๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Haziran 2010, 14:25:48



Konu Başlığı: Dertli Gönüllere
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Haziran 2010, 14:25:48

 Dertli Gönüllere


Ey Dost! Gönlünün derinliklerinden bir haykırış yırtarak boğazını da, düğümleniverirse dilinin ucunda, biçare ağlarsın değil mi?
Ve Ey Dost! Soruların cevaplara, insanınsa ölene kadar yaşamaya mahkum olduğu bu fani mekanda, her çırpınışta biraz daha batağa saplandığını farkettikçe, çağlar gözlerin şelâle misali akar ötelere doğru değil mi? Hayatı bir matematik problemi bilip, çözme gayretindeki kifayetsizliğin verdiği ızdırapla sinen param parça bir halde kapanıp seccadenin şefkatli yumuşaklığında; “Meded Himmed İmdat” der ve içli içli haykırırsın o nurlu huzura doğru değil mi?
Ey Benim Dertli Kardeşim! Biçare dostum Bilki; seni yaratan, seni senden bilemeyeceğin kadar iyi bilir ve HzKur’an’da da bildirir
“Dost arar isen, HzAllah yeter” lafzının ince ve derin idrakiyle, terket dünyevi telaşlarını, buhranlarını, arzularını
O’nu tanı
O’nunla ol
O’nun bildirdiğini yaşa
O sana kâfidir
O Ehâd ki mekânı yoktur
Lâkin mü’min kulunun kalbinde ulvi ve muazzam bir tecelligah kurmuştur kendine Fikir, sözde nasıl arkadaş ise, sen de kalbine arkadaş et dimağını Melul ve zelil duygulardan tiksinti ile yüz çevirip, o tecelliğâhın ahenkli ve tatlı sesine kulak ver
İçinle dinle, içlice dinle!
Aldanmazsın, anlarsın Bilki en kadim dostun seni, gerçek sana çağırandır senin
Ey avlanmaya talip, keklik misali Hakk yolunun Hak’tan Aşığı! Haysiyet ve şerefin mikyasının değiştiği şu anımızda bize, bizden daha yakının şiddet ve şefkatle, tavsiye ve hatta emrettiği muazzez bir ölçü anlayışına kucak aç, şeref bul, safa bul
Belki bu yüce anlayışın kalplere hakimiyetin yegane yolu “tüm huzuru” engelleyen beşeri sıfat ve gayretlerden sıyrılmaktan geçer
Bu tek başına, yapayalnız zordur, olmaz Arabul erbabını gönül tabibini Ruh kafesinin anahtarını kaybeden sen, çilingire muhtaçsın Köprü varken suyu atlayanlar ya boğulurlar ya da sırılsıklam bir halde kıyıya vardıklarında yorgunluktan bitap düşerek ötelere gitmeye mecal bulamazlar Gel köprüye bin asansöre , havalan zeminden ötelere, taa ötelere daha ötelere
Üstün şuur ve ihlas sahiplerinin ki, onlar eren sıfatını layıkıyla hazmedebilmiş edep ve lutuftan nasibini almış, ilahi gaye için Rasülullah (sav) ve ashabının yolunda yol gösterenlerdir Tasarrufatında onların bildirdiklerince amel et ve aman ha, sabit kal orada, zira istikamet samimiyetincedir Samimiyetinse muhabbetinin eseridir
Ey hayali Kardeşim! Merhaba sana “Dert ne keder bana, bilmem daha nimet” deyicilerin sırlarına talebe olan sen bilki yol başlangıcı zahmetlidir, narin ve cılız bünyen o taşlı patikada yıpranır, harap olduğunu zannedersin kendince ama ayağına batan her diken bir günahına keffaret olur
Azmiyle yılma, daima istikamet üzere takip et yolu ve ötelerin ötesini şiddetli bir arzuyla temenni et Sebatın ve sabrın, sabahının doğmasına vesile olacaktır inşaallah
Kederin neş’en olsun, ferahlatsın içini, artırsın sevgini Zira bilki mü’mine uğrayan her bela onu ancak olgunlaştırır Ve imanını ziyade kılar, haricinde bir şey değildir ki, belâ, ona sitem edesin
Ey sabr ve metanet ehli olmaya azimli, ferasetli, iştiyaklı kardeşim Bırak bırak ki, menfaat perestlerin dünyasını, Hakperest aşıkların tevhid eğlencesine ortak olasın Yık ki tabularını, tabutundan çıkasın ve seyreylesin arz-ı endamıyla koskoca kainatı İşte o zaman görürsün bir üçüncü gözle O’nu, O’ndan bir hediye ile sırrın sırrında ve hatta fevkinde bir hal bile
Bunca lafın özü
Ey Mevlaca ağlayan,
Yunusca söyleyen,
Akşemseddince gören ve Yavuzca kükreyen neslin perişan gönüllü dertli evladı!
Bilki en büyük saadet, bilfiil namazıyla, orucuyla, zekatıyla, haccıyla ve hepsini sarıveren İlâyı Kelimetullah davası ile bu dini mubini fiilen yaşamaktır Sana müjdemiz olsun, büyüklerin ağızından; “Kim bu devirde beş vakit namazını tâdil-i erkana riayet ederek kılar ve haramdan kaçınırsa, işte o kimse Veliyyullah’dır
Gel Dostun bahçesine gönül hoşluğu ile nebâtat ve hayvanâtın yaptığını sen şuurla, yürekle, azimle yap Zikret O zikirde de fikret İnşaallah bu yapacağın hal üzere seni sen yapmaya ve seni aşmaya yetecek bir sırr-ı latife kavuşacaksın
Amma teslimiyet, Muhabbet ve İhlas şartı ile


ALINTI