> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bizden Selam Söyleyin
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bizden Selam Söyleyin  (Okunma Sayısı 773 defa)
26 Eylül 2010, 11:22:35
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 26 Eylül 2010, 11:22:35 »



Bizden Selam Söyleyin

Ümidimiz sizde. Götüreceğiniz selâmda, sözde. Daha iner inmez uçaktan, birden Medine’nin o sımsıcak ama uhrevi havası yüzünüzü yalayacak, ruhunuzu okşayacak. Bir ömür boyu çektiğiniz hasret artık bitecek.

Ne mutlu size ey kutlu yolcular. Kalbim yanınızda. Selamım sizinle. Kalbinize aniden doğan o ilk ilhamla beraber Sevgilinin huzuruna vardığınızda lütfen iletin selamımızı. En Sevgiliye, Sevgilinin Sevgilisine iletin. Lütfen halimizi arz edin. Dilim diliniz olsun, duam dualarınız. Duygularım duygularınızın içinde akıp gitsin. Kalın, öylece kalın, hiç kımıldamayın. Unutmayın sakın, ne demişti Sevgilimiz (s.a.v.): “Beni kabrimde kim ziyaret ederse sağlığımda ve hayatımda etmiş gibidir.” Bu mübarek sözü hatırlayın. Benim de selamımı iletin sevgili Nebiye ne olur.

Sayısız saplantılar, sıkıntılar ortasında belki de çatlamak derecesine gelen onca derdin kederin içinde kalbinizin nasıl da yıkanıp arındığını hayretle, ibretle seyredeceksiniz. Görüp yaşadıklarınıza tek tek şükredeceksiniz. Huzur budur… Her şey manasını burada bulur. Bu zevkten kendinizi hiç alamayacaksınız. “Bundan önce hayat var mıydı? Yoksa ben yeniden mi yaratıldım?” diyeceksiniz.

Tekbir sesleriyle uğurlanırken daha evinizin eşiğinde, kapısında dualarla arkanızdan el sallanırken, ılık ılık gözyaşları yollarınıza seller sular gibi akıtılırken ruhumu da gönderiyorum sizinle. Ne yer ne de bilet istemez. Hafızanızın bir köşesi bana yeter. Selamımı gönderiyorum sizinle. O pek geniş ve merhametli kalbinizin içinde bütün müminlerin dualarının da olduğunu bilerek ve kendime de bir selâmlık yer bularak gönderiyorum binbir ümitle… Güzel başlayan güzel biter. İşte bu yolculuk da güzel başladı. İnşaallah öyle de gider.

Hiç uyanmak istemeyeceğiniz bir rüyanın eşiğindesiniz. Günlerce sürecek bu. Daha gitmeden nasıl ki günler öncesinden başladıysa, geldikten sonra da sürecek bu tatlı ama gerçek rüya. Rahat döşekler aramayacaksınız. Az şeyle mutluluğu tadacaksınız. Birçok faydasız ve lüzumsuz yükün ağırlığından kurtulacaksınız. Sadece ve sadece tek bir cümlenin tekrarından ve terennümünden zevk alacak dilleriniz:“Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnnel hamde, venni’mete, leke velmülk lâ şerike lek…”

Kalpten gelen bir aşkla dolu dolu söyleyeceğiniz bu cümleler seyahatiniz gibi niyetinizi ve ibadetinizi de anlamlı kılacak. Rüyalarınız bile değişecek, güllerle süslenecek. Ruhunuz özlediği kokusuna, cennetine, özgürlüğüne kavuşacak. Her anınız, her davranışınız bir zafer işareti olacak. Her adımınız, cennetin bağ ve bahçelerinde güvenle atılmış bir adım olacak. Kim bilir hangi sahabe tutacak elinizden, yolunuzu aydınlatacak. Belki de Peygamberimizin torunları Hz. Hasan ya da Hüseyin, belki de babaları Hz. Ali, belki de anneleri Hz. Fatıma, belki de anneanneleri Hz. Hatice. Kim bilir, kim bilebilir ki Allah’tan başka. Uhud’dan geçerken şehitlerin kılıç seslerinin şakırtılarını duyacaksınız. Musab bin Umeyr’in, şehitlerin efendisi Hz. Hamza’nın kokusunu alacaksınız, kim bilir. Sevgili Nebinin etrafında el pençe duran, her şeyinden vazgeçen belki de Hz. Nesibe’yi yaşayacaksınız. Orada yaşanacak çok şey var. Hiçbir şey de imkânsız değil. Yağmursuz bir günde gözyaşlarınız o topraklara inci taneleri gibi düşecek. Ve sonra niçin bu topraklara az yağmurun yağdığını daha iyi anlayacaksınız. Bu kadar gözyaşının yağmur olup aktığı, rahmet olup yağdığı bir beldede yağmur bile hürmeten, saygıdan geride kalıyor. Yer açıyor mübarek gözyaşlarımıza, ‘buyurun’ diyor. Siz cehennemin ateşini bile söndürecek kutsiyettesiniz diyor.

Evet, onlar nasıl yaşadılarsa öyle öldüler. O topraklardasınız şimdi. Kalbiniz tekrar dirilecek inşAllah. Hacer-ül esved’in hemen yanında bir kapı var, Kabe ya da hacet ve dua kapısı deniliyor ona. Oraya tutunup o eşikten edilen duaların asla geri çevrilmediği söyleniyor. Perdesiz vasıtasız kabul ediliyor bütün dilekleriniz. Hatırlayın 90 yaşını çoktan aşmış Abdülkadir Geylani (r.a.)’ı. o perdelere tutunup da “Vallahi affetmezsen buradan dönmem, ayrılmam ya Rabbi” diye yakardığını duyar gibi olacaksınız. Oralara sinmiş çok hatıralar var. Ruhunuzun inceldiği nispette görecek, duyacak, hissedeceksiniz, işiteceksiniz. İç mekânda tavaf yaptığınız o taşların altında ise bir rivayete göre 43 peygamberin kabri var. Tavafınız peygamberlerin ruhu ile beraber olsun, mübarek olsun. Ne mutlu size. O altın sandukanın içinde ise Hz. Peygamberin ayak izlerine en çok benzeyen Hz. İbrahim’in ayak izleri var. Kur’an bunlara işaret ediyor; “orada işaretler var, belgeler var” diyor. Hacer-ül esved ise bir diğeri bu belgelerin. Zemzem ab-ı hayatımız. “Ne maksatla içilirse onun içindir” diyor Hz. Peygamberimiz. Bu işaretin en canlısı o. Ve Kabe. işte özlediğiniz, arzuladığınız, ilk defa rüyası sahte çıkmayan gerçeğin gerçeği bir tablo. Onu ilk defa görenin duaları reddedilmiyor. Allah’ım burada ve buradan sonra edeceğim duaları kabul et diye bir duamız var Kabe’yi gördüğümüzde. Duanızın içinde, dualarınızda olsun unutmayınız. Cıvıl cıvıl kuş ve kırlangıç seslerinin, cihetsiz kuş seslerinin çevrelediği bir anda Hicaz akşamlarının o güzelim vakitlerini, akşam namazıyla beraber yaşayacaksınız. Hiç unutulmayacak bir andır o. Bir mahşer numunesi yaşayacaksınız daha ölmeden ve henüz dünyada iken.

Hayatın en önemli gerçeklerini ilk defa görecek ve seveceksiniz, yudum yudum iliklerinize kadar içeceksiniz orada. Gözlerinize, dilinize, elinize ve sözlerinize dikkat edin oralarda. Sevabı da çok fazla her hareketin sorumluluğu da. Mekke’de bir büyük mucizeyi yaşayacaksınız belki de.

Aah Mekke. Peygamberimin doğduğu diyar. 52 yaşına kadar misafir olduğu kutlu belde. Yüzlerce binlerce yanlış adetin kaldırılıp toprağa gömüldüğü yer. Hele bir tanesi o kadar sevindirir ki beni. Mekkeli çocukların gözlerinde o sevinci gördüm hep. Diri diri kız çocuklarının topraklara gömülmesinin yasak edildiği günün sevincini gördüm o gözlerde. Dünya tarihi böyle bir devrimi ne yaşadı ne de yaşayacak. Bu belde tüm insanlığa rahmet ve şefkat prensiplerinin ayet ayet, sure sure indiği beldedir. Mübarek beldedir. Mekkeli bir kız çocuğunu gördüğünüzde başını okşayın, gözlerinin içine dalıp gidin. Belki aynı hatırayı siz de yaşarsınız kim bilir.

Bazen birden bazen yavaş yavaş çıkar gerçekler insanın karşısına. Ne kadar sebepsiz, izahsız halleriniz olacak bir çocuk saflığı içinde. Asabi halleriniz geride kalmıştır artık. Karanlık, kötülük, dalalet, melanet, kir, is, pis, ne varsa geride artık. Ruhumuzu aşağıların aşağısına çeken ne varsa burada bu boyutta yok. Rabbim hepimize bu manevi boyutta yaşamayı nasip etsin. Rüzgârın, akşamın, güneşin ve sabahın getirdiği mesajları dinleyin. Gerçeğin de gerçeği bir harikalar ve mucizeler diyarındasınız. Gördüm, yaşadım, inandım diyeceksiniz. Boş bir tıkırtı ya da lakırdı yok orada. Oraya varış, orda oluş nedeninizi hiç ama hiç unutmayın. Sadece kendi selamınızı değil bizden de bir emanet, bir selam götürüyorsunuz. Telaşa hiç gerek yok. Peygamberimizin “Umre ve haccımı bana kolaylaştır Ya Rabbi” duasını unutmayalım. Bir incelik var burada. Demek ki çok müşkülat çok imtihanla karşılaşacağız. Hepsine karşı tek silahımız abdestimiz inancımız ve sabrımız olacak. Affedeceğiz ki affedilelim. Görmezden geleceğiz ki görülmeyelim. Biz oraya kusur bulmaya değil ayıp aramaya hiç değil kaybettiğimiz cenneti bulmaya geldik. Boş sözlere boş laflara boş konuşmalara kulak vermeyeceğiz. Biz Allah’ın misafiriyiz. İzzet ve şerefimiz ondandır. Bu şeref yeter bizim için.

Erken ya da geç gitmişim ne fark eder. Her olan şey tam anında ve zamanındadır. İnceldikçe incelecek elinizdeki bir zemzemi bile içemeyeceksiniz. Bir hurmayı ağzınıza atıp yiyemeyeceksiniz bir başkasına vermeden, bir başkasını gözetmeden tadamayacaksınız hiçbirini. Mide ve damak zevki ne kadar da gerilerde artık. Ruhun o çok geniş olan hayat dairesine gireceksiniz. Gözyaşlarınızın arkasından tüllenmiş perdelerle bakacaksınız ilk defa. Pişmanlık mı deseniz, tövbe mi, geç kalış mı, boşuna oyalanış mı, her ne ise. Olan olmuş. O altın damlalar bitti deseniz de her defasında göz pınarlarınızdan oluk oluk akacak. Kalbiniz imanın neşesiyle zevkiyle dolacak. Ellerinizi bile çok defa kaldıramayacaksınız. Belki duaya da açamayacaksınız. Her haliniz dua olacak. Gönlünüzün kapılarının perde perde açıldığını hissedeceksiniz. Dudağınız susacak kalbiniz konuşacak. Elleriniz değil gönlünüz açılacak.

Ruhunuzun cennet misal bir âleme girdiğini görecek ve ancak o zaman sakinleşeceksiniz. Ey hızlı hızlı çarpan yüreğim, ey yaşlı kalbim, ey kalbimi taşıyan bedenim, sakinleş biraz. Heyecanına ses veren yolcularla berabersin, şimdi oradasın.

Medine aşkına, Mekke aşkına, Resulullah aşkına, sahabe aşkına, bu aşkın yaktığı kalpler aşkına binler rahmet olsun, binler selam ve rahmet insin oralara, o beldelere, oranın hatırasını taşıyan karış karış her yere. Başta Peygamberime, Hz. EbuBekir’e, Hz. Aişe’ye, Ömer’e, Osman’a, Ali’ye, Hatice’ye, Fatıma’ya, Hz. Hasan ve Hüseyin’e, Hz. Hamza’ya, Zeynel Abidin’e, Muhammed Bakır’a, Cafer-i Sadık’a, Mevlana’ya, Şah’ı Nakşibend’e de, İmam-ı Rabbani’ye. O yolun günümüzdeki temsilcilerine, hepsine selam, hepsinden selamla ve rahmet dualarıyla şefaat talepleriyle. İzninizle selamımı selamlarınızın arasına katıp gönderiyorum bu kutlu yolcularla. Allah’ım sevgilinin hürmetine bu garipten, bu fakirden de dinleyeni okuyanıyla beraber gönül iklimine birer fatiha ulaşsın tüm sevdiklerimize. Unuttuklarımızı hafızamızla beraber Sana emanet ediyoruz. Sen hiçbir şey unutmayan Hafiz’sin, ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah’ım. Günahlarımızı affeyle. Haclarımızı, umrelerimizi mebrur ve makbul eyle. Gönderilen selamları da sahiplerinin ruhlarına ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bizden Selam Söyleyin
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:09:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bizden Selam Söyleyin rüya tabiri,Bizden Selam Söyleyin mekke canlı, Bizden Selam Söyleyin kabe canlı yayın, Bizden Selam Söyleyin Üç boyutlu kuran oku Bizden Selam Söyleyin kuran ı kerim, Bizden Selam Söyleyin peygamber kıssaları,Bizden Selam Söyleyin ilitam ders soruları, Bizden Selam Söyleyinönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes