> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > inekteki çeşmeler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: inekteki çeşmeler  (Okunma Sayısı 890 defa)
13 Şubat 2010, 13:18:30
emin123

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26


« : 13 Şubat 2010, 13:18:30 »



İNEKTEKİ ÇEŞMELER

Bir pazar günü, arkadaşlarla haftanın yorgunluğunu üzerimizden atmak ve farklı bir ortamın oluşturacağı müsbet tesirden faydalanmak maksadıyla piknik yapmaya karar vermiştik. Havanın müsait olduğu, hemen yanı başımızda ormanın başladığı, önümüzdeki alanın yeşilliklerle bezendiği ve gözümüzün bir de göl maviliği ile zevklendirildiği bir mevkide bizlere sunulan yiyeceklerden istifade ediyorduk. Belli bir mesafe ötedeki göl kenarında çayırdan rızıklanan inekler ile eş zamanlı bir piknikti bu. Tefekkür ustası Ahmed ile hayvanlar konusunda ilmi bizlerin merakını giderebilecek düzeyde olan İbrahim’im sual-yanıt şeklindeki ilk konuşmalarına kadar bu manzaranın yemek boyunca sohbetimize ilham olacağını düşünememiştik. Sorulan soruya tatlı lisanı ve tevazu kanatlarını gerdiği üslubu eşliğinde cevap veren İbrahim, bazı mühim hadiselerin varlığını ilmi açıklamalarıyla gözler önüne seriyordu

AHMED: Görüyor musunuz ilerde otlayan inekleri? Gerçekten ne düşündürücü bir görüntü bu! Hayvanlar sabahın erken saatlerinde otlaklara getiriliyor, yediriliyor, içiriliyor ve akşama doğru süt hazneleri süt dolu bir halde eve götürülüyorlar. Onlar bu hizmete bizim için amade kılınmışlar. Bu akıllara durgunluk verecek bir hadise değil midir?

İBRAHİM: Doğru söylüyorsun Ahmed. Canlılar hayatını devam ettirebilmek maksadıyla beslenmeye ihtiyaç duyarlar. Yeni doğan yavru tek başına beslenmekten aciz olduğu gibi, anne sütü dışındaki yiyecekleri de sindirme kabiliyetine sahip değildir. Canlının doğumuyla birlikte başlayan bu ihtiyaç, ilmi ve merhameti sonsuz Yüce Yaratıcı’nın rezzak isminin tecellisi olarak, annenin memelerinde oluşturulan süt ile karşılanır. Sanki ısmarlanmış bir şekilde buzağının tüketimine sunulan süt ile alakalı, zaman ihtiyarladıkça gençleşen Kur'an'ın da beyanı bulunmaktadır.“Kuşkusuz sizin için hayvanlarda da alınacak ibret vardır. Zira size, onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (gelen) ve içenlerin boğazından kolayca geçen halis bir süt içiriyoruz.” (Nahl, 16/66). Allah (Celle Celaluhu) yarattığı baş döndürücü sistemler sayesinde temiz ve sağlıklı bir gıdayı hem hayatın erken safhalarında buzağılara, hem de insanların istifadesine sunmaktadır. İnsan ve hayvanlarda süt verme şeklinde cereyan eden hadiseler gerçekten insanları hayrette bırakacak niteliktedir.

Tüketilen besin maddelerinin hepsi sütün terkibine iştirak etmektedir.

Tam bir mühendislik harikası olan meme doğacak olan buzağının emrine koşturulmak üzere tasarlanmıştır. Sütün sentezlenmesi ile vazifelendirilen memeye besin maddelerinin yoğun bir göçü söz konusu olmaktadır/olmalıdır.

Sütün imali rastgele olmayıp önemli ve karmaşık diyebileceğimiz birçok safhalardan sonra gerçekleşmektedir. Bir ineğin midesi dört bölmeden oluşmaktadır. Tüketilen otlar tükrük yardımı ile öğütüldükten sonra işkembe olarak adlandırılan ve içerisinde 100-150 litre su bulunabilecek kapasiteye sahip bölmeye ulaşır. Burada değişik mikroorganizmalar bulunmaktadır ve inek için gerekli olan enerji ihtiyacının neredeyse yarısını bu mikroorganizmalar sentezlemektedir. Mikroorganizmaların şuurdan uzak kimlikleriyle ürettikleri besin maddeleri süt sentezinde kullanılmaktadır. Beslenmek için gerekli olan besin maddeleri, sindirim sistemindeki kimyevi dönüşümler sonucunda oluştuktan sonra bağırsak duvarından kan dolaşım sistemine geçerek ilgili organlara sevk edilirler. Meme dokusu da diğer vücut dokuları gibi kan yoluyla kendilerine getirilen besin maddelerinden faydalanır. Meme guddesinin sütün meydana getirilebilmesi maksadıyla salgı hücrelerini çevreleyen kan damarlarından besin almaya ihtiyacı vardır. Aminoasitler, glikoz, yağ asitleri, su, iyonlar, vitaminler, immunglobulin sütün terkibine iştirak eden mühim unsurlardır. Bunların bir kısmı meme guddesi içinde değişikliğe uğramaktadır. Glikoz, süt şekeri denen laktoza ve bazı özel süt yağlarına dönüştürülmektedir. Aminoasitler başta kazein olmak üzere değişik yapılara dönüştürülerek süt proteinin teşkilinde kullanılmaktadır. Süt yapımını ve salgılanması mitekondri, ribozom gibi organeller içerisinde gerçekleştirilmektedir. Her safhası mükemmel bir plan dahilinde gerçekleşen sentez olayına annenin kendisi karar vermediği gibi, sütün terkibinde de annenin vazifesi vesile olmaktan öteye geçememektedir. Her canlının ihtiyacını bilen ve onları rızıklandıran Yüce Allah (Celle Celaluhu), anne sütünü yavru için ideal bir şekilde yaratmaktadır.

Bir inek memesinde 1 litre süt sentezi için takriben memeden 400 litre kanın geçmesi gerekmektedir!

Kan da yeni doğacak yavrunun emrine koşturulmaktadır. Süt kesinlikle meme guddesinde sentezlenmelidir. O halde en süratli bir şekilde ihtiyaç duyulan besin maddeleri oraya ulaştırılmalıdır. İneklerdeki süt sentezi (laktasyon) yaklaşık 305 gün boyunca devam etmektedir. İneğin genetik yapısı, büyüklüğü, verim dönemi ve beslenmesine bağlı olarak memede sentezlenen süt miktarı da değişmektedir. Üretilen sütün azlığı veya çokluğu memedeki damarlardan geçen kan miktarı ile ilgilidir. Bir inek memesinde 1 litre süt sentezi için takriben memeden 400 litre kanın geçmesi gerekmektedir! Memedeki damarlar ne kadar çok kıvrımlı ve kalın olursa o kadar kan geçer ve o kadar fazla süt oluşur. Memenin sıcak olmasının esas sebebi de memedeki bir hayli hızlı olan kan sirkülasyonudur. Kan dahi diğerleri gibi Allah’ın rezzak isminin tezahürü için vazifesini bilmekte ve adeta çırpınmaktadır!

Hormonlar sütün üretilme ve buzağıya teslim zamanının geldiğini nereden bilmektedir ?

Hormonlar meme bezlerinin ve kanallarının gelişiminde, sütün sentez ve salıverilmesinde etkili olan maddelerdir. Süt bezlerinin ve kanallarının oluşmasını sağlayan hormonlar (östrojen ve progesteron) olduğu gibi sütün sentezlenmesini ve süt kanallarından dışarı çıkmasını sağlayan hormonlar da bulunmaktadır. Gebeliğin sonuna kadar, guddeyi geliştiren ve süt akımını frenleyen progesteron hormonudur. Bunu da hipofiz seviyesinde prolaktinin salgılanmasını engelleyerek ve meme guddesi üzerindeki tesirleriyle gerçekleştirir. Doğumla birlikte yavru zarları atılacağı için progesteron ve östrojen hormonlarının kandaki düzeyi düşer ve adenohipofizden salgılatılan prolaktin devreye girerek süt yapımı başlar. Sütün, süt kanallarını geçerek dışarı atılmasını da oksitosin hormonu sağlar. Acaba prolaktin hormonu süt üretmekle görevli hücrelere "süt üret" emrini hangi akıl ve şuurla vermektedir! Oksitosin ise bu sihirli iksirin buzağıya teslim zamanının geldiğini nerden bilmektedir. Rabbimiz, sütün sentezlenmesini ve bu hadisede hormonların vazifelendirilmesini mükemmel bir tarzda tanzim etmiştir. Hormonlar ihtiyaca göre zamanlamayı ne kadar da mükemmel yapmaktadır! Hormonlar arasındaki bu haberleşme sayesinde anne sütü gibi çok kıymetli bir besin tam yavrunun ihtiyaç duyduğu anda hazır olmaktadır. Yavru emmesiyle bile, beyin, hipotalamus ve akibetinde bu organlardan salıverilen hormonlar kendilerinin kutsal bir vazifeye davet edildiğini akledebilmekte ve kutsal bir göreve iştirak etmektedirler!

Emme refleksinin olmaması süt sentezini azaltır veya durdurur.

Emme refleksi, sütün salgılatılmasında ve salıverilmesinde tesirli olan önemli bir hadisedir. Emmenin –veya sağım işleminin- terk edilmesi süt üretiminde azalmaya sebeb olur. Aksine, fazla boşaltma da üretimde % 15 -20 nisbetinde artmaya yol açar. Emme refleksi sinir yoluyla beyindeki hipotalamus ve hipofizin uyarılmasına vesile olur. Salgılatılan oksitosin hormonu, kan yoluyla birkaç saniye içinde memeye ulaşarak alveolleri çevreleyen kasların kasılmasına sebeb olur. Böylece sütün memeden inmesi sağlanır. Netice itibariyle rahmet çeşmeleri diyebileceğimiz bu meme tulumbacıkları her şeyden aciz yavrunun imdadına koşmuş olur. Emzirme, aynı zamanda ikinci bir gebeliğe de engel teşkil eder. Burada, yavrunun gelişmesine zaman bırakılmış olur. Aksi olsaydı, yukarıda sayılan hormonların hususiyetlerinden dolayı süt derhal kesilir ve yavru gereği gibi beslenemezdi.

Buzağının tüketimine sunulan sütü gasp etmek uygun mudur ?

Bu kadar kompleks hadiseler akibetinde sentezlenen süt hem yeni doğan buzağılar, hem de insanlar için önemli bir gıdadır. Bu derece önemli olan bir gıdanın insan tüketiminde kullanılması ile acaba hayvanın hakkını gasp etmiş oluyor muyuz?

Buzağıların süt ve sıvı yemlerden kesilmesinin en uygun dönemi 4 haftalık yaşa ulaştığında olur. Buzağılara 3-4 haftadan sonra temiz ve ılık su verilmelidir. Bununla birlikte buzağıların yavaş yavaş buzağı başlangıç yemine alışması sağlanmalıdır. Buzağının günlük yem tüketimi 500 g oluncaya kadar süt içirilmesine mutlaka devam edilmelidir. Zamansız sütten kesilen buzağılar süt yanıklığı göstererek yaşıtlarına göre daha cılız kalır ve verim düşüklüğüne sebep olurlar. Bu durumda buzağının hayatının erken safhalarında süte daha çok ihtiyaç duyduğu bir dönem dışında sütünün tüketilmesi söz konusu olabilmektedir.

Hepimiz canlıların her birinin başlı başına birer tefekkür unsuru olduğunu düşünerekten İbrahim’in bitmesini hiç arzulamadığımız sohbetini dinlemiştik. İbrahim hayvanlardaki harikuladeliklerin bunlarla da sınırlı kalmadığını belirtmiş ve bu ilmi hakikatlerin Kur’an-ı Kerim’in mucizevi beyanları arasında asırlar öncesinden yer aldığını dile getirmişti. Sütün esrarengiz yapımının ve buzağının tüketimine sunuluşunun tesadüf rüzgarlarıyla açıklanamayacağı, ileride değişik yöntem ve teknolojik imkanlarla daha enteresan ilmi bilgilerin keşfedileceği İbrahim’in ilim sohbetinin son cümleleri olmuştu.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: inekteki çeşmeler
« Posted on: 19 Nisan 2024, 11:27:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: inekteki çeşmeler rüya tabiri,inekteki çeşmeler mekke canlı, inekteki çeşmeler kabe canlı yayın, inekteki çeşmeler Üç boyutlu kuran oku inekteki çeşmeler kuran ı kerim, inekteki çeşmeler peygamber kıssaları,inekteki çeşmeler ilitam ders soruları, inekteki çeşmelerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes