> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Cibrilin son dersi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cibrilin son dersi  (Okunma Sayısı 756 defa)
22 Mayıs 2010, 18:06:08
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 22 Mayıs 2010, 18:06:08 »



Cibril’in (a.s.) son dersi: “ARZA-İ AHÎRA”

Sözlükte “bir şeyi ortaya koymak, gözden geçirmek ve sunmak” anlamlarına gelen “arz”, geleneğe dayalı bilgilerin temel öğretim metodudur. Bir öğretim metodu olarak “arz”, talebenin hocadan öğrendiği bilgileri hocasına okuması ya da sunması anlamındadır. Kıraat/okumak ve arz, gerek hadis ilminde gerekse kıraat ilminde, müteradif anlamlı kullanılmıştır. Karşılıklı sunma (muâraza) anlamında bazen mukabele terimi kullanılmış, hat ve musiki gibi geleneksel sanatlarda ise “meşk” tabiri tercih edilmiştir. Hadis ilminde “arz”, talebenin, hocasının huzurunda onun rivâyet ettiği hadisleri okuması ya da talebenin öğrenip yazdığı hadisleri, onları kendisine rivâyet eden hocasının (şeyh) veya başka güvenilir bir râvinin hadisleriyle karşılaştırması mânâlarına gelir (Aydınlı, 3:438). Kıraat ilminde ise arz, ashabın Hz. Peygamber’e (s.a.s.) Kur’ân’dan ezberledikleri yerleri dinleterek kontrol ettirmeleridir. Resûlullah (s.a.s.) zamanından itibaren bu usûl Kur’ân’ın öğreniminde uygulana gelmiştir (Temel, 36). Arz metodunda her iki taraf, okunan metni ezbere ya da yazılı olarak önceden bilmektedir. İki taraftan birisi muallim, diğeri ise bilgisini tashihe sunan talip konumundadır. Muallime ait bilgiyi öğrenen, daha sonra bu bilgiyi ona arz ederek öğrendiğini tashih ettiren talip, bu safhadan sonra arz ile pekiştirilmiş bilginin muallimi olmaktadır.

Cibrîl (a.s.), vahyi Peygamberimiz’e (s.a.s.) getirmiş, bunun yanında vahyin öğretim metodu olarak arz usûlünü öğretmiştir. Vahyin ilk indirildiği sıralarda Hz. Peygamber, hiçbir şeyi kaçırmamak ve unutmamak için Cibrîl’in bildirdiği âyetleri sessizce tekrar etmekteydi. Bunun üzerine, “Sana vahyedileni unutmamak için tekrarlarken hemen ânında bellemek için dilini kımıldatma. Çünkü vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak Bize ait bir iştir” (Kıyâmet, 75/16-17) âyetleri indirilmiştir. Bu âyetlerle Hz. Peygamber’in kendisine bildirilen vahyi unutmayacağı taahhüt edilmiştir. Akabinde, “O hâlde Biz Kur’ân’ı okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle.” (Kıyâmet/75: 18) âyeti ile Hz. Peygamber’in Cibrîl’in okuyuşunu izlemesi emredilmektedir. Kur’ân vahyini böylece ezberleyen ve unutmayacağı taahhüt edilen Hz. Peygamber, yılda bir kez Ramazan aylarında o zamana kadar kendisine indirilmiş Kur’ân metnini Cibrîl’e, Cibrîl de ona okur, böylece mukabelede bulunulmuş olurdu. Resûlullah (s.a.s.) ile Cibrîl arasındaki karşılıklı okumaların (mukabele) hangi maksatla gerçekleştiği hususunda çeşitli yorumlar yapılmıştır. Genellikle kabûl edilen görüş, Ramazan aylarındaki mukabelelerde Cibrîl’in Hz. Peygamber’e harflerin okunuşunu ve tecvid kurallarını öğrettiğidir (Aynî, 1:86). Buna, arz hâdisesini İbn Abbas’ın (r.a), “Cibrîl, her Ramazan Resûlullah (s.a.s.) ile buluşur, ona Kur’ân’ı ders verirdi.”1 şeklindeki izahı delil gösterilmiştir.

Bir başka yoruma göre vahiy, arz usûlüyle tekrar ediliyor, böylece tazeleniyor, bir yıl boyunca indirilen vahyin bir defa daha baştan sona okunmasıyla Hz. Peygamber’in yakîninin pekiştirilmesi hedefleniyordu. Ayrıca Cibrîl ile Kur’ân’ı mukabele ettiklerinde Hz. Peygamber’in mârifeti derinleşiyordu. İnsanın çok iyi bildiği bir şeyi irfan sahibi kişilerle müzakere ettiğinde her müzakerede meselenin değişik yönlerini anlaması gibi, Hz. Peygamber de Cibrîl ile mukabelelerinde Kur’ân’ın anlam vecihlerini derinlemesine idrak ediyor, bir kısım derin hakikatleri seziyor, böylece mânevî makamlarda terakki ediyordu (Aynî, 1:86).

Arzın bir başka hikmeti ise, arz ile nesh edilen âyetler bildiriliyor, böylece nesh edilenler çıkarıldıktan sonra sûrelerin nasıl okunacağı son şekliyle gösteriliyordu. Bütün bunların yanında, arz ile Kur’ân-ı Kerîm’in âyet dizilişleri ve sûrelerin tertibinin son şekli fiilen açıklanıyordu. Zira belirli bir tertibi olmayan metinlerin ezberden mukabele sûretiyle okunması mümkün değildir.

Ramazan aylarında Resûlullah’a Kur’ân’ın arz edilmesinin hikmetlerinden birisi de, Cibrîl’in Kur’ân’ın öğretim metodunu göstermek istemesidir (a.y.). Aynı usûlü Hz. Peygamber de izlemiş, Cibrîl’in öğrettiği bu metodu ashabına talim etmiştir. Sahabîler, Kur’ân kıraatinde ihtilâf ettiklerinde, Hz. Peygamber, onlara ezberlerindeki metinleri sırayla okutturuyor ve doğru olanı bildiriyordu.2 Hattâ kendisi ashabına okuduğu gibi, bazı sahabîlerinin kendisine okumasını istediği de vâki idi. Meselâ Hz. Peygamber, bir rivâyette Abdullah İbn Mes’ud’a,3 bir diğer rivâyette ise Hz. Ömer’e Kur’ân okumakla emrolunduğunu söylemiştir (Razi, 57-58; Taberani, 7:311). Bir başka hadislerinde Übeyy b. Ka’b’a (r.a.). “Beyyine sûresini sana okumakla emrolundum” buyurmuştur.4 Bu hadisi yorumlayan Ebû Ubeyd el-Kâsım İbn Sellâm (v.224/838), Hz. Peygamber’in Kur’ân’ı arz etmenin sünnet olduğunu göstermek için böyle yaptığını söylemiştir (İbn Ebî Meryem, 1:109-110). Hadis kitaplarında arz ile ilgili bir çok rivâyet bulunmaktadır.

Arz Rivâyetleri

Arz konusundaki rivâyetler Hz. Fatıma, Ebû Hüreyre, İbn Abbas ve Semure İbn Cündüb’den (r. anhüm) nakledilmiştir. Ramazan aylarında Cibrîl (a.s.) ve Hz. Peygamber (s.a.s.), bir araya gelerek Kur’ân’ı karşılıklı okumuşlardır. Bu konudaki hadisi Hz. Fatıma’dan Hz. Aişe (r.anhümâ) nakletmiştir. Resûlullah (s.a.s.), Hz. Fatıma’ya bir sır vermiştir. Vefatından sonra Resûlullah’ın sırrını açıklayan Hz. Fatıma, Resûlullah’ın (s.a.s.) “Cibrîl benimle Kur’ân’ı her sene mukabele (muâraza) ederdi. Bu sene iki defa mukabele etti, zannediyorum ki ecelim yakınlaştı.” buyurduğunu söylemiştir.5

Konuyla ilgili diğer rivâyette ise, bu buluşmanın Ramazan ayında yapıldığı anlatılmaktadır. Ebû Hüreyre (r.a.), Ramazan ayındaki karşılaşmayı “(Cibrîl), her sene Kur’ân’ı Resûlullah’a (s.a.s.) bir defa arz ederdi, vefat ettiği yıl iki defa arz etmiştir. Resûlullah, her sene on gün itikaf yapardı; vefat ettiği yıl ise yirmi gün itikaf yapmıştır.”6 şeklinde anlatmıştır.

Bir diğer rivâyette ise, Cibrîl’in Hz. Peygamber’e Ramazan gecelerinde Kur’ân’ı ders verdiği bildirilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, söz konusu mukabele Ramazan’ın gecelerinde oluyordu. İbn Abbas (r.a.), bu buluşmayı şöyle anlatmıştır: “Resûlullah (s.a.s.), insanların en cömerdiydi. Ramazan ayında Cibrîl onunla buluştuğunda daha da cömert olurdu. Cibrîl, onunla Ramazan’da her gece buluşur, Kur’ân’ı ders verirdi. Resûlullah (s.a.s.), hayırda tatlı esintili rüzgarlardan daha cِmertti.”7 Hadisin farklı bir rivâyetinde, “Kur’ân’ı ders verirdi.” cümlesi “Resûlullah (s.a.s.), Cibrîl’e Kur’ân’ı arz ederdi.” şeklinde nakledilmiştir.8

Arza-i ahîra denilen bu buluşmalar, muhtemelen bir çok defa yapılmıştır. Hâkim en-Nîsâbûrî’nin naklettiği, Zehebî’nin de sahih olduğunu belirttiği bir haberde Semure İbn Cündüb (r.a.), “Kur’ân, Resûlullah’a (s.a.s.) bir çok defa arz edilmiştir. Onlar derlerdi ki, bizim şu kıraatimiz son arza göredir.” diyerek, arza hâdisesinin bir çok defa gerçekleştiğini ve Mushaf’ın arza-i ahîraya göre cem edildiğini belirtmiştir (Hâkim, 2:230; Heysemî, 5:53). Tabiî, bunu derken Kur’ân-ı Kerîm’de, gerek âyetler, gerek sıralama, gerekse kıraat konusunda sürekli ve ciddî değişmelerin olduğu akla gelmemelidir. Sahâbe, bilhassa ilk dönemlerde çoğunlukla ümmî idi. Bu bakımdan, Kur’ân bilgilerinin ve okuyuşlarının elbette tashihten geçmesi gerekiyordu. Ayrıca, Kur’ân çok önemliydi. Yanlış kaldırmazdı. Bir harf, hattâ bir hareke bile yanlış öğrenilip, yanlış okunmamalıydı.

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) vahiy kâtipleri 40’tan fazlaydı. Vahiy kâtipleri, diğer sahabîlerin huzurunda indirilen vahyi hemen yazıyorlardı. Sahabîler ise, imkân nisbetinde kendileri için Kur’ân’ı yazıyor ya da yazdırıyorlardı. Daha sonra, sabah akşam ne zaman fırsat bulsalar, kontrol için yazdıkları ya da ezberlediklerini Resûlullah’a (s.a.s.) arz ediyorlardı (Kevserî, 4; Zerkeşî, 1:242). Arz rivâyetlerini ve vahyin indirilişi ile ilgili diğer rivâyetleri ve bilgileri değerlendiren Muhammed Hamidullah Hoca’ya göre Hz. Peygamber, kendisine gelen vahyi önce ashabına okuyor, sonra vahiy kâtibine yazdırıyor, kâtip yazmayı bitirince, Resûlullah (s.a.s.), ona yazdığı âyeti okumasını emrediyordu. Böylece vahiy kâtibinin yazdığı metni kontrol ediyordu (Hamidullah, İslâm Peygamberi, 2:698). Resûlullah (s.a.s.), Ramazan ayında, gündüzleri o güne kadar nâzil olan âyetlerden oluşan Kur’ân metnini baştan sona kadar tilâvet ediyordu. Sahabîler, daha önceden yazmış oldukları Kur’ân nüshalarını alıp geliyorlar ve Resûlullah’ın (s.a.s.) tilâveti ile mukabele ediyorlardı. Bu yıllık mukabelelerde, muhtemelen Cibrîl (a.s.) da hazır bulunmuştur (a.y.).

En son yapılan arzın özel bir önemi vardır. Son Ramazan ayındaki karşılıklı okumalar/arz, öncekilerin aksine iki defa gerçekleşmiş, iki defa Cibrîl (a.s.), iki defa da Hz. Peygamber, tarafından okunan Kur’ân, böylece son arzada toplam dört kez okunmuştur (Makdisî, 33). Üstad Zahid el-Kevseri’ye göre Cibrîl ile buluştuktan sonra Hz. Peygamber, ashabını toplayarak onlara Kur’ân’ı baştan sona okumuş, yani bir arz gerçekleşmiştir. “Arza-i ahîra”, işte bu son okumadır (Kevserî, 6).

Resûlullah’ın vahyi tebliğ ve neşretme konusundaki iştiyakı dikkate alındığında, Cibrîl ile mukabele ettikten sonra ashabını toplayıp, Kur’ân’a ait en son aldığı yeni vahiyleri hemen onlara bildirdiğini söylemek, tabiîdir. Arza-i ahîra ister Hz. Peygamber’in ashabına son okuyuşu olsun, ister Cibrîl ile Hz. Peygamber’in karşılıklı okumaları olsun, her iki durumda da vahiy kâtiplerinin ve ashabının seçkinlerinin son arzada hazır bulunmadığını iddia etmek hayali bir senaryo ve kurgudan başka bir anlam ifade etmeyecektir. Konuyla ilgili aklî deliller ile yetinmeyip, nakli delillere baktığımızda da –tarihî vakaların tespitinde nakli delillere öncelik vermek ilmî objektifliğin en temel niteliğidir– arza-i ahîrada ashabın hazır bulunduğu ile ilgili bir çok haber vardır.

Arza-ı Ahîra’da hazır bul...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cibrilin son dersi
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:06:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cibrilin son dersi rüya tabiri,Cibrilin son dersi mekke canlı, Cibrilin son dersi kabe canlı yayın, Cibrilin son dersi Üç boyutlu kuran oku Cibrilin son dersi kuran ı kerim, Cibrilin son dersi peygamber kıssaları,Cibrilin son dersi ilitam ders soruları, Cibrilin son dersiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes