> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı  (Okunma Sayısı 703 defa)
19 Eylül 2010, 14:06:04
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 19 Eylül 2010, 14:06:04 »



                    Din Eğitimi, Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı                                                                                                                                                                                                                                                                                                                 Her bireyin korktuklarına karşı verdiği en doğal tepki, ondan kaçmak şeklinde ortaya çıkar Kişi, korku duygusu içinde ilişkide olduğu varlıktan kendini korumaya çalışır Bu korunma psikolojisi, ondan olabildiğince uzaklaşmasına yol açar İşte, özellikle çocukluk döneminde Allah’ı korku eksenli tanıtmaya kalkışmak, birey ile Allah arasında bir tür soğukluk, aşılmaz bir psikolojik engel, giderek uzayan bir mesafe oluşturabilmektedir (Bk Aydın, Haziran, 2008)
Psikiyatristlere göre korku duygusu içerisindeki birey, kuşatılmış ruh haline girer Kuşatılmışlık duygusu içindeki kişi, çevresindeki varlıkları, olup bitenleri doğru anlamlandıramaz, onları değerlendirme gücü zayıflar Bu yüzden, Allah korkusuyla kuşatılmışlık psikolojisi içine giren bireyin, Allah’ı iyi tanıma imkânı/gücü azalır Tanıyamamak ise, yakın olma isteğini, yakınlaşma ve sevme arzusunu önler
Bütün bunlar, din eğitimi faaliyetini yürüten (anne, baba, öğretmen vb) hiç kimse tarafından asla arzu edilen sonuçlar değildir Hatta, onların arzu ettiği amaçların tam zıttıdır Ne var ki, sözü edilen olumsuz sonucun arzu edilmemesi, ortaya çıkmasını önlemeye yetmemektedir İstenen sonuçların doğmasını sağlayacak tedbirleri bilerek/bilinçle almak gerekmektedir
Bireyde Allah’a karşı antipati değil sempatinin oluşmasını amaçlayan din eğitimi, Allah’ı, korku odaklı değil de sevgi odaklı olarak tanıtmalıdır Çünkü aslında Allah, sevilmesi gerekendir Allah’tan korkmak da gerekir; ama bu korku, sıradan kaba bir korku, canavar karşısında hissedilen türden bir korku olmamalıdır Bu korku, Allah’ın sevgisinin azalması veya yok olması korkusu veya Allah’ın gücü karşısında insanın kendi acizliğini fark edip irkilmesi, O’nun gücünü tanımanın verdiği bir acizlikle karışık hayranlık hissi olmalıdır Bu anlamda Allah korkusu, itici değil çekici, ürkütücü değil kucaklayıcı, yıkıcı değil yapıcı, yaralayıcı değil besleyici rol oynayacaktır
Allah hakkında hissedilecek olan bu rafine insanî korku, ancak bireye Allah sevgisi kazandırıldıktan sonra oluşabilir Allah’ın sevgisini fark edememiş ve O’nu sevme düzeyi gelişmemiş birisinin, sözü edilen bu korkuya sahip olması mümkün değildir Onun içindir ki, çocuklar öncelikle tamamen Allah sevgisine odaklı bir din eğitimiyle yetiştirilmelidirler
Gerçekte Kur’an’a göre Allah’a iman, sağlıklı bilgiden beslenen sevginin ürünüdür “Allah’a inanıyorum” demek, “Allah’ı seviyorum” demektir “De ki, eğer Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin, günahlarınızı bağışlasın… Allah çok affedici ve engin merhamet sahibidir” (Âl-i İmran, 31) Bu ayette “Allah’a inanıyorsanız” yerine “Allah’ı seviyorsanız” denmesi çok dikkat çekicidir Kişi Allah’ı seviyorsa, mutlaka O’na inanıyor demektir
Allah değer verdiği topluluğun önemli meziyetlerini sıralarken ilk önce, onlarla arasındaki karşılıklı sevgiden, sevgi bağından söz etmektedir: “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler…”
Müminde olması öngörülen bu sevgi, bilgiye/tanımaya dayanan, derinlikli ve nitelikli bir sevgidir Bu sevgi bilişsel ve buna bağlı olarak ve daha baskın halde duyuşsal özellikler ihtiva eder Allah’ı bilme, tanıma, anlam(landırm)a olmaksızın O’na ilişkin sevme/sevgi gerçekleşemez Sevginin dozu, yoğunluğu, sevilene ilişkin tanıma/anlama düzeyi ile paralellik arz ettiğinden dolayı, Allah’ı sevebilmek, O’nu tanımakla doğrudan irtibatlıdır
İnsanın idrak düzeyi yükselmeden, düşünme yeteneği yeterince gelişmeden, buna bağlı olarak duyguları incelmeden nitelikli sevgi kazanılamaz Bu ise, sağlıklı bilgi ile yeterince beslenmeyle atbaşı gidecektir Sevme eğilimi, bilgi ile beslenerek geliştirilir Tanıma, sevgiyi doğurabilir Bilgiyle beslenmeyen sevgi, kalıcı ve insanî olamaz Sevilmeye değer olana ilişkin bilgilenme düzeyi yükseldikçe bireyin ona karşı ilgisi, sevgisi artar ve bu sevgi giderek sağlam temellere dayanıp kökleşir Bu süreçte hem bireyin sevme eğilimi/yeteneği gelişmekte hem de aynı zamanda anlama/kavrama düzeyi yükselmektedir Anlam(landırm)a düzeyi yükselen birey, neleri, niçin, nasıl… seveceğini daha sağlıklı biçimde belirleyebilme imkanına kavuşmaktadır Allah’ı sevme de aynen öyledir Kişi, Allah’ı tanıdığı, O’nun hakkında derinlikli bilgiye sahip olduğu oranda O’nu sevebilecektir
Allah’ı tanıyıp O’nun sevilmeye lâyık olduğunu fark etmek, O’na inanmayı tetikler İnsan, hoşlandığı şeylere ilgi duyar, onlara hemen bağlanmaya çalışır Allah’tan hoşlanmaya başlayan birey de, O’na inanıp bağlanmak ister
Sevgi, ilgiyi besleyip geliştirir Allah’ı sevmeye başlayan kişi, Allah’la ilgisini giderek artırma çabası içine girer; O’na daha yakın olmak için can atar O’nunla birlikte olmak, O’nunla hemdem olmak, onun için en büyük değer oluverir Sevgi Peygamberi; “Kişi sevdiği ile beraberdir” (Buhari, Edep, 96; Muslim, Birr, 165) buyuruyor Allah’ı sevmek, O’nunla birlikte olma arzusunu beslemektedir İşte böyle bir Allah sevgisi, kişiyi ihsan mertebesine taşımaktadır: Hayatını Allah’ı görüyormuşçasına yaşamak
Gerçekte sevgi yeteneği geliştiği oranda kişi, sevdiğinin hoşlanmayacağı bütün kötü tutkulardan ve yanlış tutum ve davranışlardan uzak durmaya başlar Allah’ı seven, O’nun hoşuna gitmeyen tutum ve davranışlardan arınma sürecine girer Bu bağlamda o, Allah’la ilgisi olanları da sevmeye başlar Allah sevgisi, yaratıkları da kapsam alanına alıverir Artık o mümin, Yunus’un dediği gibi; “yaratılanları Yaratan’dan ötürü” sever; dolayısıyla onlara karşı da yanlış yapmamaya çabalar Böyle bir kişiyi yalan, kandırma, dolandırma, sömürme, öç alma, kin duyma, başkalarını küçük görme, aşağılama, ezme, öldürme, cezalandırma, hoşgörüsüzlük, bencillik, varlıkları araç olarak görme ve onları hoyratça kullanmaya kalkışma, ve benzeri olumsuz duygu ve düşünceler kolay kolay yönlendiremez Haliyle o, bütün bu prangalardan kurtulmuş özgür birey oluverir Bu demektir ki, Allah sevgisi, insanı bütün prangalardan kurtarıp özgürleştiren büyülü bir iksirdir
Özgür birey, aynı zamanda sorumluluk bilinci gelişmiş bireydir Bireyi özgürleştiren Allah sevgisi, bireyde sorumluluklarını düşünme ve onların gereğini yapma hassasiyetini/bilincini geliştirmektedir Böyle bir kulluk bilinci/hassasiyeti, Kur’an’ın öngördüğü ahlâklı mümin olmanın yolunu açmaktadır Bu gösteriyor ki, din eğitimi faaliyeti, Allah sevgisini besleyip geliştirdiği oranda ahlâklı dindar bireyi yetiştirme imkânına sahip olacaktır Zaten bir din eğitimi, bunu sağladığı oranda işlevseldir, başarılıdır
Tam da bu noktada şu soru karşımıza çıkmaktadır: Bireyin Allah’ı sevmesine nasıl yardımcı olabiliriz? Sevgi merkezli bir Allah tasavvurunu bireye kazandırma konusunda çocukluk dönemindeki Allah’ı tanıtmaya yönelik eğitimin niteliği son derece önem arz etmektedir Özellikle çocuklara Allah, azap eden, cezalandıran, kahreden, belâ veren… olarak asla tanıtılmamalıdır Bu dönemdeki çocuğa Allah’ın son derece sevilmeye değer olduğu yönü hissettirilmelidir
Bunu gerçekleştirmek için de, çocuğa öncelikle Allah’ın rahmeti, merhameti, şefkati, adaleti, insanı koruyup kollayıcılığı, yardımı, cömertliği, engin sevgisi, bağışlayıcılığı ve benzeri niteliklerini tanıtmak gerekmektedir Kur’an’da biri hariç (onun da içinde) her sureye, “Rahman” ve “Rahim” olduğunu belirterek başlayan, “Benim rahmetim, her şeyi kaplar” (A’raf, 156) buyuran Allah, çocukların dünyasında öncelikle bu nitelikleriyle yerini almalıdır
Bu tanıtım, yüzeysel bilgilerin, mekanik bilgi kalıplarının ezberletilmesiyle gerçekleştirilemez Sevgi merkezli Allah anlayışı, yeterli sahih bilgiye ve derinliği olan düşünceye dayandırılmalıdır Bu düşünce ve bilgi, bireyin varlıklardan Allah’a doğru yol almasını sağlayacak nitelikte olmak durumundadır (Bk Aydın, Nisan, 2008) Yani, Allah’ın insanlara sevgisini, rahmetini, merhametini, şefkatini, onları gözetip koruduğunu, bağışlayıcılığını soyut birtakım sözlerle anlatarak değil de, hangi varlıklar üzerinden bu niteliklerini nasıl gerçekleştirdiğini, insan için yapıp ettiklerini analitik biçimde gözler önüne sermek, daha etkili olur Söz gelimi, anne-baba, güneş, herhangi bir meyve ağacı, bir hayvan, kısacası evrendeki her bir varlığın, o çocuk için Allah’ın lutfettiği nimet olduğu; dolayısıyla bunları yaratmakla Allah’ın insana sevgisini, merhametini, himayesini… nasıl ortaya koymuş olduğu fark ettirilmelidir Buna tabiî ki, bizzat insanın kendi varlığı, kendi varlık özellikleri de katılacaktır
Çocuk, varlık hakkında analitik yaklaşımla bilgilenip düşüncesini derinleştirdikçe, onların Yaratıcısı’nı derinden hissedeceği gibi, o varlıkların kendisi için ne kadar yararlı olduklarını, kendisine nasıl hizmet ettiklerini daha yakından fark etmek suretiyle de Allah’ın ne kadar çok lutfuna/iyiliklerine sahip olduğunu, Allah tarafından nasıl sevildiğini derinden kavrayacaktır Bu kavrayış, bu sevildiğinin farkına varma, çocuğu çok mutlu ederek (Bk Campbell, 1991: 77) Allah’a yaklaştıracak; O’nu sevmesine, hoşlanmasına, var olan sevgisini geliştirmesine ve sevdiği için de inanıp bağlanmasına yol açabilecek, mevcut imanını daha da pekiştirmesine katkı sağlayacaktır
Yapıp ettiklerinden ve yaratıklarından hareketle Allah’a ulaşan birey, düşüncede derinleşerek ilerlediği takdirde, ilerde Allah’ın bizatihî sevilmeye değer olduğunu ve O’nun sevgisine mazhar olmanın en büyük ödül olduğu kanaatine varacaktır İşte bu noktada o, tıpkı Yunus gibi; “Bana seni gerek seni!” diyecek; O’ndan başkasına/masivaya tenezzül etmeyecektir
Böyle bir din...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı
« Posted on: 30 Nisan 2024, 17:17:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı rüya tabiri,Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı mekke canlı, Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı kabe canlı yayın, Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı Üç boyutlu kuran oku Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı kuran ı kerim, Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı peygamber kıssaları,Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalı ilitam ders soruları, Din Eğitimi Allah Sevgisini Öne Çıkarmalıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes