๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 29 Haziran 2010, 16:46:01



Konu Başlığı: Bize deli lazım deli
Gönderen: Sümeyye üzerinde 29 Haziran 2010, 16:46:01
Bize Deli(!) Lazım Deli(!)


Allah, onu topraktan yarattı ve sonra ona ol! dedi ve oluverdi
Tip, örnek anlamlarına gelen el-edeme(*) kelimesinden türeyen Adem ismi konuldu
Adem ve eşi cennete yerleştirildikten sonra bir tek ağaç dışındaki bütün meyvelerden yiyebilecekler idi
Mutezile ve Kaderiler o cennetin mü’minlerin ebedi kalacakları cennet olmadığını söylerler Zira Adem ve Havva ebedi kalmamışlardır Aynı görüşü İmam-ı Azam Ebu Hanife de destekler
Ve Kur’an’da cennetten bahsederken orada ne boş bir sözün ne de bir yalanın olamayacağı ifade edilir O cennet cennetül huld olsa idi şeytan onları nasıl kandırırdı? O halde cennet kelimesinin bir bahçe olması ve o bahçenin güzelliklerinden mahrum edilip dış dünyaya sürgün edilme Tevrat’ta da Aden’de bir bahçede yaşadığı ifade edilir (Doğuda olduğu söylenir Filistin’de olduğu da ifade edilmiştir)
Cumhur ise, o cennetin ebedilik cenneti olduğunu oradan yalan olmayacağı sorusuna da şeytanın uzaktan Adem’e vesvese verdiğini Adem (as)’ın da bu vesveseye kapılıp hata ettiğini ifade ederler Kesin bir sonuca varılamadığından Allah-u Alem demek daha hayırlıdır Adem ve Havva konusunda, Kazanlı Müctehid Musa Carullah Bigi(1) “Uzun Günlerde Oruç” adlı ictihad kitabında şöyle bahseder:
Ayeti Kerime’de: "Ey insanlar, sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden de bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden sakının”(2)
"Halaga minha zevceha" ayeti kerimesinin tefsirinde Havva, Adem’in sol kaburgasından yaratıldı diye tefsirciler ittifak etmişlerdir Halbuki ayet üzerinde gereğince düşünülmediğini ifade eder "min" kelimesi teb’in için manasında kullanılırsa şu ayetlere ne dememiz gerekir: "halagaküm min dayfin", "huligal insanü min acelin"
“Allah sizi güçsüzlükten yarattı”(3)
“İnsan aceleden yaratılmıştır”(4)
Halbuki biz bu ayetlerde geçen kelimeler zahiri manasıyla alınmayıp insan aceleden yaratıldı denilmeyip insanın tabiatından bahsettiği aceleci olduğunu, güçsüz olarak yaratıldığından bahsedildi denir de bu ayette niye elimizde net bir delil olmadığı halde sol kaburga kemiğinden yaratıldığını ifade eder
Halbuki hadiste "Onlar kaburgalardan yaratılmışlardır Kaburgalarda da en çarpık yer, yukarı kısımdır Eğer sen onu doğrultmaya yeltenirsen onu kırarsın Olduğu gibi bırakırsan da çarpık kalır Kadınlara karşı iyi davranınız"(5) hadisinden net bir şekilde kadının kaburga kemiğine benzetilmek istendiği çıkmaktadır
Ayette "Kadınlarla gönül rahatlığı içinde bir arada yaşayınız Eğer onları sevmezseniz sabrediniz Belki de bir şeyi sevmez ve ondan hoşlanmazsanız, fakat Allah orada sizin için büyük bir iyilik yaratır"
Eğer onları sevmezseniz yani sevmeyeceğiniz işleri yaparlarsa zira hadislerde onlar kaburga kemiğine benzetilmiştirler ki bu benzetme kadınları zemmetmek veya tahkir etmek için değil erkeklerin aklını başına alması, muhatap oldukları bayanların zayıf olmaları hasebiyle onları doğrultayım derken kırmamaları gerektiği ifade edilmektedir
Bu sol kaburga kemiği teşbihini gerçek zannedenler hakikaten sol kaburga kemiğinden yaratıldı demiş ve tefsirlerde bununla beraber uydurma izahlar almıştır
Adem cennette uykuda iken, sol taraf kaburgasından alınan bir kemikle Havva yaratılmış ve bu ameliyeden Adem hiç acı duymamıştır Böyle olmasa idi hiçbir erkeğin karısına karşı muhabbeti olmazdı (Salabi-Kesai) Adem topraktan Havva da kemikten yaratıldığından erkek yaşı arttıkça güzelleşir, kadın da yaşlandıkça çirkinleşir gibi yorumlar vardır Velhasıl
Bütün bu anlatılanları dinledikten sonra kendi kendime: Hz Havva’nın yaratılış olayı hakikaten eğe kemiğinden mi yaratıldı yoksa Musa Carullah’ın dediği gibi bu sadece bir teşbih mi idi
Tefsirciler toptan yanıldı da Musa Carullah mı isabet etti, yoksa Musa Carullah isabet etti de, tefsirciler mi toptan yanıldı?
Bence asıl önemli olan şu idi bundan daha çok yakın zamana kadar ilmine güvenen hatta geçmiş bütün tefsircilerin yanıldığını iddia eden alim insanlar çıkmıştır Bunlar yanılsalar dahi bunlara cevap verecek insanların daha da boyutlu düşünerek etrafını mani ağyarını cami eder cevap vermeleri gerekmekte idi Nasıl ki bir zaman ehli sünnet alimleri bu iş böyledir deyince herkes tamam dermiş, ama bir grup türemiş Mutezile olaylara zıt ve akli deliller sunmuşlar ve ehli sünnettin gözü açılmış, artık fetvalar hem naklen, hem de İslamî akıl metoduna uygun fetvalar olmuş Hani derler ya (teşbihte hata olurmuş ama olsun) deli deliyi görünce çomağını saklarmış ya, yani akıllı davranmak zorunda kalırmış ya, şimdi medyaya bakıyorum meydanı boş bulan deliler İslamî fetvalarda nara atmaktadırlar Onlara çomaklarını saklatacak yiğitler ne zaman yetişecek, evlatlarımızı yeterince yetiştirip doktor, avukat, mühendis yaptık yetmedi mi? Zaten materyalist dünyada kendini hizmete adayanlara deli demiyor muyuz? Bizler şimdiye kadar vefat eden alimlerimizin yerini dolduracak kimler yetiştirdik?
Nerede, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Babanzade Ahmet Naim, Asım Köksal, Ömer Nasuhi Bilmen, Vehbi Efendi?
Evlatlarımızı, belki de önce kendimizi İslamî hizmetlere adamanın vakti geldi de geçiyor, haberimiz olsun
 

Dipnotlar
(*) Adem isminin manası hakkında bir çok rivayet de vardır En doğruyu bilen Allah’tır
(1) Musa Carullah Bilgi Kazanlı bir Müslüman filozof 75 yıllık ömründe 122 eser telif etmiş, bir çoğunu da Arapça yazmıştır Buhara medreselerinde eğitim görüp bir on yılda Mısır’da İslamî ilimlerle meşgul olmuştur Orenburg’da 1910’da hüseyniye medresesinde öğretmenliğe başlamış, 1949’da vefat etmiştir Fikret Şanlı
(2) Nisa/1
(3) Rum/54
(4) Enbiya/37
(5) Sahihu’l Buhari/Nikah 80
(6) Nisa/18

ALINTI