> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Buyurun ölümün iftar sofrasina
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Buyurun ölümün iftar sofrasina  (Okunma Sayısı 1207 defa)
15 Temmuz 2010, 11:30:10
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 15 Temmuz 2010, 11:30:10 »



Buyurun Ölümün Iftar Sofrasina


Hepimiz ölümü kendimizde taşırız, meyvenin çekirdeğini taşıması gibi…
Rilke

“Ölüm, alıp götürdü düşlerimi yeşilliğin ülkesine Ben işte böyle tanıdım ölümü, tanışınca ağlatan ölümü”

Cenazem koyuluyor teneşir tahtasına Kendime bakıyorum, teneşir tahtasının etrafında dolanırken… Herkeste bir hüzün, herkeste bir şaşkınlık! “Genç gitti” diyorlar Sesleniyorum onlara, “Ölümün yaşı mı olurmuş, ey sevdiklerim?”

Duyan yok Cevap yok Sadece gözyaşı, sadece acı en derinlerde…

“Dönüş yalnız Onadır” diye, ince ve hakikatli bir mesaj veriyor teneşirdeki cenazem… Uzaktan “gözyaşı sesleri” duyuluyor Sevdiklerim ağlıyor Ölüm, evet hüznüyle geliyor Sızı getiriyor biraz Dayanması, ölümü karşılamaktan da zor Birileri “gidiyor” dünyadan Ama sadece varlık âlemine veda ediyor Cismini alıp, terk-i diyar etse de, ruhu baki kalıyor “gidenin” Başka bir âlemde yeniden diriltilmek üzere çağırılıyor çünkü

“Ben ölmedim” diye haykırıyorum çevremdekilere… “Üzülmeyin ki,” diyorum; “siz de geleceksiniz ardımdan…” Ve derken bir ses duyuluyor, nuranî simalar dalga dalga oluyor: “İnna lillâhi ve inna ileyhi raciun… Senden geldik, yine Sana döneceğiz…”
Ölüm, tüm dilleri susturuyor Ve konuşan yalnız kalpler Konuşan yalnız hakikat Konuşan yalnızca, teneşirdeki cenazem…

“Bir akşam en yakın arkadaşımdı, güle düşen yağmur gibi ölüm”

Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim!

Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum Bilmüşahede, göre göre, gayet süratle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akaribim gibi, kabir kapısına yanaşıyorum

O kabir, bu dâr-i fâniden firâk-ı ebedî ile ebedü’l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünya da, katî bir yakîn ile anladım ki, hâliktir gider ve fânidir ölür Ve bilmüşahede, içindeki mevcudat dahi, birbiri arkasından kafile kafile göçüp gider, kaybolur Hususan benim gibi nefs-i emmâreyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur

Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim!

\"Her gelecek şey yakındır\" sırrıyla, ben şimdiden görüyorum ki, yakın bir zamanda, ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kàliyle bağırarak derim: \"El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!\"

İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nidâ ediyorum: \"El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!\"

“Biliyorum yaklaşıyoruz her an Biliyorum oruçlu doğar insan, ölümün iftar sofrasına…”

İşte, kabrime girdim, kefenime sarıldım Teşyîciler beni bırakıp gittiler Senin af ve rahmetini intizar ediyorum Ve bilmüşahede gördüm ki, Senden başka melce ve mence yok Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşî şeklinden ve o mekânın darlığından, bütün kuvvetimle nidâ edip diyorum:
El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlettir! İlâhî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li’l-Âlemîn olan Habibin, Senin rahmetine yetişmek için vesilemdir Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve halimi Sana şekvâ ediyorum

“Vuslattır ölüm, Sevgililer Sevgilisine gider Ruh, geçer cisminden Ona varırken…”

Ey Hâlık-ı Kerîmim ve ey Rabb-i Rahîmim!

Senin Tuba Nur ismindeki mahlûkun ve masnuun ve abdin, hem âsi, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsi’, hem müsin, hem şakî, hem seyyidinden kaçmış bir köle olduğu halde, kırk sene sonra nedamet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor Senin rahmetine iltica ediyor Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor Evham ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş, Sana tazarru ve niyaz eder Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen, zaten o Senin şânındır Çünkü Erhamürrahimînsin Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki, dergâhına gidilsin Senden başka hak mabud yoktur ki, ona iltica edilsin


“Biliyorum ki ölümü de seveceksin, ölüm sevdiklerini alıp götürdükçe Sen de ölümü seveceksin, biliyorum ki ölüm, bir gün seni de alıp götürecek sevdiklerine…”


Alıntı
 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Buyurun ölümün iftar sofrasina
« Posted on: 24 Nisan 2024, 03:53:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Buyurun ölümün iftar sofrasina rüya tabiri,Buyurun ölümün iftar sofrasina mekke canlı, Buyurun ölümün iftar sofrasina kabe canlı yayın, Buyurun ölümün iftar sofrasina Üç boyutlu kuran oku Buyurun ölümün iftar sofrasina kuran ı kerim, Buyurun ölümün iftar sofrasina peygamber kıssaları,Buyurun ölümün iftar sofrasina ilitam ders soruları, Buyurun ölümün iftar sofrasinaönlisans arapça,
Logged
23 Haziran 2014, 01:30:19
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #1 : 23 Haziran 2014, 01:30:19 »

s.a.. , 4 yil önce de bu konuyu okurken çok farkli duygular içerisinde paylasmistim fakat simdi ise her satiri tam merkeze naklediliyor ve hissiyati çogaliyor içimde..Konuda geçen bütün dualara can-i gönülden amin diyorum..Rabbim c.c sevdiklerimize rahmet eylesin baki alemde beklemekteler bizleri de.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

29 Haziran 2014, 13:19:16
Kevser 9
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.730



« Yanıtla #2 : 29 Haziran 2014, 13:19:16 »

Ve aleykümüs selam ve rahmetullahi ve berekatüh(...)
Ölümü kabre girmeden yaşattı ama ıstırapsız... Gerçekten cümlelere baktığımda insanoğlunun kendini, bile bile o güneşin bile RABBİN'e sığındığı ateşe Cehennem ateşine atıyoruz...
Nasıl mahluklarız ki o kadar günah ileyip RABBİM'de Cennet'i istiyoruz...
RABBİM bizleri günahlarını af ve mağfiret eylesin İNŞAALLAH(...)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes