๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 20 Kasım 2010, 19:53:34



Konu Başlığı: Depreme Dayanıklı İnsanları Nasıl Yetiştirebiliriz?
Gönderen: Zehibe üzerinde 20 Kasım 2010, 19:53:34
Depreme Dayanıklı İnsanları Nasıl Yetiştirebiliriz?


İsmail Hekimoğlu

Evet depremin maddi ve manevi boyutları vardır, coğrafi bölgelerin sarsılması nasıl depremse, fertte, ailede, şirkette, millette ve devletde de depremler her zaman görülmüş, yine görülebilir.

Aslında coğrafi bölgelerin sarsılması, binaların yıkılması, bazı insanların ölmesi veya yaralanması, kimi insanlar için önemli değildir. Meselâ bir insan düşünün ki çeşitli sebeplerle intihar etmeyi kafasına koymuş, deprem bunun için belki rahmettir. Batı dillerinde moral, sübjektif (sübjectif) ve spritüalist gibi kelimeler insanın iç dünyasını, manevi âlemini ve ruh halini anlatmaya çalışır. Zaten psikoloji de ruhun yaptığı işleri anlatmaktadır. Ebeveynden biri içki veya uyuşturucu kullanıyorsa, bunların ilk çocukları belki normal olabilir, fakat ikinci ve üçüncü çocuklarının manevi âlemleri sarsılmış, sinir sistemleri bozulmuştur. Gelişmiş ülkelerde zengin çocuklarının suç işlemesinin sebebi budur.

İçki, kumar, fuhuş da psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. İçip çamura düşenin, kumarda her şeyini kaybedenin, fuhuşta tükenenin manevi dünyasında öyle müthiş bir deprem olmuştur ki, artık onu ayakta tutacak güç yoktur.

Tembellik, cehalet, beceriksizlik de insanın maddi ve manevi dünyasını yıkmaya yeter.

Gurur, kin, haset gibi haller sadece ferdi yıkmakla kalmaz, insanlık tarihine kara leke olarak da geçebilir. Roma'yı yakan Neron'un, 25 milyon vatandaşını katleden Stalin'in, İkinci Dünya Savaşı'nı başlatın Hitler'in, her şeyden evvel manevi dünyası sağlam değildi. Canavarların topyekünü, bu insanlar kadar insan öldürmemiştir. Fiziken insan olan bu adamları canavarlaştıran moral değersizlikleridir.

Depremde vefat eden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz, kalanların zengin, ferah bir hayata kavuşmasını temenni ederiz, özel durum için dualarımız böylesine devam ederken 6 milyar dünya nüfusunun 4 milyarı zor durumdadır, çoğu ölümü mumla arar. İşte bir tarafta kapitalizm, bin zengini sırçalı köşke çıkarırken, insanların ekserisini bataklığa salmıştır. Sosyalizm moral değerleri inkar ederken, spiritüalzmin karşısına dikilen materyalizm, dinlere hayat hakkı tanımamaktadır. Hangi deprem, hangi kasırga, hangi tufan bunlardan daha müthiştir?

Gelişmiş ülkelerde bile insanın midesine en güzel gıdaları doldurdular, giyim, barınma fevkalade, kasaların yüzü gülüyor fakat beyinleri manevi ilimler yönünden, kalbleri iman ve ibadet yönünden aç bıraktılar; anarşist, terörist yetiştirdiler, insanın insana güveni kalmadı, polisi olmayan bir belde düşünün, orda kuvvetliler zayıfları paramparça edecek, hangi deprem bundan daha korkunçtur?

Sorarım size fert böyle yıkılırsa aile ayakta duracak mı? Evlerde huzur kalmayınca huzur evleri açıldı. Huzur evinde kaç kişi binanın yıkılmasını, hayatının bitmesini istemez? İnsanın kendini koruması fıtridir amma, kavgalı karı-kocadan biri veya ikisi depremde ölmediğine pişman olmaz mı?

İşyerlerindeki depremin şiddetini öğrenmek isterseniz işçilere, çekini, senedini ödemeyenlere, kredilerin altında ezilenlere sorun.

Milletlerdeki depreme Afganistan, Filistin, Lübnan, şimdi Endonezya içimizi kanatan misaller değil mi?

Milletine ters düşen devletin fay hattı öylesine çatlamıştır ki, bu felaketten onları kurtaracak icatlar yapılamamıştır.

İnsan ruh ve cesetten ibarettir. Cesedini memnun etmek için ruhunu prangaya vuranların, manevi dünyası zaten yıkılmış, psikiyatrist olaylarda gösteriyor ki, onları kurtaracak vinç hala icat edilmedi.