> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Cemaatten millete
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cemaatten millete  (Okunma Sayısı 636 defa)
30 Kasım 2010, 16:48:24
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 30 Kasım 2010, 16:48:24 »



Cemaatten Millete


Fert, cemaat, kavim, millet, ümmet hepsi de ayrı ayrı incelenmesi gereken önemli kavramlardır. Elbette bu kavramların, kök yapıları, terminolojik anlamları ve Müslüman’ca bakış açısından değerlendirilmesi gerekir. Sosyal hayatımıza sağlıklı ve ölçülü yön vermemizde, bu kavramların asıllarının ortaya çıkması oldukça önemlidir. Çünkü kavramlar, inanç ve düşünce sistemlerini şekillendirir ve bir takım esaslar ortaya koyar. Toplumlar da, bu esaslara göre yol haritalarını belirlerler.

Gerçek şudur ki, toplumsal yapılar fertlerden oluşur. Fertler, binaların tuğlaları gibidir. Sağlam olurlarsa, bina sağlam, çürük olurlarsa da bina çürük olur. Fert, bu yönüyle her şeyin temelidir, fert olmaksızın hiçbir şey olmaz. Bundan dolayı fert, iyi bir şahsiyete ve güçlü bir iradeye sahip olmalıdır. Hür ve doğru düşünebilen, ölçülü davranabilen, dürüstlük ve adaletten ayrılmayan fertlerin oluşturduğu toplumlar, her zaman başarılı olmuşlardır. Bu açıdan bakıldığında insanda, önce iyi bir fert bilinci oluşmalıdır. Böylece sağlam yapılı aileler oluşur. Sağlam aile yapılarından oluşan toplumlar; dinamik, canlı, sağlıklı olur ve geleceği kuşatırlar.

“Cemaat olmak” meselesi üzerinde durmadan önce, cemaat denilince ne anlaşılmalıdır, bunun üzerinde durmak gerekir.

Cemaat, topluluk, toplum, cemiyet ve grup anlamlarına gelir. Siyasal anlamda, bir ülkede bulunan, dini ya da soyu ve dini bir olan topluluk demektir. Ermeni Cemaati, Yahudi Cemaati, Hıristiyan Cemaati, Müslüman Cemaati gibi…

Dini cemaatler denilince de, bütün dini topluluklar anlaşılır. Türkiye’de bu kavram, hem azınlıklar için hem de Müslümanların oluşturduğu guruplar için kullanılır. Müslümanlar arasındaki tarikatlar için de cemaat kavramı kullanılır. Siyasal anlamda çalışmalar yürüten Müslüman guruplar için de cemaat kavramı kullanılmaktadır. Parti Cemaati, şu vakıf cemaati, bu liderin cemaati ve benzerleri gibi…

Bu tarz ifadeler, Türkiyeli Müslümanlar açısından güncel kullanımlardır. Ama işin aslını araştırdığımız zaman, farklı bir anlayışla karşılaşırız. Günümüzdeki kullanımların, asıl anlamından kaydığını müşahede ederiz.

Bu kelimenin kavram olarak kullanıldığı ilk dönemlere gittiğimiz zaman, Resûlullah (s.a.v.) bu kavramı “ümmet” ve “millet” kavramları anlamında geniş bir manada kullanmıştır. Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde geçen bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Cemaatten ayrılan cahiliye ölümü üzere ölür.” Buradaki “cemaat” kavramıyla, o asırda yaşayan bütün Müslümanlar toplumunu kastetmiştir. İslâm milleti, Ümmet-i Muhammed veya Müslüman ümmet ifade edilmiştir. Zaten “İslâm Cemaati” denilince o zaman anlaşılan bu kavramlardı. Yoksa bugünkü manada Müslüman topluluklardan biri anlamı taşımıyordu.

Ayrıca Resûlullah (s.a.v.) bu kavramı, ibadet ve sosyal hayatta da kullanmıştır. Cemaatle kılınan namazlar teşvik edilmiş, cemaatin de en az iki kişi olduğu şu hadis-i şerifle belirtilmiştir: “İki kişi cemaattir.”  Böylece fakihler, bu hadise dayanarak iki kişinin oluşturduğu topluluğu cemaat saymışlar ve bu şekilde kılınacak namazda cemaat sevabı alacakları içtihadında bulunmuşlardır. Yine Resûlullah (s.a.v.), “Üç kişi yola çıktığında, aralarındaki birini kendilerine emir seçsinler.” buyurmuş, sosyal hayatta da yapılacak işlerde emir-komuta hiyerarşisi şeklinde bir yapılanma ile işleri yürütmeleri, başıboş olmamaları gerektiği vurgulanmıştır.

Böylece “cemaat” kavramı geniş anlamda, siyasal bir mana yüklenmiş, millet ve ümmet kavramlarıyla aynı anlamda kullanılmıştır. Bu çerçevede cemaat, millet ve ümmet, bir dini inanca bağlı olan bütün fertleri kapsayan toplum anlamındadır. İslâm Cemaati, Hıristiyan Cemaati, Yahudi Cemaati denilince o dine inanan bütün fertler kastedilir. İşte asıl itibariyle ve siyasal anlamda “cemaat olmak” denilince, anlaşılması gereken husus bütün Müslümanlardır. Yoksa anlaşılması gereken, küçük küçük guruplar veya topluluklar değildir.

Cemaat kavramını geniş anlamda aldığımızda, toplumsallaşmak ile aynı anlamda kullanıldığını söyleyebiliriz. Toplum olmak da, siyasal anlamda belli inanç veya düşünce sistemi ya da bir soy çerçevesinde bir araya gelmek ve birbirine bağlı olmak demektir.

Dar anlamda ise, namaz cemaatinde olduğu gibi “çekirdek/nüve toplum” anlamında kullanılmıştır.

Günümüzdeki Müslüman cemaat yapılarına baktığımızda, bunlar ister siyasal cemaatler olsun ister tarikat cemaatleri olsun, bir takım eksiklikleri olduğunu belirtmekte yarar görüyoruz. Bu tarz eksiklik ve aksaklıklar, her zaman telafi edilebilir bir düzeydedir. Biz, bu eksiklikleri “Siyasal Duruş” isimli kitabımızda geniş bir şekilde ele aldık, orada yapıcı bir şekilde tenkitlerimizi belirtiverdik. Burada sadece tespit ettiğimiz bu başlıkları maddeler halinde sunacağız.

Öncelikle tarikatlarımızda en belirgin eksikliği, “müridin şeyhin karşısındaki durumunun, ölünün ğâsilin/ölü yıkayıcısının karşısındaki durumu gibi” değerlendirmeleridir. Bundan amaç, liderin, önderin, şeyhin ve âlimin hiçbir şekilde tenkit edilemeyeceği meselesidir. Bir nevi, bu ileri gelenlere masumiyet zırhının giydirilmesi amaçlanmaktadır. Bu da İslâm’ın ruhuna ve esasına ters düşmektedir. İsmet ve masumiyet, ancak peygamberler için söz konusudur. Onlar dışında hiçbir Müslüman’ın, konumu ne olursa olsun böyle bir makama haiz olamayacağıdır.

Genelde cemaatlerimizin içinde bulunduğu eksiklikleri maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz:

1. İlmî Yetersizlik

2. Sosyal Yetersizlik

3. Siyasal Yetersizlik

4. Fikir ve Düşünce Alanındaki Yetersizlik

5. Tebliğ ve İrşad Yetersizliği (Söylem Yetersizliği)

6. Eğitim ve Öğretim Alanındaki Yetersizlik

7. Halkla Bütünleşmedeki Yetersizlik

8. Tekfir Sorunu ve Yargısız infaz

9. İç Dünyanın İyileştirilmesi (Ahlâkîlik) Yetersizliği 

10. Ferdi “Önemsememe” Sorunu

11. Hukuk Yetersizliği

12. “Aşırı Güven” Sorunu

13. “İlkeli Davranma” Yetersizliği

14. “Ferdiyetçilik” Sorunu

15. “Dünyevileşme” Sorunu 

Bunlardan başka eksiklikler de var olabilir. Ancak biz, burada öncelikli olanları sıralamaya gayret ettik.

Topsullaşmanın bizatihi değer olup olmadığı meselesine gelince, kendi değerlerimiz içinde “millet” olmanın bizatihi değer olduğunu belirtebiliriz. Bu değerin nasıl oluştuğu meselesini incelemeden önce, bazı kavramları kök ve asılları itibariyle hatırlamaya çalışalım.

Kavim: Dil, kültür ve töre olarak birbirine bağlı soy ve boy birliğidir. “Halk” ve “ulus” kelimeleri bu anlamda kullanılır.

Millet: Bir dinin bütün fertlerinden oluşan, bir inanç ve düşünce sistemi etrafında birbirine bağlı olan toplumdur. Bundan dolayı İslâm milleti, Hıristiyan milleti veya Yahudi Milleti demek aslına uygun ve doğru bir kullanımdır. Ama Arap milleti, Türk milleti, Kürt milleti, İngiliz milleti tarzındaki kullanımlar aslına uygun olmayan yanlış kullanımlardır. Kur’ânî kavramları aslına uygun olarak kullanmak, her Müslüman’ın en önemli görevlerinden biridir.

Ümmet: Toplum, yol, din anlamlarına gelir. Cemaat, millet, kavim manaları da taşır. Arap ümmeti, Türk ümmeti gibi… Kendilerine peygamber gönderilen toplum, kavim. Musa (a.s.)’nın ümmeti, ümmet-i Muhammed (s.a.v.) gibi. Bir peygambere ve dine bağlı olanların tamamı. Müslümanların tamamı gibi..

İslâm milleti, egemen olduğu dönemlerde gayr-i Müslim tebaa ile çok güzel toplumsal birlik oluşturmuştur. Bunun en son örneğini, Osmanlı Devleti “millet” sistemi içerisinde uygulamıştır. Bu sistem, çok hukuklu, çok kültürlü, çok kavimli ve çok dinli bir sistemi bir arada barış ve huzur içinde bulundurma sistemidir.

Bu sistemi, siyaset olarak en güzel bir şekilde Resûlullah (s.a.v.) uygulamıştır. Medine Site Devleti, bağrında Medine Vesikası’na/anayasasına dayalı olarak Yahudi boylarını, müşrikleri ve Müslümanları taşımıştır. Bu anayasa etrafında, Müslümanlar, Yahudiler ve müşrikler ortak paydada birleşmişlerdir. Peygamber öncülüğünde dürüst, adaletli ve iyi bir yönetim gerçekleşmiş, on yıl gibi kısa bir sürede bütün Arabistan Yarımadası İslâm egemenliği altına girmiştir.

Bu toplumun en önemli özelliklerinden birisi de, fert ve toplum arasındaki dengeyi ve ölçüyü kurabilmiş olmasıdır. Kanunlar ve kararlar, ne Kapitalizm gibi ferdin lehine, ne de Sosyalizm gibi toplum lehine alınmıştır. Özellikle bu toplumda, ferdin lehine toplumun aleyhine veya toplumun lehine ferdin aleyhine olan bir işlem yürütülmemiştir. Ferdin ve toplumun menfaati birlikte gözetilmiş ve her ikisinin hüviyeti birlikte korunmuştur.

Müslümanlara İslâm Hukuku, diğer inanç sahiplerine de kendi hukukları uygulanmıştır. Yahudiler, kendi aralarındaki problemlerini “Yahudi Şeriatı” ile çözümlemişlerdir. Müslümanlar arasında kavim, kabile ve aşiret üstünlüğü gözetilmemiştir.

İslâm milleti, ırka, aşirete, kabileye dayalı bir toplum değildir. Aynı zamanda bir sınıfa, bir zümreye veya bir sülaleye bağlı bir toplum da değildir. Yüce bir din etrafında bir araya gelmiş halklardan oluşan bir inanç toplumudur.

Siyasetin, hukukun, ekonominin, sosyal yapının, ticaretin, ahlâkın ve her şeyin aslını ve temelini ilâhî olanın oluşturduğu, vahye dayalı ve her şeyin dünya ile sınırlı görmeyip âhirete iman eden bir toplum yapısıdır.

Hukuka ve adalete dayanan, bunlara bağlı olan, hukukun üstünlüğünün uygulandığı ve hakkaniyetin gözetildiği hukuk ve adalet toplumudur.

İşte bu temel nitelikler, İslâm toplumunun esaslarını oluşturur.

Günümüzde yapılması gereken de, cemaatlerin, tarikatların, Müslüman ülke ve devletlerin İslâm milletini oluşturma...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cemaatten millete
« Posted on: 19 Nisan 2024, 14:13:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cemaatten millete rüya tabiri,Cemaatten millete mekke canlı, Cemaatten millete kabe canlı yayın, Cemaatten millete Üç boyutlu kuran oku Cemaatten millete kuran ı kerim, Cemaatten millete peygamber kıssaları,Cemaatten millete ilitam ders soruları, Cemaatten milleteönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes