Bizi Bekleyen Bayram Günleri

BİZİ BEKLEYEN BAYRAM GÜNLERİ

Bizi bekleyen bayram günlerimizin farkında mıyız?

Hemen birçoğumuz bayramın bittiğini, gelecek bayramın ise uzaklarda olduğunu düşünüyoruz değil mi? Gerçekten de bayramımız bitti mi? Gelecek bayramımız da çok uzaklarda mı?

Bence, hususi bayramımız bitmedi, hem de çok uzaklarda değil,belkide hemen önümüzdeki günlerimizde!.

İsterseniz sözü uzatmadan önümüzde bizi bekleyen günlerimiz nasıl bayram günümüz oluyor onu bir gözden geçirelim. Önce yaşanmış bir bayram örneğiyle bakalım bakalım bayram günü anlayışımıza.

Bir maneviyat büyüğü yatsı namazından sonra çıktığı cami avlusunda cemaate el uzatıp tokalaşarak 'bayramım mübarek olsun' diyormuş.

- Efendi demişler, geçmiş bayram gitti, gelecek bayram da henüz gelmedi, şimdi ise bayram diye bir gün yok ki sevinip de bayramlaşalım?

- Hayır der, maneviyat büyüğü. Bugün benim bayram günümdür. Çünkü der, ben bugün günah işlemedim, günah işlemediğim gün benim bayram günümdür. Onun sevincini paylaşıyorum sizinle..

Şu hatırlatmayı da yapar :

- Eğer siz de der, önünüzdeki günlerde böyle bayram günü sevinci yaşamak istiyorsanız, sabahtan günahsız yaşamaya niyet ederek başlayın gününüze. Şayet gününüzü günahsız tamamlayabilirseniz o gün sizin de bayramınız olur. Böylece senede iki bayramla kalmaz, günahsız yaşadığınız günler sayısınca bayram yapar, bayram sevinci yaşarsınız. Ayrıca der, Peygamberimiz de sizinle birlikte olur, günahsız yaşadığınız bu bayram günlerinizde..

Burada bu önemli müjdeyi açıklığa kavuşturmak için şu soruyu sorma gereği duyuyoruz:

- Günahsız yaşadığımız bayram günümüzde Peygamberimiz nasıl bizimle birlikte olur?

Bu sorunun cevabını da Horasan'ın maneviyat büyüğü Ebu-l Hasan Harkani'den dinliyoruz. Harkan'daki vaazlarında bu sevindirici haberi şöyle verir cemaatine:

- Ey Müslümanlar der, günlük hayatınızı Peygamberimiz'le birlikte yaşamayı arzular mısınız? Bütün gün boyunca O'nun yüksek ruhaniyetinin sizinle birlikte olmasını ister misiniz?

- İstemez olur muyuz? derler, O'nunla birlikte olmak hayatımızınen yüce gayesidir. Ancak bu kutsal birliktelik nasıl olur?

Ariflerin sultanı şöyle anlatır Peygamberimiz'in ruhaniyetinin birlikte olacağı günü:

- Siz der, günlük hayatınızı, günahsız yaşamaya karar verin. Günahsız yaşamaya muvaffak olduğunuz o gün sizin bayram gününüz olur. Böyle bir bayram gününde Peygamberimiz'in ruhaniyeti de sizinle birlikte olur. Çünkü der, Peygamberimiz de günlük hayatını günahsız yaşamış, gününü günahsız yaşayarak bu sünnetini ihya edenlerle birlikte olacağını da bizlere haber vermiştir! Yeter ki siz gününüzü günahsız yaşama niyetine girin, Peygamberimiz'in günahsız yaşama sünnetini ihya etme örneğini verin..

İşte biz bu sevindirici bayram anlayışı karşısında birazcık duruyor ve şu uyarıcı soruları sorma gereği duyarak diyoruz ki:

- Bizi günahsız günler yaşamaya teşvik eden bu bayram anlayışımıza siz nasıl bakıyorsunuz? Gerçekten de günahsız bir gün yaşamaya sabah niyet eder de, akşama kadar da o günü günahsız tamamlamaya muvaffak olursak bu, Peygamberimiz'in ruhaniyetinin de bizimle birlikte olduğu gerçek bayram günümüz olmaz mı? Ahirette bizi kurtaracak hususi bayramlarımız da böyle günahsız yaşadığımız günlerimiz sayılmaz mı? Buna göre, önümüzde günahsız yaşayabileceğimiz nice hususi bayram günlerimiz de bizi beklemiyor mu? Bekliyor da biz bu bayram günlerimizin hiç de farkında değil miyiz yoksa?

- Ne dersiniz bu sorulara? Gerçekten bayramımız bitti mi, yoksa önümüzde günahsız yaşayacağımız bayram günlerimizin bizi beklediğinin farkında mıyız? Var mı gönlümüzde günahsız günler yaşama aşkı,Efendimiz'in ruhaniyetiyle buluşma şevki? Yoksa bu hatırlatmadan sonra mı oluşacak bu aşk ve arzular?

Cevabı siz vecerecek, takdiri siz yapacaksınız. Bize düşen bayram anlayışımızı anlatmak,günahsız yaşama günlerimizi düşündürmektir..
....

Ahmet ŞAHİN
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın