> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Dinin ruh sağlığına etkisi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dinin ruh sağlığına etkisi  (Okunma Sayısı 1020 defa)
13 Ekim 2010, 17:36:41
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Ekim 2010, 17:36:41 »



Dinin Ruh Sağlığına Etkisi


Mü’minlerdeki şevkin semeresi, Mevlâ’ya tevekkül ve itminan; gafillerde geçici sevinçlerin neticesi, bitip tükenme bilmeyen stresler ve anguazlardır. İnanan insanlarda -ekseriyetle- stres görülmez; çünkü, mü’minlerin musibetler karşısında bütün bütün çaresiz kalmaları, hadiselere teslim olmaları, uzun süreli derin boşluklar yaşamaları ve ebedî hüsrana uğramaları söz konusu değildir.


Her ne kadar son iki asırdır, dinle psikoloji bilimi arasında çok sağlıklı bir ilişki kurulamadıysa da, özellikle 25–30 yıldır, bu alanda yapılan araştırmalar, dinle ruh sağlığı arasında önemli ilişkilerin olduğunu ortaya koymaktadır. Bu görüşü, sadece ilahiyat alanında çalışan bilim adamları değil, tıp alanında çalışan bilim adamları da desteklemektedir. Teorik yaklaşımların ötesinde, bu konuda yapılan ampirik çalışmalar da, dindarlık düzeyi (samimi bir inanç, ibadete devam, dua etme, kutsal metinleri okuma, vs.) yüksek olan kişilerin, dindarlık seviyesi düşük olan kişilere oranla psikolojik açıdan daha iyi durumda olduklarını, hayattan daha çok mutmain olduklarını, daha iyimser bir anlayışa sahip olduklarını; buna karşılık daha az stres, depresyon ve kaygıya maruz kaldıklarını, stresle daha iyi bir şekilde başa çıktıklarını ve daha az intihara teşebbüs ettiklerini göstermektedir.

Elbette Batı toplumlarında yapılan bu alan araştırmalarının tümü, farklı sebeplerden dolayı, dindarlıkla ruh sağlığı arasında olumlu bir ilişkinin olduğunu göstermese de, büyük çoğunluğu dindarlıkla ruh sağlığı arasında olumlu bir münasebetin olduğunu ortaya koymaktadır. Bu alanın en önemli uzmanlarından biri olan Koenig, 2000 yılından önce bu alanda yapılan 700 çalışmadan 500’ünün (% 71) dinle ruh ve beden sağlığı arasında olumlu bir ilişki olduğunu ortaya koyduğunu belirtmektedir. Bu analize göre; 93 çalışmanın 60’ında, dindarlık seviyesi yüksek kişilerin daha az depresyona girdikleri, depresyonu olan kişilerin de daha hızlı iyileştikleri; 68 çalışmanın 57’sinde intihar olaylarının daha az yaşandığı; 69 çalışmanın 35’inde daha az kaygılarının olduğu; 120 çalışmanın 98’inde daha az uyuşturucu madde kullandıkları; 114 çalışmanın 94’ünde psikolojik açıdan daha iyi durumda, daha ümitli ve iyimser oldukları; 16 çalışmanın 15’inde hayatta daha fazla gaye ve anlam buldukları; 38 çalışmanın 35’inde evliliklerinde daha mutlu oldukları ve eşleriyle iyi geçindikleri; 20 çalışmanın 19’unda daha fazla sosyal destek aldıkları görülmüştür.1 Elbette bu verileri okurken, Batı toplumu ile onların inandıkları dinin özelliklerini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Ancak sonuçta bir bütün olarak, dinin ruh sağlığı üzerine olumlu tesirlerinin olumsuz etkilerinden daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. İşte bu makalede teorik bilgilerden ziyade, Batı’da (özellikle de ABD’de) bu alanda yapılan çalışmalar doğrultusunda, dinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini incelemeye çalışacağız. Bu bağlamda dinî inançla depresyon, intihar, kaygı ile psikolojik iyi hâl arasındaki ilişkileri incelemeye çalışacağız.

Depresyon ve Din

Bilindiği gibi çağımız insanlarını tehdit eden en önemli ruhî hastalıkların başında depresyon gelmektedir. Bugün dünyamızda yaklaşık olarak 100 milyon insanın depresyondan etkilendiği bilinmektedir.2 Depresyon, özellikle yaşlılar arasında en yaygın hastalıklardan birisidir. Her ne kadar genel nüfus içerisindeki oranı düşük olsa da, hastanede yatan yaşlı hastalar açısından bakıldığında bu oran, % 35’e kadar çıkmaktadır. Bilhassa belli bir kurumda ikamet etmeyen yaşlılarda bu depresyonel semptomlar daha yüksek oranda kendisini göstermektedir.3 Tedavi edilmediği takdirde de depresyon, hem yaşlılar, hem de onların bulundukları toplum için birtakım olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Zira depresyonel hastalıkların çoğu, muayyen bir tedaviyle sona ermemekte, uzun süre devam eden tedaviden sonra da kolay bir şekilde tekrar ortaya çıkabilmektedir. Depresyonlu hastaların, tedavi görüp çıktıktan sonra da üçte ikisinin, en azından üç ay sonra tekrar depresyon geçirdikleri görülmüştür. Bu durum hem ekonomik açıdan olumsuz etki yapmakta, hem de yaşam kalitesini düşürerek, ölüm oranlarını yükseltmektedir. Zira bir taraftan bu hastaların tedavisi uzun süre devam ederken, diğer taraftan da bunlar fizikî rahatsızlıklar gibi tam olarak iyileşmediklerinden, yaşam kalitelerini de olumsuz yönde etkilemektedir.

Acaba din ile depresyon arasında ne tür bir ilişki vardır? Diğer bir ifadeyle dinin, depresyonlu hastalar üzerinde olumlu herhangi bir katkısı var mıdır? Bu konuda pek çok araştırması olan Koenig, kiliseye giden kişilerle depresyon arasındaki ilişkiyi araştıran toplam 93 alan araştırmasından 59’unda, dinî ibadetlere daha fazla katılan kişilerde depresyonel düzensizliklerin daha düşük olduğunu ve bu kişilerin daha az depresyonel semptomlar gösterdikleri tespit etmiştir. Bu konudaki en kapsamlı çalışmalardan birini de yine Koenig ve Larson (2001) yapmıştır. Dindarlıkla sağlık arasındaki farklı boyutları inceleyen bu kişiler, bu alanda yapılan 850 çalışmayı değerlendirmişler ve sonuç olarak, dindarlıkla hayattan memnun olma arasında, çalışmaların % 80’inde pozitif bir ilişkinin bulunduğunu, depresyon ve kaygı ile dindarlık münasebetini ele alan çalışmaların üçte ikisinde, dindarlık seviyesi yüksek olan kişilerin, dindarlık seviyesi düşük olan kişilere oranla daha az depresyon geçirdikleri ve kaygı duydukları tespit edilmiştir.4

Bu alanda yapılan diğer ferdî çalışmaların sonuçları da şöyledir: Koenig ve arkadaşları 111 depresif yaşlı hasta üzerine, yaklaşık bir yıl süren araştırmaları sonunda, sadece kiliseye devam etmekle İncil okuma gibi dinî yaşayışların ötesinde, samimi bir dinî inanç ve hayatın depresyon hastaları üzerinde önemli bir etkisi olduğunu, yaşlıların yarısının bu zaman zarfında herhangi bir tıbbî tedavi almadan iyileştiklerini tespit etmişlerdir. Araştırmacılar, her ne kadar bu mekanizmanın tam olarak nasıl işlediğini ortaya koyamasalar da, dinî inancın bu hastalara daha iyi bir dünya görüşü kazandırdığını, acının ve ölümün daha iyi anlaşılmasını ve kabullenmesini sağladığını ileri sürmektedirler. Ayrıca dinî inancın, yaşlılara daha güçlü bir “benlik tasarımı” kazandırdığını, yani kendilerinin güçlü ve zayıf yanlarını, kim olduklarını, daha iyi ve doğru tanımalarına ve değerlendirmelerine katkı sağladığını, bunun da sağlığın bozulduğu yaşlılık döneminde oldukça güçlü bir destek olduğunu ifade etmektedirler. Yine din, insanlara içinde bulundukları durum ne olursa olsun, ya da kişiler ne tür sorunlar yaşarsa yaşasınlar, bunların iyileşeceğine dâir bir umut ve duygusal iyileşmeyi sağlayacak motivasyon sağlamaktadır.5

Cummings ve arkadaşları, 568 yaşlı üzerinde yaptıkları araştırmada, sosyal destek ve dindarlıkla depresif semptomlar ve fonksiyonel rahatsızlıklar arasında bir ilişki olduğunu, sosyal destek seviyesi yüksek olanlarla dinî faaliyetlere katılma nispeti yüksek olan yaşlılarda, depresyon oranının daha düşük olduğunu, bunun da diğer fizikî yetersizliklere olumlu yönde katkı sağladığını bulmuşlardır. Aynı araştırmacılar, depresyon konusunda ne eğitimin, ne cinsiyetin, ne de evlilik durumunun, dindarlık kadar etkili bir faktör olmadığını belirtmişlerdir.6

İbadetin sıklığı ile depresyon arasındaki ilişkiyi araştırmak üzere Kanada’da 37 bin kişi üzerine yapılan bir araştırmada, ibadete devam sıklaştıkça daha düşük seviyede psikiyatrik düzensizlik, cinnet, depresyon ve sosyal fobiye rastlandığı bulunmuştur. Yine bu araştırmada, hayata bir anlam bulmada, günlük hayatın zorluklarıyla başa çıkmada ve hayatın sıkıntı ve zorluklarına katlanmada dindarlığın önemli bir yerinin olduğu tespit edilmiştir.7

Acaba dindarlık, depresyonun azalmasına ya da ortadan kalkmasına nasıl bir katkı sağlamaktadır? Araştırmacılar bunun da nedenini, dinî yerlere devam etmenin ibadet ya da dua sayesinde, cemaat üyeleri arasında birliktelik oluşturmasına bağlamaktadırlar. Bu birliktelik de sonuçta cemaat üyelerine bir güç olarak geri dönmektedir. Cemaat üyeleri birbirlerine sadece manevî açıdan değil, aynı zamanda maddî açıdan da destek sağladıklarından yalnızlık hissi, güçsüzlük, umutsuzluk, gayesizlik gibi olumsuz duygu ve düşünceler azalmakta; bu da fertlerde meydana gelebilecek birtakım psikolojik problemlerin ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır. Özellikle depresyonun sebeplerinden biri olan yalnızlık, toplumdan ve insanlardan uzaklaşma, bağımlılık hissinin azalması veya kaybolması olarak düşünülürse, bütün bunların toplu ibadetler yoluyla ortadan kalkacağı söylenebilir.8

İntihar ve Dinî İnanç

Durkheim’in (1858–1917) yaklaşık bir asır önce konuyla ilgili yaptığı araştırmayı günümüzdeki araştırmalar da doğrulamaktadır. Bilindiği gibi Durkheim’in temel tezi, dinî organizasyonların kendi üyeleri için intihara karşı önemli bir koruyucu faktör olduğu yönündeydi. O, bu tezini doğrulamak için Katolikler ile Protestanları karşılaştırmış ve sonuçta, Katolik mezhebine bağlı olan toplumlardaki intihar olaylarının Protestan mezhebine bağlı olan toplumlardaki intihar olaylarından daha az olduğunu bulmuştu. Ona göre bunun en önemli sebebi, dinlerin (ya da mezheplerin) gerçekleştirdiği sosyal entegrasyon ve sosyal düzenlemelerdi. Aynı dine mensup kişiler, sadece inanç açısından değil, diğer ahlâkî konularda, ailevî ve içtimaî işlerde de aynı değerleri paylaşacaklarından, bu homojen yapı onların ruh sağlığına da olumlu yönde etki edecektir.

İntihar teşebbüsleri her yaş döneminde görülse de, bu durum yaşlılar için daha önemli bir problem teşkil etmektedir. Meselâ Amerikalı uzmanlar, kendi toplumlarında, yaşlıların % 10’u ile % 30’unun psikolojik problemleri olduğunu ileri sürmektedir. (Weaver, Koenig, 1996: 496) Yine onla...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dinin ruh sağlığına etkisi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 17:06:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dinin ruh sağlığına etkisi rüya tabiri,Dinin ruh sağlığına etkisi mekke canlı, Dinin ruh sağlığına etkisi kabe canlı yayın, Dinin ruh sağlığına etkisi Üç boyutlu kuran oku Dinin ruh sağlığına etkisi kuran ı kerim, Dinin ruh sağlığına etkisi peygamber kıssaları,Dinin ruh sağlığına etkisi ilitam ders soruları, Dinin ruh sağlığına etkisi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes