> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Diriliş aynasında doğan güneş 6
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Diriliş aynasında doğan güneş 6  (Okunma Sayısı 712 defa)
18 Eylül 2010, 14:32:57
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Eylül 2010, 14:32:57 »



DİRİLİŞ AYNASINDA DOĞAN GÜNEŞ (6)

"İslâm'ın temeli elbette inançtır. Aksiyon, inancın toplumun müesseselerine uzaması sonucunda kendiliğinden doğacaktır. Ufak bir kadrodaki inanç, düşünceyi, düşünce, kitlenin şuuraltını zorlamış, bundan, kütle inancı belirmiştir. İşte, İslâm, bu inanç temeli üzerinde hızla yükselecektir."
"İnanış dirilişinde en önemli kütle hareketi olan Nurculuk, belli başlı bir örnektir. Nurculuğun en çok üzerinde durduğu İHLAS, inançların gönülde derinleşmesi ve samimi inanışın doğuşu demektir. Allah'a, peygambere, öteye, kadere ve hesaba, gayb âleminin kudret erleri olan meleklere yürekten inanmak, işte ihlâs budur. İhlâslı inanış olmadan da gerçek bir İslâm uğruna gerekirse can vermek yolu açılamaz. Bu bakımdan, İslâm inanışının dirilişi ve bunun belli başlı kadrosu olan Nurculuk, İslâm'ın ihlâs doktrini ve bunun uygulaması, canlanması mihveri etrafında döner. Karşı çıkanlardaki aşırı tepki de göstermektedir ki inanıştaki bu canlanış, problemin şah damarına dokunmaktadır. Başarıyla yürümektedir"(3).
Bu tesbit, daha önceki teshillerimiz de dikkate alınarak düşünülürse bu inanış akımının bir kahramanlık akımı örneği olduğu anlaşılır. İnançta dirilişin kahramanlık kadrosudur bu. Bu kadronun bir görevi daha vardır. Anadolu zamanını değiştirmek. Çünkü Anadolu zamanına yabancı zamanlar karışmak istemiştir. Batı zamanı bu zamana eklenmek istenmiştir. Demirine, Kur'an âyetlerinden su verilmiş olan Anadolu zamanı uzun bir Ashab-ı Kehf uykusundan sonra kımıldanmaya, binicisini kendi sırtından türeten bir at gibi yavaş yavaş göğermeğe, neşvünema bulmaya başlamıştır.
"İnsanımızın kalbinde bu zamanın şuuru uyandıkça, Anadolu, mahkûmu olduğu zaman şartlarının tasarruf edicisi olacaktır. Bu zamanı bir okul gibi gözleyen nesiller yeni ve canlı bir zamanın örgüsü olacaklardır. Ortadoğulunun kaşları, bu güçlü zamandan doğan yeni bir zamana bir yay gibi gerilecektir. Anadolu zamanı kısırlıktan kurtulmanın çilesini çekmektedir"..
"Kırk yılla kırk saat içinde bir vakitte, Anadolu zamanının çilesi dolacaktır"('32).
"Ey saat kıranlar! Batının inkâr putlarını dikmek için doğu saatlerini kıranlar! Güneş saatlerini bozanlar! Anadolu’nun kristal zamanını tuzla buz edenler! Şimdi bu zaman kırıklarından, zaman olusu kırıntılarından Kristal Bütünün ruhuna aykırı kızıl ve kara mozayıklar örmek niyetinin onulmaz ihanetine Anadoluyu kurban etmek için gece gündüz çalışıyorsunuz. Zamana yaptığınız zulüm son sınırına varmıştır. Allah'ın yarattığı en şuurlu varlıklardan biri olan zaman, bu cinayetlerinizden ötürü bir gün en mücerret plânda başkaldırırsa bu isyan yerinde olur. Zamanın içinden yeni bir zaman bu çekilen çileden doğacaktır. Zamanın çektiği çileden Anadoluda yeni bir zaman doğacaktır."
"Zamanı dağınıklıktan kurtaran, derleyip toplayan bir düşünce ve inanç eri gelecektir. Zaman çilesine ermiş bir yiğit doğacaktır"(33).
Bir duâ tonu ve rengindeki bu sözlerle Bediüzzaman'ın şu sözlerine birlikte bakalım.
"Risale-i Nur'un şimdiye kadar fütühatı ve zındıkanın ve dalaletin savletlerini kırması ve yüzbinler biçarelerin imanlarını kurtarması ve biri yüze bazan bine mukabil yüzer binler hakiki mü'min talebeleri yetiştirmesi, Muhbir-i Sadık'ın ihbarını aynen tasdik etmiş ve ediyor. Ve inşaallah hiç bir kuvvet Anadolunun sinesinden onu çıkaramaz. Ta ahir zamanda hayatın geniş dairesinin asıl sahipleri, yani Mehdi ve şakirtleri, Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o daireyi genişlettirir ve o tohumlar sünbüllenir." (Tarihçe-i Hayat, sf. 288, İstanbul-1987).
"Çok zaman evvel bir ehl-i velayetten işittik ki, o Zat, eski velîlerin gaybi işaretlerinden istihraç etmiş ve kanaati gelmiş ki. 'Şark tarafından bir nur zuhur edecek, bid'alar zulumatını dağıtacak.' Ben böyle bir nurun zuhuruna çok intizar ettim ve ediyorum. Fakat çiçekler baharda gelir. Öyle kudsi çiçeklere zemin hazır etmek lazım gelir. Ve anladık ki, bu hizmetimizle o nurani zatlara zemin ihzar ediyoruz." (Said Nursi, Mektubat, sf.349, Tenvir Neşriyat, İstanbul)
Diriliş de bu Anadolu zeminine söyle ışık tutuyor.
"Risale-i Nur'un son derece etkili bir sesi ve üslubu vardır. Bir bakıma Risale-i Nur, tek başına, bir İslâm Kültürü külliyatıdır. Onun, Anadolu 'da, okumamış insandan aydın insana kadar büyük bir kütleyi yeniden İslâm kültürü ve inancıyla eğittiğini, âdeta, Anadolu'da yeni bir kültür akımı doğurduğunu ve bir kültür savasına giriştiğini görmemek mümkün değildir "(34).
Daha önce Tâhâ sûresinden söz ederken, bundan önce Meryem ve Kehf sûrelerinin yer aldığını, bu ucu arasında Diriliş açısından bir ilişki bulunduğunu söyleyip geçmiştik. Tâhâ, Peygamber Efendimizin isimlerindendir. Bunu hatırladıktan sonra, Diriliş'in Efendimizle ilgili bir başka bakışına verelim kalbimizi. "O, cennetin bir kapısı değil, Cennetin ta kendisidir."
''Cennetin sekiz rahmet kapısıyla ilintili olarak andığımız sekiz Peygamber ve onlara bağlı öbür peygamberler, birer kurtuluş kapısı olarak hep O'na açılırlar"(35)
"Ashabından her biri bir Peygamberi temsil ediyordu. Hazreti Ebubekir Hazreti İbrahim'i, Hazreti Ömer Hazreti Musa'yı, Hazreti Osman Zekeriya Peygamberi ve Hazreti Ali Hazreti İsa'yı. Ve öbür sahabelerden her biri bir peygamberi. Bunun içindir ki Benim sahabelerim, Beni İsrail peygamberleri gibidirler." buyurdu" (36).
Dirilişin bu sözlerinden sonra, daha önce andığımız bir şiire yeniden bakalım.
'Bir gül ansızın patlayıp açılacak bir saksıda
Ve kalkacak bir insan ayağa
Ve ışık ışık ışık
Arkasında solunda ve sağında
Ve uzatacak ellerini dışarıya
Ah bu ne beyaz ne beyaz
Musa'nın elleri
Ve yüzü İsa yüzünün benzeri
Sonra bir değişim daha
Kendinde özetleyen bütün peygamberleri
Son peygamberin kendisi sanki
Hızır da işi bitip de aradan çıkan köprülerin en yükseği
Mehdi.
Burada Peygamber Mehdi ile özdeşleştiriliyor. Daha doğrusu, Mehdi'nin Peygamberi temsil ettiği vurgulanıyor. Bu vurgulayış bize bazı hadisleri hatırlatıyor. "...Kardeşlerim, beni görmedikleri halde bana inananlardır. " (M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's-Sahabe, Cilt. 2, sf, 564, Divan Yay. İst.1980) İslâm garib olarak başladı -veya zuhur etti- ileride yine başladığı gibi garib olarak tekrar başlayacak -yahut yeniden zuhur edecek- ne mutlu o gariblere. " (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Cilt. 5, sf. 3713, Eser Neşriyat ve Dağıtım, İstanbul.) Garibler, kardeşlerimdir, deniyor.
Hızırla Kırk Saat'te yine buna benzer bir özdeşleştirme var.

Musa sürüyü Şuaybtan öğrendiyse
Yolu dağı yaylayı benden öğrendi
Şuaybtan öğrendiyse köpeği
Kurdu benden öğrendi
Onunla çay içtiyse gündüzleri
Benimle kahve içti geceleri
Onunla namaz kıldıysa sabahları
Benimle duâ etti aksamları
Ondan aldıysa Tanrı sevgisini
Benden aldı korkusunu
Ama ben karanlıklarda yittim
Musa ışığa vardı
''Kırklar yediler geldiler
Beni alıp götürdüler
Birçok yeri gezdirdiler
Sonra geri getirdiler"
Deseydi Musa yalnız beni anlatmış olacaktı
(37).
Burada da Hızır'la Musa'nın birbirini temsil ettiği vurgulanmıyor mu? Biz, bütün bu işaretler, mecazlar, imajlar ve semboller çerçevesinde ilerleyelim. Her ağırlık, belirli bir kuvvetle taşınır. Her yük onu çekecek bir güçle götürülür. Dün, Saadet asrında din yükünü, din sorumluluğunu nasıl bir güç ve kuvvet kaldırıp hayata hakim kıldıysa, dinin hükümlerini, Kur'an'ın emirlerini yaşayıp ve yaşatarak gerçekleştirdiyse, bugün de aynı güç ve kuvvette bir kadro, bir yiğitler topluluğu gerekli değil midir? O gün, yani saadet asrında, "Bugün sizin dininizi tamamladım!" diyen irade, güç ve kuvvet, o işi nasıl tamamladıysa, bugün de benzer şartlarda bu işi gerçekleştiremez tamamlayamaz mı? Bugün de varisler, miraslarını sırtlanarak aynı yolda yürüyüp bu işi tamamlayacaklar, O'nun izin ve iradesiyle. Bu işin sahipleri Mehdiyyet kutbudur. Mehdiyyeti temsil edecek olanlar da O'nun resulunün kardaşlarıdırlar.
Diriliş, bu kıyamet kahramanı da, "son peygamberin kendisi sanki" diyor. "Bütün peygamberleri kendinde özetleyendir" ve "Elleri Musa'nın elleri, yüzü İsa yüzünün benzeri"dir. "Benden sonra peygamber gelecek olsaydı, Ömer olurdu" denilen şerefli zata benzetilen Musa, ahir zamanda geleceği haber verilen ve Hazreti Ali'ye benzetilen veya Hz. Ali'nin benzetildiği İsa, Mehdi'de odaklaşıyor. Zaten Mehdi'nin Ehl-i beytten olacağı söylenmiyor mu?
Kehf sûresiyle ilgili bir hadiste, "Kim sûre-i Kehfin evvelinden on âyet ezberlerse Deccalın şerrinden emin olur"(38) deniyor. Dokuzuncu ve onuncu ayetten itibaren ashab-ı kehfın hikayeleri anlatılıyor. Deccaliyetin karşısında Mehdiyyet vardır. İslâm'ın en büyük düşman kadrosu. Ve karşılarında da İslâm'ın ikinci ilkler kadrosu, ihya kadrosu. Sûrede bu kadronun genel mücadele metodu çiziliyor. Önce kehf ashabı gibi, sonra Hazret i Musa ve Hazreti Hızır gibi, sonra da Zülkarneyn veya Hazreti İsa gibi görünme ders veriliyor. Böyle olmasa, hadiste, "Her kim, Deccala yetişirse Kehf sûresini okusun" (39) denir miydi? Veya öyle denmesinin buna açık bir hikmeti olmaz mıydı?
Her müslüman cihad eri bu üç sûre üzerinde derin derin düşünüp ibret almalı.


DİPNOTLAR:
31) İslâm'ın Dirilişi, Sezai Karakoç, Diriliş Yy. İst.1972, sf. 35,36.
32) Sütun 2, sf.651,652.
33) a.g.e sf.654, 655.
34) İslâm'ın Dirilişi, sf.38.
35) Yitik Cennet, Sezai Karakoç, Diriliş Yy. İst. 1985, sf. l00.
36) a.g.e.102.


Mehmed Tahiroğlu
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Diriliş aynasında doğan güneş 6
« Posted on: 26 Nisan 2024, 03:15:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Diriliş aynasında doğan güneş 6 rüya tabiri,Diriliş aynasında doğan güneş 6 mekke canlı, Diriliş aynasında doğan güneş 6 kabe canlı yayın, Diriliş aynasında doğan güneş 6 Üç boyutlu kuran oku Diriliş aynasında doğan güneş 6 kuran ı kerim, Diriliş aynasında doğan güneş 6 peygamber kıssaları,Diriliş aynasında doğan güneş 6 ilitam ders soruları, Diriliş aynasında doğan güneş 6önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes