru olmalıdır. Konuşurken yalana, uydurmaya ve iftiraya başvurmamalıdır. Yalanın zararları açıktır, doğruluğun faydaları ise tartışılmayacak kadar çoktur. Mü'min, sonra da işinde doğru olmalıdır. İşini düzgün yapmalı, hileden ve aldatmadan uzak durmalıdır.

DOĞRULUK, İYİLİĞE GÖTÜRÜR

Mümin, bile bile söylemiş olduğu yalan sözle vicdanının, hele hele imanının sesi arasında çatışmaya girer. İşte doğruluk, bu tür çelişkilere düşmekten, huzursuzluktan insanı kurtarır. Hz. Peygamberimiz, bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurur: "Bil ki, doğruluk sükûnet (gönül huzuru), yalan ise şüphe ve tereddüt verir." (Tirmizî, Kıyâmet 60) Doğruluk, aynı zamanda diğer ahlâkî erdemlerin yolunu açan, insanı ahlâkî değerlere sahip çıkmaya sevk eden anahtar bir değerdir. Nitekim Peygamberimiz (sas); "Doğruluk insanı iyiliğe götürür..." (Buhârî, Edeb 69) buyurmuştur.

Çok doğru olan, doğruluğun en güzelini yapanlara, ALLAH'tan gelen vahyi tereddütsüz kabul edenlere "sıddîk" denir. Nitekim Hz. Ebu Bekir'in lakabı sıddîk idi. Sıddîk olanlar asla yalan söylemezler. Onlar, itikatlarında (inançlarında) doğrudurlar ve bunu fiilleriyle (amelleriyle) pekiştirirler. "Kitap'ta İbrahim'i de an. Çünkü O, sıddîk bir nebî idi..." (Meryem, 19/41) ALLAH'a ve O'nun Rasûlü'ne hakkıyla iman edenler, ALLAH katında sıddîklar ile şehitlerdir, sıddîk ve şehitlik mertebesine erenlerdir. (Hadîd, 57/19)

KUR'AN DOĞRULUĞA ÇAĞIRIYOR

ALLAH (cc), Kur'an-ı Kerim'de bütün insanları iman etmeye ve sâdık kimseler ile beraber olmaya dâvet eder. (Tevbe, 9/119) Sâdık olanların, İslâm'ı, Kur'an'ı ve O'nu tebliğ eden peygamberi tasdik edip tam bir bağlılıkla ibâdet edenlerin mükâfatını Rabb'imiz verecektir.

Sâdık olan kadınlar ile sâdık olan erkeklere Rabb'imiz büyük bir ecir ve mükâfat hazırlamıştır. Çünkü onlar imanlarında doğru idiler ve hakkı gönülden tasdik ederler. (Ahzâb, 33/35) İman edenler sıdk sahibi sâdıklardır. Onlar ALLAH'ın katından gelen sâdık bir dâveti "tasdik" ettiler ve "musaddık/doğrulayan, doğru kimse" oldular. Rabb'imiz başka ayetlerde onları şöyle övüyor: "Kim ALLAH'a ve Rasûlü'ne itaat ederse, işte onlar, ALLAH'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddîklar (doğrulayanlar), şehitler ve sâlihlerle beraberdir. Ne iyi arkadaştır onlar." (Nisâ, 4/69)

"Sadîk" arkadaş demektir. Yani arkadaşını doğrulayan, ona doğru davranan, ona sadâkatle bağlanan en yakın dost demektir. Arkadaş anlamındaki bu kelimenin "sıdk-doğruluk" kelimesinden gelmesi, oldukça dikkat çekicidir.

Mümin olarak özümüz ve sözümüz doğru olmalı, doğru arkadaşlar edinmeli, doğruluktan ayrılmamalıyız.
ZAMAN
ALİ DEMİREL