> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bu Bir Tercih
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bu Bir Tercih  (Okunma Sayısı 663 defa)
30 Ekim 2010, 16:59:00
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 30 Ekim 2010, 16:59:00 »



Bu Bir Tercih... İslâm'ı Tercih Ediyorum

Sabiha Ünlü


Okuyorum..

Soruyorum,

Gencim, sorguluyorum..

Hayatı, beklentilerimi, geçmişi, geleceği...

İyiyi ve kötüyü; gençlik terazimle tartıyorum...

Nereden geldim ve nereye gidiyorum?

Fizikte okuduklarım, Kimyada kurduğum denklemler..?!

Kim, maddelere çekim ve itim özelliği veren..?!

Bedenim, dünyam ve uçsuz bucaksız evren...

Ben ise, Senin akıllı-şuurlu bir zerren,

Cüssemle orantılı değil hassalarım...

Anlıyorum ki; ben farklıyım, ben özelim...

Şımarmazsam; çok değer ifade ederim... Üstlerin üstlerine yükselirim...

Şımarırsam; çukurların en çukuruna düşerim.

CAHİLİYEYİ RED...

Gencim..

Soruyorum, sorguluyorum..

Düşünüyor ve okuyorum...

İslâm Tarihi'ni, Siyer-i Nebî'yi...

Kardeşliği, hicreti; gerçek erdemi, fazîleti...

Haksızlığa ve zulme boyun eğmemeyi öğreniyorum...

Başkanlara, reislere...

Kureyş'in zenginlerine değil saygım...

Lât'a, Uzza'ya değil...

Sadece, Rabbimin huzurunda eğilmeyi öğreniyorum...

Şahıs adedince doğrular... Yaptığı zulümlere maşa ve destekci arayanlar... Benim yolum! benim yolum! diye çağıranlar...

Sayısız efendilerin şaşkın kölesi olmayı reddediyorum...

Ne geleneksel yapının cahili yanları...

Ne modernizmin dayatmaları...

Umudunuzu kesin benden...

Yol ayrımında tercihimi yaptım..

Derin bir acziyetten, sonsuz kudrete yöneliyorum...

OKUMUŞ ADAM, AÇIK OLUR!


Namazımı aylardır düzenli kılıyorum..

Hiç aksatmadan...

Sıra örtünmekte...

Örtüneceğim...

Rabbimin emri olduğu için örtüneceğim...

Yavaş yavaş etrafa söylüyorum niyetimi...

"Ne gerek var?" diyor, komşular.. "Sen okuyorsun"

Ama Allah (c.c.)'ın emri?!.. Hem siz de örtülüsünüz..

"Tamam da, günahı onların boynuna" diyorlar.. "Hem okunur, hem örtünülür mü? Ah biz senin yerinde olsak..."

Benim yerimde olsanız mı?

"Tabii ya.. Mahallede olmuyor... Ama şehre indiğimizde başörtümüzü kaydırıveriyoruz..."

Hem "Çok gençsin" diyorlar...

"Okulun bitsin, evlendikten sonra örtün..."

"Hem daha saçlarını yeni kestirdin... Hiç göstermeden, hemencecik, ne diye örteceksin?"

ÖRTÜNÜYORUM...

Yarın fakülteye başlıyorum...

Kararlıyım... Başımı örtüp gideceğim...

Lise yıllarında da, zaman zaman öğretmenlerimle ters düştüğüm olurdu...

Deniz Gezmiş'in idamına sevinen sağcı öğretmen kadar, bu olaya çok üzüldüğünü söylerken Kur'an-ı Kerim'e de iftira etmeyi ihmal etmeyen solcu öğretmen de, aynı şekilde üzmüştü beni...

Ve şimdi üniversite...

Kimbilir, kimlerle karşılaşacaktım...

Üstelik örtülü de olacaktım...
Görüntüm, düşüncemi hemen ele verecekti...
Belki, üniversitede söz hakkı bile verilmeden reddedilecektim...
O gece düşüncelerle geçti...
Ertesi gün neyle karşılaşacağımı bilemiyordum...
Şöyle sorulursa, ben de şöyle derim...
Örtüme itiraz ederlerse şu cevabı veririm...
Zihnimde kuruyor, itirazlara kendimi hazırlıyordum...
Örtünmekle doğruyu yapacağımdan emindim...
Zira, kimseye karşı gelmek, kimseyi sinirlendirmek değildi amacım...
Kimseyle ters düşmek istemezdim...
Hele kendilerinden ders dinlemek zorunda olduğum hocalarımla...
Ama galiba kaçınılmazdı bu...

TANSİYONU YÜKSELTİYORDUK ?!


Hocamız çok yaşlıydı...

Rahatsız olduğu için bir dönem asistanlar girmişti derse... O gün dersi profesör hanım yapacaktı...

Kapıda saygılı ifadelerle karşıladılar hocayı...

"Hocam hoşgeldiniz!"

"Hocam buyrun!"

Profesör gözlüğünü düzeltip şöyle bir baktı içeriye. Bizi gördü. (Başörtülü iki arkadaştık)

Uzunca bir aaaa! çekti...

"Onlar içerde kaldıkça ders anlatmam mümkün değil" dedi... "Tansiyonum yükseldi bile, onları gözüm görmemeli".

Hocayı sakinleştirmeye çalıştı asistanlar...

Biz de yaşlılığına hürmeten:

"Hocam!" dedik. "Sınıftan çıkmamız mümkün değil... Zira yoklama var... Ama, madem ki bu kadar etkileniyorsunuz, sizin gözünüzün önünde oturmamaya çalışırız... Arkadaşlarımızın dersine mani olmayalım... Buyrun lütfen..."

NEDEN ÖRTÜNÜYORDUK ?!


Arkadaşlarımız...

Onlarla problemimiz yoktu...

En çağdaşından, en muhafazakârına; arkadaşlık ilişkilerimiz normal sürüyordu...

En çok sorulan soru: "Neden örtündüğümüzdü..."

Kız arkadaşlarımız çok rica ettiler bir gün ...

" Biz size inanıyoruz, ama saçınızı doğrusu çok merak ediyoruz" dediler...

Samimiydiler gerçekten...

Uygun bir mekanda açtık ve gösterdik... Baktılar ki; saçlarımızı çirkin olduğu için örtmüyoruz... Defalarca özür dilediler...

Malûm seksen öncesi...

Örtülülerin çok az sayıda olduğu, öğrenci olaylarının yoğun yaşandığı dönemlerdi...

Sol görüşlü arkadaşlar kadar, ülkücü arkadaşlarla da olayları değerlendiriyorduk...

Sorumlu hissediyorduk kendimizi...

Gerek hocalarımız, gerekse arkadaşlar, bir olumsuzluğa şahit olduklarında bize hesap soruyorlardı:

"Bu dinimizde var mı peki?"

ONLAR DUYARLIYDI


Evet, öğrenci hareketleri yoğundu seksen öncesi...

Sık sık, mitinge dönüşen cenaze törenleri olurdu...

Sınıfta törenlere gidenler olunca, bazı hocalarımız ders yapmazlardı... "Gelin geçmiş konuları tekrarlayalım" derlerdi...

Bazen "Arkadaşlarınızın bir kısmı yok" denilerek, laboratuvarların iptal edildiği de olurdu...

Ya,hocalarımızın gönülden desteklerinden kaynaklanıyordu bu davranış... Ya da tehdit aldıkları içindi. Asistanların anlaşmalı işgüzarlıkları ve yaranma hareketi de olabilirdi tabii...

MEMURA KILIK KIYAFET GENELGESİ

Okulu bitirdikten kısa bir süre sonra çalışma hayatına atıldım...

Örtülü çalışıyordum...

Toplam sayımız on'u geçmese de; çalıştığım hastahanede, doktor, eczacı, biolog, hemşire, laborant; her dalda örtülü arkadaş vardı...

12 Eylül darbesinin hemen ertesinde hastahanemiz basıldı...

Arama, tarama ve gözaltılarla olağanüstü dönem başladı...

Memurlara ilişkin Kılık Kıyafet Yönetmeliği'nin ilk uygulamaları bizim hastahanede yapıldı...

Sivil başhekim, görevi, askeri başhekime (Albay'a ) devretti...

Sıkıyönetim tüm ağırlığıyla çöktü hastahanenin üzerine...

Albay (Başhekim) : "İhtilali sizin için yaptık" diyordu... " Paşa olmam sizin başınızı açtırmama bağlı."

Atatürk büstü küçük görünmüştü gözüne... Bunun kocamanını istiyordu... "Tırnaklarınızla kazıma pahasına da olsa, acele yapılacak" diyordu...

İbretle izliyorduk olan biteni...

1960 İhtilâlini "canlı örneklerle" büyüklerimizden duyuyorduk... Kitaplardan öğrendiğimiz kadar biliyorduk... 1980 İhtilâlinin bizzat içindeydik, fiilen yaşıyorduk...

ATATÜRK VE BAŞÖRTÜSÜ


Başörtümüzü savunmaya gidiyoruz...

Arkadaşlarımızın bir kısmı Atatürk'ün yakınlarının (eşinin ve hanımının), başörtülü resimlerini yanlarına aldılar... Ayrıca, Ata'nın, hanımların kıyafetini serbest bıraktığına dair sözlerini ve İslâm'ı öven söylevlerini derleyip Başhekim'e sundular...

Albay, alaylı alaylı tebessüm etti... "Siz ne kadar da safsınız" dedi. " Atatürk örtüyü hemen yasaklasında halkı karşısına mı alsındı... O, alıştıra alıştıra yaptı bunu... Hem siz Atatürk'ün hilafeti savunan pek çok sözünü de bulabilirdiniz...

O, önce savunur görünmüş, ortam müsait hale gelince -herkesten önce- hilafetin kalkması için, o gayret göstermiştir."

Albay sayesinde işin bu yönünü de öğrenmiştik.

Karşımıza; Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı davrandığımız iddiasıyla çıkıyorlardı...

Bu bilgilenmeden sonra; "Atatürk örtüye karşı değildi" ifadesi savunma şansını yitirdi...

CUNTA BİLİNÇLİ


Bir seferinde Albay (Başhekim), Kur'an-ı Kerim'de, sûrelerin başındaki harflerin (elif, lâm, mim gibi) ne anlama geldiğini sordu...

Mukâtaa Harfleri olduğunu söyledik ve bilinen şekliyle açıkladık...

"Hayır " dedi Albay... "Yanlış biliyorsunuz, o harfler, o sûreyi yazan vahiy katiplerinin imzaları..."

Bilinçli bir cuntayla karşı karşıya olduğumuzu anladık.

GENELE UYGULANAN İLK BAŞÖRTÜ YASAĞI

Bu arada tekrar fakülteye başlamıştım...

Biyoloji'yi, Psikoloji'yle tamamlamak istedim. Amacım Klinik Psikolog olmaktı...

1982'de ikinci sınıfın sonlarında, -bu sefer fakültelere- başörtü yasağı geldi.

Şaşırmıştım....

Gerçi Cunta'yı, hastahanede çalışırken yakından tanımıştım...

"Sizin için ihtilâl yaptık" diyenler, elbette, sadece kamu kurum ve kuruluşları'na baskı yapmakla yetinmeyeceklerdi...

İmam Hatipler ve fakülteler sıraya girdi.

Hatta, Kenan Paşa, Erzurum gezisinde, kendisinden su v...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bu Bir Tercih
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:23:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bu Bir Tercih rüya tabiri,Bu Bir Tercih mekke canlı, Bu Bir Tercih kabe canlı yayın, Bu Bir Tercih Üç boyutlu kuran oku Bu Bir Tercih kuran ı kerim, Bu Bir Tercih peygamber kıssaları,Bu Bir Tercih ilitam ders soruları, Bu Bir Tercihönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes