> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bizim dünyamıza doğru
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bizim dünyamıza doğru  (Okunma Sayısı 726 defa)
22 Eylül 2010, 15:35:40
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Eylül 2010, 15:35:40 »



Bizim Dünyamıza Doğru

Târihî büyük hâdiseler düsünüldügünde, düsünce ile aksiyonun iç içe yasadigi görülür. Bir taraftan aksiyonun fikirle beslenmesi, planlanmasi, diger yandan da hamle ve hareketin yeni düsünce ve projelere zemin teskil etmesi ma'nâsina bir iç içelik. Bu manâda, düsünce, aksiyon için bir semâ ve yagmur, bir atmosfer ve hava; aksiyon da düsünce için bir zemin ve saksi, bir toprak ve topraktaki kuvve-i inbâtiye gibi farzedilebilir. Evet, böyle bir mütekabiliyeti kabul etmek yanlis olmasa gerek. Zira her hamle, bir düsünce ve plânin tahakkuku, her düsünce de, o istikametteki hareketlerle gerçek çerçevesini bulabilmesi ve hedefine ulasabilmesi için bir baslangiç ve bir vetiredir. Iradenin ilk merhalesi, bir iç temâyül, nihâî siniri da azim. karar ve tesebbüstür. Düsünce bu vetirede, mebde'den müntehâya tipki atki ipleri mesâbesinde, suurlu faaliyetler de bu atkilar üzerine islenen dantelalar gibidir. Düsüncesiz, plânsiz davranislar çok defa falso ve karmasaya sebebiyet verir; hareketsiz fikirler de, düsüncenin nihâî buudu sayilan model olusturmayi engeller ve iradenin ruhunu zedeler.

Günümüze dogru gelirken, düsünce sualarinin, toplumun her yanini sarmasi engellendigi gibi irade de bütün bütün felç edildi.. temsil devre disi birakildi ve aksiyon da anarsiye katlettirildi. Çagin talihsiz cereyanlari çok defa. yiginlari, bir bunalimdan bir bunalima itti ve bir daginikliktan baska bir daginikliga sürükledi. Kitleler, bencil ve haris ruhlarin elinde, tutarsiz, mefluç ve saskin bir oraya çekildi, bir buraya ve hep istismar edildi. Bütün bu olumsuz hususlar karsisinda ister-istemez. günümüz insaninin henüz kalbî ve zihnî gücünü harekete geçirebilecek ölçüde olgunlasmadigini görüyor "ve hele biraz daha!" diyoruz.. ferdî seciyelerimizdeki zaaflari gidermek, iradelerimize güç kazandirmak, inançlarimizi besleyip kivama getirmek ve yeisin her çesidini ruhumuzdan söküp atabilmek için "hele biraz daha" diyoruz. Tabiî her seyden evvel Bati sokundan siyrilmak için de...

Evet, Bati'da gerçeklestirilen sanayi inkilâbindan bugünkü teknolojik gelismelere kadar, hemen her sey. sok sok üstüne üzerimizde felç edici tesirleri oldugu gibi, ilimciligin yanlis telâkkisi ve modernizm havâiligi de bir hayli basimizi döndürdü, bakislarimizi bulandirdi. Ihtimal ki, bu za'fiyet ve bu sarsinti daha bir süre devam edecek.. bu uyur-gezerlik ve bu sayiklamalar sürüp-gidecek ve dolayisiyla da kimbilir daha kaç yil disimizi sikip sabredecegiz.? Sabredecegiz, zira, fevkalâde sarsik bu umûmî bünyenin, derlenip kendine gelebilmesi ve toparlanip çagiyla hesaplasabilmesi için daha nice yillar, mercan derinligindeki canli bekleyise ve kuluçka durgunlugundaki aktif ve disiplinli harekete ihtiyacimiz oldugu suurundayiz.

Bu bekleyis ve aksiyon sayesinde, bir gün mutlaka bizim de dirilecegimize ve dünyanin çehresini degistirecegimize inancim tamdir. Ne var ki, böyle bir vetirenin yasanabilmesi için de, Sâh-i Geylânî derinliginde, Imam-i Gazzâlî enginliginde, Müceddid-i Elf-i Sânî Rabbânîliginde, Mevlânâ ask u heyecaninda, Bedîüzzaman câmiiyyet ve temkininde, günümüzün insanina yepyeni bir ruh vererek ona taptaze bir hayat zemini hazirlayacak büyük ve güçlü iradelerin yetismesi, yetisip asirlardan beri insanimizin duygu, düsünce ve firâsetini ezen buhran dalgalarini kirarak onun ruhunda "Cûdî" meltemleri estirebilmesi için zamana, ortama ve imkâna ihtiyaç oldugu da bir gerçek.. ve tabiî kendi kendimizi fethetmeye, ruh mekanizmamizi yeniden sekillendirmeye, kalp, his ve düsünce dünyamizi onarmaya da... Aksine, bizi Hizir çesmesine ulastiracak isik süvarilerini yetistiremedigimiz, kendimize, kendi degerlerimize kapali kaldigimiz ve rûhî sistemlerimiz itibariyle daginik yasadigimiz sürece, mesafe almamiz kâbil olmayacaktir; bugüne kadar olmadigi gibi. Bu konuda kendimize dista düsman aramaya da gerek yok; zira bizim düsmanimiz içten ve ayagini ayaginin üstüne atmis, villasinin penceresinden derbederligimizi seyrediyor ve kis kis gülüyor.

Bu itibarla da, eger mutlaka bir cihad stratejisi üreteceksek, bu strateji gönlümüze taht kurmus oturan, bu amansiz ve imansiz düsmanlari söküp atmaya ma'tûf olmalidir. Aslinda bizim dünyamiz, asirlar var ki, baska degil, iste bu düsmanlarin ablukasi altinda bulunuyor. Yillar ve yillar boyu milletimiz bu öldürücü ablukadan kurtulup, bir türlü kendine dönemedi.. kendi olamadi.. hep ayri ayri toplumlarin, örflerin, âdetlerin garip bir nokta-i mihrâkiyesi gibi, çok kavimleri, çok kabileleri, çok anlayislari, pek çok puta birden tapan, pek çok mevhum ilâh karsisinda ayni anda diz çöken ve her gün nice sahte ma'budlar önünde ahd ü peyman yenileyen bir düsüncezede gibi hep daginiklik örnegi oldu ve bir türlü toparlanamadi. Böyle oldu; zira o, bu talihsiz dönemde hiçbir düsüncenin tam ve dogru olduguna inanamadi, dolayisiyla da, pek çok fikrî cereyana birden endeksli yasadigi halde, tam olarak hiçbir akimin içinde bulunamadi.

Kimbilir bu sisli-dumanli dünyada ne büyük fikirler, hep berzahta kalip hayata geçirilemedi ve ne ciddi projeler, bu miyop bakislarin bulanik düsüncelerine çarparak kirildi! Evet, bunlara göre esya ve hâdiselerin ihtiva ettigi ma'nâ, ilim ve insan-kâinat münasebetleri, önemsiz, anlamsiz seylerdir; üzerinde durmaya degmez. Bunlara kalirsa, varlik adina bildigimizi bilir; bilmediklerimizi de, "nasil olsa yarin bilecegiz" mülâhazasiyla devreden çikarir ve her seyi kendi "sâbite"lerimize göre keser-biçer-sekillendirir; icabinda dünya kadar dogrulari yanlis, yanlislari da dogru göstererek, ilmi de, arastirmayi da kendi inanç ve kendi dogmalarimizin vesâyetinde pek âlâ sürdürebiliriz. Hem de, tâ baslangiçtan beri varliga da varligin geçirdigi safhalara da sâhitmisçesine, kesin bir üslupla atip tutarak ve bir kisim faraziyelerle herseyi oldu-bittiye getirerek.

Eger kâinatta inanilacak hiçbir hakikat yoksa, hiçbir düsünce inanilip kabul edilecek degerde degilse, varligin bir kaostan farki ne? Böyle bir anlayisin hâkim oldugu bir dünyada, hiç olmayacak meselelerde bile toplumu izâfiyecilikten korumak nasil mümkün olacaktir? Kendini izafîlige salmis yiginlar, en dogrulari dahi, aksinin dogrulugu kadar, en egrileri de yine aksinin egriligi kadar kabul etmeyecek midir? Tabiî temelde böyle bir anlayisin yayginlasmasi halinde ise, iyilik-kötülük düsüncesinden ahlâkîlik-lâahlâkîlik telâkkilerine kadar hersey rölativizmden nasibini alacak demektir. Bugün, herseyden ziyade milletçe muhtaç oldugumuz karakter, suur, idrak ve sorumlulugun harekete geçirecegi, davranis ve faaliyetlerin de, en az bugün ve bugüne ait zaruretler kadar, plân ve projelerinde yarinlari düsünen samimi, müteheyyiç fakat dengeli insan karakteridir. Gönlüyle varliga açik, dimagi bilgi suuruyla ma'mûr, her an kendini bir kere daha yenilemesini bilen, her zaman nizamin pesinde ve her lâhza ayri bir tahribi tâmir eden düsünce ve ruh mîmâri karakter..

O hep zaferden zafere kosacak ama; ülkeleri harap edip, harâbelerde pâyitahtlar kurmak için degil; insânî duygu ve melekeleri harekete geçirmek ve bizleri, herkesi ve herseyi kucaklayacak sekilde sevgi, alâka ve mürüvvetle güçlendirmek, yikilmis yöreleri onarmak, ölü kesimlere hayat üflemek, varligin damarlarinda can olup-kan olup akmak ve hepimize var olusun engin zevklerini duyurmak için.. zaten o, herseyiyle bir Allah adamidir.. ve O'nun halifesi olarak her zaman varlikla münasebet içindedir. Her hareket ve her faaliyeti kontrollüdür ve yaptigi her seyi de O'nun teftisine sunacak gibi yapar. O'nun duyuslariyla duyar.. O'nun bakislariyla görür.. üslûbunu O'nun beyanindan süzer çikarir.. ve O'nun iradesi karsisinda "gassâlin elindeki meyyit" gibidir.. O'na karsi acz u fakrinin suurunda olmasi en büyük bir güç ve servet kaynagidir. O, bu tükenmez hazineyi en iyi sekilde degerlendirmede asla kusur etmemeye çalisir.

O, ayni zamanda engin bir muhasebe ve murakabe insanidir; iyi-kötü, güzel-çirkin, onun mir'ât-i ruhunda, gece-gündüz, ziyâ-zulmet farkliligi içinde birbirinden ayri ve hersey yerli yerincedir.. iradesi, kalbi, suuru ve hissiyle, o, vicdan mekanizmasi ve onu meydana getiren latîfelere terettüp edecek en büyük gayeleri avlama pesinde.. ve "Hâlik'in atiyyelerini ancak matiyyeleri tasir" mülâhazasiyla, irade ile, sorumluluk arasindaki münasebeti; kalp ile, ask mâbeynindeki alâkayi; suur ile, varlik ve varligin perde arkasi sirlariyla temasi ve ittilâi; hissiyle, "bî kem u keyf" mutlak hakikati; marifeti ile birkaç kadem meleklerin önünde yakinlik soluklamaktadir.

O, sahsî hayati itibariyle, gözü hep örnek insan olma ufkunda.. ilâhî emir ve yasaklari temsilde evliyâ ve asfiyâ ile atbasi ve "kili kirk yararcasina" sözüyle ifade edilemeyecek kadar dakik ve ince. Hakiki Müslümanligi yasamadaki kahramanligi, Hakk'in sevmedigi seylere karsi ortaya koydugu tavri, inançlarini hayata geçirme yolunda basina gelecek seylere karsi fütursuzlugu ve mukavemeti tasavvurlar üstüdür. Hele ma'serîligindeki enginligi, Hakk eri ve halk insani olmadaki derinligi, Allah'a ve O'ndan ötürü varliga karsi duydugu aski, sevki, alâka ve endiseleri ifadelere sigmayacak ölçüdedir.

Zaten o, herseyden evvel ve sonra ledünnî bir mârifet ve vazife insanidir. Ledünnî vazife insani ile ne anliyoruz, ayrica üzerinde durulmaya deger...



ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bizim dünyamıza doğru
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:54:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bizim dünyamıza doğru rüya tabiri,Bizim dünyamıza doğru mekke canlı, Bizim dünyamıza doğru kabe canlı yayın, Bizim dünyamıza doğru Üç boyutlu kuran oku Bizim dünyamıza doğru kuran ı kerim, Bizim dünyamıza doğru peygamber kıssaları,Bizim dünyamıza doğru ilitam ders soruları, Bizim dünyamıza doğru önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes