๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 10 Haziran 2011, 18:38:47



Konu Başlığı: Çocuklara karşı hep müjdeleyici olunmalı!
Gönderen: Sefil üzerinde 10 Haziran 2011, 18:38:47
Çocuklara karşı hep müjdeleyici olunmalı!

Ayet-i kerimelerde beşîr (özendirici) kelimesinin nezîrden (sakındırıcı) önce zikredilmesinde latif bir nükte vardır: Tabiat itibarıyla ve ekseriyetle insanlar teşvikle iş yapmaya daha açıktır.

Sâlih amellere yönlendirme, güzelliklere imrendirme, yüksek hedefler gösterme, müjdeleme ve sevdirme yoluyla toplumun büyük çoğunluğunun gönüllerine girilebilir. Dolayısıyla, özellikle hümanizm düşüncelerinin çok öne çıktığı bir dönemde insanlara hep bişaretle yaklaşılmalıdır. Evet, cennette herkese bir yer tahsis etme lâubâlîliğine girilmemelidir ama tebliğ ve irşadda tebşîr (müjde verme, şevklendirme) öncelikli olmaya özen gösterilmelidir.

Hususiyle, çocuklara daha ziyade müjdeleyici ve imrendirici olmak lazımdır. Evet, hakikatler her zaman kendi kıymetlerine uygun şekilde korunmalıdır; fakat, meseleleri bir çocuğa anlatırken onun yaşına, zihin yapısına ve ruh haletine uygun bir dil kullanmak şarttır. Bir çocuğu karşısına alır almaz, cehennemin ateş derelerinden, karanlık çukurlarından, dipsiz gayyalarından bahis açan bir insan, baltayı taşa vurmuş, daha doğrusu baltayı taşa değil o çocuğun kafasına vurmuş olur.

Çocuklara her fırsatta Allah'ın rahmetinin kuşatıcılığı ve cennetin güzelliklerinin göz alıcılığı uygun bir üslupla anlatılmalıdır. Onların tertemiz gönüllerinde, Cenâb-ı Hakk'a karşı güven, itimat ve sevgi hisleri coşturulmalıdır. İnsanların, hayvanların, en küçük yavruların ve hatta haşerâtın, Allah'ın şefkat ve merhametiyle beslendiği vurgulanmalı ve çocukların vicdanlarının şükür duygusuyla dolup taşması sağlanmalıdır. Onlar, ahireti, dünyadaki nimetlerin asıllarını bulacakları bir mükâfat âlemi ve ölümü de o âlemin giriş kapısı olarak görecekleri bir ufka ulaştırılmalıdırlar. Nur Müellifi'nin ifade ettiği gibi, onlara, "Benim küçük kardeşim veya arkadaşım öldü, cennetin bir kuşu oldu. Cennet'te gezer, bizden daha güzel yaşar." dedirtecek şekilde -en büyük teselli ve ümit kaynağı olan- cennet fikri kazandırılmalıdır. Çocuklar, şayet bir şeyden korkacaklarsa, sopadan, tehditten, cehennem azabından değil, Allah'ın sevgisini, ilahî şefkati ve cennet mükâfatlarını kaybedeceklerinden korkmalıdırlar.

Hâsılı; din-i mübîn "yüsr" (kolaylık) üzere vaz' edilmiştir; fıtratları ve karakterleri gözetmeden, onu şiddetlendiren ve ağırlaştıran, dinin ruhuna aykırı bir iş yapmış olur. Zira, kolaylık üzere bina edilmiş ve müsamahaya dayalı gelmiş bu dini insanlara öğretirken zorlaştırmamak ve nefret ettirmemek, bilakis yaşanabilir olduğunu göstermek ve sevdirmek Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in emridir.


FETULLAH GÜLEN