> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Cennet kuşları ebedi çocuklar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cennet kuşları ebedi çocuklar  (Okunma Sayısı 1243 defa)
07 Eylül 2010, 13:53:33
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 07 Eylül 2010, 13:53:33 »



Cennet kuşları, ebedi çocuklar

Uzun uzun çalan telefona, Yahya son anda bakabildi. Telefondaki, arkadaşı Muhammed Ali idi.

-M. Ali: Alo! Selamün Aleyküm!

-Yahya: Ve Aleyküm Selam kardeşim! Hayırdır, sesin biraz tuhaf geliyor, bir şey mi var?

-M. Ali: Evet!

-Yahya: Ne oldu? Meraklandırma insanı söyle!

-M. Ali: Yukarı mahalledeki Küçük Hüseyin var ya… 

-Yahya: Şu 6 yaşındaki sarışın çocuk mu?

-M. Ali: Evet!

-Yahya: Ne olmuş ona?

M. Ali biraz durakladı, yutkundu ve çok titrek bir sesle: “Dün vefat etmiş” dedi.

Duyduklarına inanamayan Yahya:

“Olamaz! Bir yanlışlık olmasın, daha dün gördüm hiçbir şeyi yoktu” dedi.

M. Ali: Ne yazık ki bir yanlışlık falan yok. Çocuğun kalbi durmuş vefat etmiş. Annesi bu hale dayanamayıp aklî dengesini kaybetmiş. Babası da çok perişan bir haldeymiş, teselliye ihtiyacı var. Seni alayım da beraber bir taziyede bulunalım.

-Yahya: Tamam

M. Ali, ikindi namazından sonra Yahya’yı evinden aldı. Birlikte Küçük Hüseyin’in evine geldiler. Ortalık sakindi. Ziyaretçiler dağılmıştı. Hüseyin’in babası, bir kaç kişiyle sessiz ve dalgın bir şekilde oturuyordu. Yahya, titrek bir sesle selam verip sessizliği bozdu.

Hüseyin’in babasının ıslak gözleri gençleri görünce sevinçten parladı. Sanki bir medet beklercesine, onlara sıkıca sarıldı.  O, çınar gibi adam, evlat acısından bir gün içinde sanki eriyivermişti. Ayakta zor duruyordu.

M. Ali güzel bir aşır okuyup Fatiha verdi. Akabinde Yahya hemen söze girdi:

“Yusuf ağabey! Hüseyin’in vefatı bizi çok müteessir etti. Cenab-ı Hak sizlere sabr-ı cemil versin. Ne yapalım, mülkün sahibi böyle takdir etmiş. Bizlere düşen kazaya rıza, kadere teslim olmaktır.  Cenaba-ı Hak Kur'ân-ı Hakîm'de, Mü’minlerin ergenlik çağına gelmeden vefat eden çocuklarının, Cennet'te, Cennet'e lâyık bir surette ebedî, sevimli daimî çocuk kalacaklarını  وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ  âyet-i kerimesi ile müjde veriyor. Hem sizler Allah’ın bu hükmüne rıza gösterip sabrederseniz, Allah sizlere bu dünyada on senelik kısa bir zamanda, sıkıntılarla karışık evlat sevmenize bedel, safi ve elemsiz, milyonlar sene ebedî evlat sevmeyi nasip edecek.

M. Ali: “Hem de küçük yaşta vefat eden bu çocuklar anne ve babalarına ahirette şefaatçi olacaklar. Bak bu hakikati daha iyi anlamak için bir temsil anlatayım.” dedi ve Bedîüzzaman Hazretlerinin, 17. Mektup “Çocuk Taziyenâmesi” adlı risalesinden şu hikâyeyi anlatmaya başladı.

“Bir zaman, bir zat, bir zindanda bulunuyor. Sevimli bir çocuğu yanına gönderilmiş. O çaresiz mahpus, hem kendi elemini çekiyor, hem evladının rahatlığını temin edemediği için, onun zahmetiyle sıkıntılı oluyordu. Sonra, merhametli hâkim ona bir adam gönderir, der ki:

"Şu çocuk her ne kadar senin evladındır. Fakat benim halkım ve milletimdir. Onu ben alacağım, güzel bir sarayda beslettireceğim."

O adam ağlar, sızlar, "Benim teselli vesilem olan evladımı vermeyeceğim" der. Ona arkadaşları der ki: "Senin üzüntülerin manasızdır. Eğer sen çocuğa acıyorsan, çocuk şu kirli, pis kokulu, sıkıntılı zindana bedel; ferahlı, saadetli bir saraya gidecek. Eğer sen nefsin için üzülüyorsan, menfaatini arıyorsan; çocuk burada kalsa, geçici şüpheli bir menfaatinle beraber, çocuğun zahmetlerinden çok sıkıntı ve elem çekmek var. Eğer oraya gitse, sana bin menfaati var. Çünkü padişahın merhametini çekmeye sebep olur, sana şefaatçi hükmüne geçer. Padişah onu seninle görüştürmek arzu edecek. Elbette görüşmek için onu zindana göndermeyecek, belki seni zindandan çıkarıp o saraya getirecek, çocukla görüştürecek.”

İşte Yusuf ağabey! Bu temsil gibi, senin gibi mü’minlerin vefat eden evlâtlarını Rabbimiz rahmetine alıyor. Onları bu pis dünyadan çıkarıp cennetine götürecek. Hem onları anne ve babalarının ebedi saadetine vesile olacak birer şefaatçi yapacak.  Hem o günahsız çocukları ebedî birer evlat yapacak.

Hüseyin’in babası duyduğu bu hakikatler karşısında derin bir oh çekti. Yüzündeki sis perdesi kalkmış, gözleri gülmeye başlamıştı. “Allah sizden razı olsun, hiç bu cihetleri düşünmemiştim. Evlat acısıyla hissiyatım aklımın gözlerini kör etti. Nefsimin de tahrikiyle, her şeyin sahibi olan Allah’ımızın bu hükmüne rıza gösterip kabul edemiyordum. Ama sizler beni bu dehşetli tehlikeden kurtardınız.”   

Yahya devam etti:

“Çocuklar, zahiren bizimdir ama bize ait değildir. Bize ödünç verilmiştir. Asıl, Rabbimizin mülküdür. Geçici olarak bizim nezaretimize verilmiş birer emanettir. Cenab-ı Hak bizleri onlara hizmetkâr eylemiş. O hizmetlerimize karşılık da, peşin bir ücret olarak lezzetli bir şefkat vermiş. Şimdi bin hisseden dokuz yüz doksan dokuz hisse sahibi olan Cenab-ı Hak, rahmetinin ve hikmetinin gereği olarak o çocukları bakıcılar konumunda olan bizlerin elinden aldığı zaman, surî bir hissemiz yüzünden, hakikî bin hisse sahibi olan Allah’a karşı şikâyeti andıracak bir tarzda feryat etmemiz kulluğa yakışmaz.”

M. Ali: “Hem onlar bizden ayrılmadılar, sadece aramızdaki bahçe büyüdü. Onlar öte kenarında bizler beri kenarındayız. Dünya ebedî değil, bizler de içinde ebedî kalmayacağız. Vefat eden çocuk nereye gitmiş ise, biz de oraya gideceğiz. İleride hem berzahta, hem Cennet'te görüşeceğiz inşallah.  Bizler  “Hüküm Allah’ındır.”  O verdi, O aldı demeli, sabır ile şükretmeliyiz.” 

Hüseyin’in babası, dağ gibi bir yükten kurtulmuşçasına, derin bir nefes aldı ve gayet içten: “Hüküm Allah’ındır, Hüküm Allah’ındır. O verdi, O aldı. O’na hudutsuz şükürler olsun.” dedi.

Risale-i Nur mektebinde yetişen bu gençler, ölüm ve ahirete dair daha birçok hakikati, etraflarında halka oluşturan onlarca cemaate anlattılar. Mahzun gönüllere su serptiler. Herkesin takdir ve tahsinini kazandılar. Allah onlardan ve onlar gibi olanlardan razı olsun.

Ayrıca geçen ay yavrusunu cennete gönderen kıymetli yazarlarımızdan M. Zakir Çetin ağabeyimize ve ailesine ve diğer mahzun annelere ve babalara, Rabbimiz sabr-ı cemil versin. Ve onlara, vefat eden çocuklarıyla cennette kavuşmayı nasib eylesin.



Feridun ŞAMİL

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cennet kuşları ebedi çocuklar
« Posted on: 24 Nisan 2024, 20:45:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cennet kuşları ebedi çocuklar rüya tabiri,Cennet kuşları ebedi çocuklar mekke canlı, Cennet kuşları ebedi çocuklar kabe canlı yayın, Cennet kuşları ebedi çocuklar Üç boyutlu kuran oku Cennet kuşları ebedi çocuklar kuran ı kerim, Cennet kuşları ebedi çocuklar peygamber kıssaları,Cennet kuşları ebedi çocuklar ilitam ders soruları, Cennet kuşları ebedi çocuklar önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes