๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 30 Ekim 2010, 17:40:21



Konu Başlığı: Cihad Allah Yolunda Oldukça
Gönderen: Zehibe üzerinde 30 Ekim 2010, 17:40:21
Cihad Allah Yolunda Oldukça

M. Sâmi Ramazanoğlu


Ebû Hüreyye -radıyallahu anh-'dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

- "Allah yolunda harb eden mücahidlerin benzeri Allah kendi yolunda cihad eden kimse(deki gaye)yi çok iyi bilir ya- gündüz oruç tutan ve gece namaz kılan mü'minin mislidir.

- Allah, kendi yolunda döğüşen mucahid için ya şehadeti suretiyle onu -sorgusuz derhal- cennete koymayı, yahud mücahidin sevabla veya ganimetle beraber salimen meskenine dönmesini deruhde etti."1

İzahı:

Allah kendi yolunda cihad eden kimsenin maksadını çok iyi bilir, fıkrasından murad; mücahidin Allah adını î'la gibi halis bir niyet ile mi yoksa mal tama'l gibi fasid bir arzu ile mi gaza meydanına atıldığının Cenab-ı Allah yanında ma'lum olduğunu beyandan ibarettir.

Oruçlu nasıl yemekden, içmekden, cinsî münasebetten nefsi imsak ederse, mücahid de düşmana saldırarak düşmanın savletinden kendini esirger.

Oruçlunun kalbi her zaman Allah ile meşgul olup sevaba nail olduğu gibi mücahidin de her zamanı, ecir ve sevabı müstelzim halis ibadettir.

Tevbe sûresinin bir ayetinde mealen: Allah yolunda mücahidlerin ne bir susuzluk, ne bir yorgunluk, ne bir açlık çekmeleri, ne de kafirleri gayza getirecek bir mevkii çiğnemeleri, ne de düşmandan bir muvaffakıyete nail olmaları olmaz ki; mukabilinde kendileri için mutlak bir halis amel yazılmış bulunmasın. Çünkü Allah muhsinlerin ecrini zayi, etmez"2 buyuruluyor.

Hadîsin son fıkrasında Allah yolunda cihad eden mucahid için şöyle bir ilahî kefalet haber veriliyor:

Mucahid gaza meydanında şehid olursa Allah'ın inayeti ile hesabsız azabsız derhal cennete gideceği, şehid düşmez de salimen evine döner ise eli boş değil, ya ecr ü sevab ile, yahud hem sevab hem de ganimet ile birlikte döneceği va'd edilmiş bulunuyor.

Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir. Bir kere Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e birer kişi geldi de:

-"Ya Rasûlallah, bana cihada muadil bir ibadete delalet buyurulsa!" dedi. Rasûlullah:

- Ben cihad değerinde bir ibadet bulmuş değilim ki, buyurdu ve devam edip:

-(Sana sorarım) Gücün yetişir mi ki, mücahid sefere çıktığı sıra sen de mescidine girip o dönünceye kadar namaz kılsan da hiç usanmasan ve oruç tutsan hiç iftar etmesen? diye sordu. O kişi:

- Buna kimin gücü yeter ki! diye cevab verdi.

Enes bin Malik -radıyallahu anh-'den Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:

- Sabahleyin veya akşamleyin herhangi bir zamanda Allah yolunda bir kere Cihad için yürüyüş, hiç şüphesiz dünyadan ve dünyadaki yerlerin hepsinden hayırlıdır.

Ebû Musa'l-Eş'arî -radıyallahu anh-'den şöyle dediği rivayet olunmuştur:

Bir kere Nebî 'sallallahu aleyhi ve sellem-'e bir kişi geldi de o, "Ya Rasûlallah! bir kısım kimseler ganîmet malı için muharebe eder, bir kısım kimseler de halk arasında öğülmek için muharebe eder. Bir kısım insanlar da şecaatde mevkii görülsün diye cihad eder. Şu halde Allah uğrunda cihad eden kimdir?" diye sordu. Resülullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

- Kim ki yalnız Allah adı yüce olsun diye cihad ederse o mücahidin cihadı Allah yolundadır, buyurdu.3

Dipnotlar : (1) Tecrit-i Sarih Terc. 3/297. (2) Tevbe Sûresi/120. (3) Tecrid-i Sarih Tercemesi 8/324.