> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Din bu kadar mı değersiz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Din bu kadar mı değersiz  (Okunma Sayısı 536 defa)
04 Temmuz 2010, 15:18:22
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 04 Temmuz 2010, 15:18:22 »



Din bu kadar mı değersiz?


Biri sanat ve siyaset, yani "aydınlar"ın dünyasından, diğeri halkın ama, bir devlet ve cumhurbaşkanımızın bir zaman meydanlarda ortaya koyduğu zihniyeti de olması bakımından yine belli bir elitin dünyasından birbiriyle örtüşen iki hadise: Bir sanatçı milletvekili bir kanalda aynen şöyle diyor: "Biz, ibadetimizi gizli yapar, kabahatimizi açıklarız" Yalova-Eski Saray arası çalışan araba vapurunda bir bayan, tuvaletin lavabosunda abdest almaya çalışıyor; görevli biri geliyor ve "Burada abdest alınmaz!" diyor "Almasın mı, nerede alacak?" sorusuna gelen cevap da çok ilginç: "Namaz, ekmekten daha mı önemli?" (Bu vapurlarda iyi-kötü namaz kılacak yer bulunurdu Son bir yolculuğumda o yerin kapalı olduğunu gördüm Aynı şekilde, yurtdışı seferlerde yabancı havayolları uçaklarında problem olmazken, THY uçaklarında namaz kılmak hep problem oluyor Yurtiçinde yolcu otobüslerinin namaz için mola vermek, durmak ve yemek molalarını buna göre ayarlamak gibi düşünceleri de hiçbir zaman olmadı Kendisini kanun çıkarma çerçevesinde demokratikleşme ve çok daha büyük ölçüde tamamen ekonomiye -biraz da mecburen- hasretmiş görünen iktidarın, dinî hizmetleri daha da modernleşmede gördüğü intibaı veren Diyanet ve eğitim konularında olsun daha gerçekçi ve özü ilgilendiren bir programı yok mudur?)
İnsan hayatının insandan tamamen bağımsız cebrî gerçekleri vardır: Dünyaya gelip gelmeme, doğum ve ölüm yer, tarih ve şekilleri, anne-baba veya aile, ırk, renk seçimi, fizikî yapı, kabiliyetlere menşe' olan potansiyeller, evet bunlar, hayatımızı kuşatan ve tamamen irademiz ve müdahalemiz dışındaki gerçeklerdir Aynı şekilde, tabiî çevremiz, bizden bağımsız olarak kurulmuştur Vücudumuz da bizden bağımsız ve kendi kendine, kendi kanunları içinde çalışır; acıkmamıza, susamamıza mani olamayız Vücudumuzla hayat ve tabiî çevre arasındaki denge de yine tamamen bizden bağımsız olarak örgülenmiştir Varlığımızın irademiz dışındaki bu gerçekleri idealize edilemez, bunlar üzerine ideoloji oluşturulamaz; farklılık, üstünlük iddialarında bulunulamaz Yani ırkçılık, etnik milliyetçilik, renk ayırımı, fizikî yapıyla övünme, hiçbir geçerli temeli olmayan bir iddiadır, bir zulümdür
İnsan için asıl önemli olan, varlığının kendisinden bağımsız bu boyutu üzerinde düşünmektir Tarih boyu, ilim ve fikir adamları bu boyut üzerinde düşünmüş ve "Ben neyim? Hayat ve ölüm nedir? Varlık nedir? Hayatın ve ölümün benden istediği nedir? Nereden gelip nereye gidiyorum? Bu hayat ve bu çevre, her biri birbiriyle içten alâkalı karelerden, atkılardan oluşan ama kendi içinde bütün bu manzara bu şekilde nasıl meydana gelmiştir, onu meydana getiren biri var mıdır ve kimdir?" sorularına cevap aramıştır İnsanın insanlığı, bu soruları sormak ve onlara cevap aramakta, cevap bulmakta yatar Yoksa maddî-bedenî hayatı yaşamada onu kat kat aşan başka varlıklar (bitkiler, hayvanlar) vardır ve bu varlıklar, hem de insan gibi akıl, şuur ve vicdan cenderesi içinde kıvranmadan, zaman şeridine mahkûmiyet hissetmeden, dünün hicranını, ânın ızdıraplarını, geleceğin endişelerini duymadan yaşamakta, insandan çok daha rahat, çok daha âsûde, çok daha dertsiz, sıkıntısız bir hayat sürmektedirler Onlardan çok farklı varlık boyutlarına sahip olarak insan, o varlıklara bile dert olmayanı kendine asıl dert edecek, hayatının gayesi yapacak ve bu uğurda kan dökecek, cana kıyacak, çalacak, tabiî çevreyi tahrip edecek, hayatı, yeryüzünü yaşanmaz hale getirecekse, o zaman varlığına ne gerek vardı, ne gerek vardır? Ne var ki, modern düşünce, insanı bütünüyle hayatın bu en alt tabakasına sürgün etmiş, onu varlıkların en süflîsi haline getirmiş, bundan daha kötüsü, varlığı, insanın madde ötesi (zihnî) faaliyetlerini ve bu faaliyetlerin değer ve doğruluk ölçüsünü bu tabakayla sınırlamış, gerçeği bu tabakaya hapsetmiş ve insanın bütün kalbî faaliyetlerini de hurafeler olarak mahkûm etmiştir
Ve ülke insanı olarak gittikçe içine yuvarlandığımız bu bataklıktır ki, içinde çırpındığımız bütün diğer bataklıkların temelidir, kaynağıdır, malzemesidir


ali ünal
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Din bu kadar mı değersiz
« Posted on: 25 Nisan 2024, 16:22:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Din bu kadar mı değersiz rüya tabiri,Din bu kadar mı değersiz mekke canlı, Din bu kadar mı değersiz kabe canlı yayın, Din bu kadar mı değersiz Üç boyutlu kuran oku Din bu kadar mı değersiz kuran ı kerim, Din bu kadar mı değersiz peygamber kıssaları,Din bu kadar mı değersiz ilitam ders soruları, Din bu kadar mı değersizönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes