Bugünkü halimizden kim mesuldür?

Bugünkü Halimizden Kim Mes’uldür?

Bugünkü halimizden hepimiz mesulüz!... Bugün İslam’ın duçar olduğu durumlardan bütün Müslümanlar mesuldür. Ancak mesuliyet derecesi fırkalara göre ayrı ayrıdır. Bir kısmının sorumluluğu ağır olduğu gibi bir kısmının hafiftir. Fakat bütün duçar olduğumuz cehaletten fısk-i küfürden, tefrikadan, zaafın zilletten, gerilikten, dalaletten, inhiraftan, ahlaksızlıktan, imansızlıktan hepimiz mesulüz. Şimdi bu mesuliyet derecesini teker teker inceleyeceğiz.

Halkın Mesuliyeti

“Bütün Müslümanlar bu günkü halimizden mesuldür” dedik. Zira biz bu hale İslam’ı bilmeyişimizden, cehaletimizden dolayı düştük. Yavaş yavaş İslam’dan koptuğumuz halde koptuğumuzdan bile farkına varamadık. Zamanla fısk, ilhad, küfür gibi hallere o kadar alıştık ki onların İslam’a muhalif olduğunu, onlarla mücadele etmenin şart olduğunu bilenler bile kalmadı.
İslam; her Müslüman’ın İslamî hakikatleri mutlaka bilmesini farz kılmıştır. Kur’an buyuruyor! “Bununla birlikte Müminlerin hepsinin toplanıp, savaşa çıkmaları uygun değildir. Her kabileden büyük bir kısım savaşa gitmeli, bir kısmı da din ilimlerini öğrenmek ve kabileleri savaştan döndüğü zaman, onları Allah’ın azabı ile korkutmak için geri kalmalıdır. Olur ki Allah’ın azabından sakınırlar.” (Tevbe 122)
Fakat Müslüman olmayan, yahut imanı zayıf olan idareciler, Müslümanların bu şekilde uyanmasını istememekteler. Hatta bundan kuşkulanmaktalar. Onların sömürgecilerin emirlerine uymasını, putlaşmış kimselere boyun eğmesini temin etmek için çırpınmaktadırlar.
Bütün İslam ülkelerinde halk, kuvvet ve kudretini, iman ve izzetini yitirmiş durumdadır. Kuvvetlilere köle, idarecilere, maddi ve manevi sömürgecilere kul olarak yaşamaktadırlar. Onlar ne derse halk karşılıksız boyun eğmekten başka bir şey yapmamaktadır. Bütün bunların sebebi ise halkın izzet, kudret ve azamet kaynağı olan dine hor bakması sırtını çevirmesidir. Bir kere dönseler baksalar İslam’a onunla birlikte kaybettikleri izzet mahrum oldukları kudret ve haysiyetleri de nasıl dönüyor birlikte?..
Evet bütün Müslümanlar gaflet içerisindedirler. Hem de öldürücü bir gaflet. Dinden gaflet… Dünyadan gaflet… Kendi kendilerinden gaflet… ve hakikatler karşısında gözlerini açtıkları gün, Allah’ın kitabından inhiraf ettiklerinden, Allah’a haşa sırt çevirdiklerinden dolayı dünya ve ahirette de hüsranda olduklarında olduklarını göreceklerdir. Fakat neden sonra!

Müslüman (!) İdarecilerin Mesuliyeti

Müslümanların bugün duçar oldukları zillet ve horluktan karanlık ve gerilikten en çok mesul olanlardan birisi de Müslüman idarecilerdir.
Müslüman memleketlerden İslam’ı söküp atan yerine Allah’ın haram kıldığı şeyleri getirenler, Allah’ın hükümlerinden başkasıyla hükmedenler yine Müslüman adını taşıyan idarecilerdir.
Hükümet idarecileri Müslümanların hidayet-i Rabbaniyyeden uzaklaşıp, batı medeniyetinin dalaletlerine sokan, onlarla Müslümanlara hükmedenler onlardır. Siyasi, idari iktisadi ictima mevzularında İslam dışına çıkıp hürriyet, adalet, eşitlik nedir bırakmayan, İslam’ın farizalarını terk edip yardımlaşma, merhamet, dayanışma nedir koymayan, zulüm ve fesadı takviye milletin alın terini sömüren, Müslüman cemiyeti bozup yerine fısk ve fürün, isyan ve tuğyana dayalı sistemi getiren onlardır.
Müslümanların dinini öğrenmesini dini vazifelerini ifa etmesini Rabbı layezline yaklaşmalarını yasaklayan onlardır.
İslam Düşmanlarıyla Allah dost olmalarını yasakladığı dost olup, Müslümanların Allah düşmanlarına itaat etmelerini Allah yasakladığı halde itaat ettirenler onlardır.

Devlet Reislerinin Mesuliyeti

İslam’ın ve Müslümanların başına gelenlerden en çok mes’ul olanlar şüphesiz ki Müslüman olduklarını iddia eden imansız devlet reisleridir. Her ne kadar çıkardıkları kanunlar onların sırtından mes’uliyeti kaldırmışsa da İslam onları asla affetmeyecektir… Küçük büyük her şeyden hesap gününde mutlaka sorguya çekilecektir!..
Ey devlet ve hükümet reisleri! İslam’ı tekrar eski azametine, Müslümanları yine eski şahametine döndürecek güç ve kudretler sizin elinizdedir. Üzerine oturduğunuz, geçmişlerden devraldığınız sistemlerin iyiliğini veya kötülüğünü, düzenin bozukluğunu, İslam’a muhalif olduğunu biliyorsunuz. Milleti geri ve zayıf bırakan haddizatında bozuk olan düzenlerdir. İslam’a yamanmak istenen zaafların hepsi sizin zaafınızdır.
Ey devlet reisleri, her şeyden önce Müslüman olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Neden o halde İslam’ı her şeyin üstüne koymuyorsunuz? Neden onu tatbik etmiyorsunuz?

İslam Alimlerinin Mesuliyeti

Bugünkü halimizin mes’uliyetini omuzlarına yüklenenlerin başında ilim adamlarımız da gelir. İslam’ın bu hale gelmesinden mesul olanlar onlardır… Emperyalizmin ve emperyalistlerin, devlet idarecilerinin, İslam’dan uzak toplulukların suçlarından mesul olan yine onlardır.
Tabii ki onlar mesuldürler. Zira emperyalistlere seslenmeyenler, gayri İslami idarelere ses çıkarmayanlar. Halkın dinden cahil olarak yetişmesine sebep olanlardır. Onlar üzerine düşen vazifeleri yapsalardı. İslam alemi bu hale gelmezdi.

Abdulkadir Üdeh (İslam Şeriatı)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın