๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 01 Temmuz 2010, 03:33:10



Konu Başlığı: Birbirimizle iyi geçinmek bizim sorumluluğumuza bırakılmış!. Biz Müslümanlar
Gönderen: Sefil üzerinde 01 Temmuz 2010, 03:33:10
 Birbirimizle iyi geçinmek bizim sorumluluğumuza bırakılmış!.
   
Biz Müslümanlar olarak kendi içimizde ve aramızda nasıl birlik beraberlik ruhu ve anlayışı içinde olmamız gerektiğine önemli ikaz ve işaretlerde bulunan bu yazıyı Kırık Testi'den (önemine binaen yerimizin aldığı kadarıyla özetleyerek) arz etme gereği duydum.

Sanırım siz de benim gibi, Efendimiz'in (sas) kabul olan ve olmayan şu iki mühim duasını dikkatle okuyacak, ibretle düşüneceksiniz.

***

-Peygamber Efendimiz (sas) Ümmet-i Muhammed'in kökten ve toptan yok edilmemesi, umumi bir kıtlığa maruz kalmaması ve çoğunu helak edecek bir düşmanın onlara musallat kılınmaması için Cenâb-ı Hakk'a dua dua yalvarmış ve Allah, (cc) Efendimiz'in (sas) bu duasını kabul buyurmuştur. Buna göre bu ümmet, umumi bir helake uğramayacağı gibi, devamlı olarak başkalarının hâkimiyeti altında da kalmayacaktır. Ancak Efendimiz (sas) bu ümmetin kendi arasında birbirleriyle vuruşmamaları, birbirlerine düşmemeleri için yapmış olduğu duasının Cenâb-ı Hak tarafından kabul buyurulmadığını ifade etmiş, haber vermiştir. (Müslim, Fiten, 19/20)

Bu son talebin kabul edilmeyiş hikmetiyle alakalı şu son derece önemli yorumu yapmaktadır Hocaefendi. Dikkatle okuyoruz:

-Bu mesele, insanların kendi iradeleriyle çözecekleri bir husustur. Zira insan, akıl ve şuur sahibi bir varlıktır. Kendi iradesi işin içinde olmadan sürü gibi güdülmek, bir yere toplanmak, ağaçlar gibi üst üste yığılıp bir arada bulunmak insan haysiyet ve şerefine terstir. Bunun yerine insanın, iradesinin hakkını vererek bir arada yaşayabilme ve başkalarıyla beraberlik tesis edebilme yollarını araştırması gerekir. Bu onun imtihanıdır.

Zaten Cenâb-ı Hak İlahî kelamında farklı âyet-i kerimelerde tekrar tekrar insanların birbiriyle imtihan edileceğini ifade buyurarak Ümmet-i Muhammed'in maruz kalabileceği bu azim (büyük) fitne hususunda bizi ikaz etmektedir. (En'âm Suresi, 6/53)

Evet, Allah (cc) bizi pek çok şeyle imtihan etmektedir. Bazen hastalıklarla, bazen musibetlerle, bazen ibadat-ü taatle, bazen de günahlarla yani günahlara karşı bize verdiği zaaflarla imtihan ediyor. İnsan bu imtihanların hangisinde muvaffak olursa, o sahada imtihanı kazanmış demektir.

İşte bu imtihanlardan biri de bazımızın bazımızla imtihan edilmesidir. Allah (cc) insan nevinde değişik neviler yaratmıştır. İnsanlardan her bir fert başlı başına bir nev gibidir. Herkesin mizaç ve huyu farklıdır. Kimse kimseye benzemez. Allah insanları bu şekilde farklı farklı yaratmakla, esma-i ilâhiye ve sıfat-ı sübhaniyesinin tecellilerini gösteriyor. Ve aynı zamanda bununla bizi imtihan ediyor ve imtihanda başarılı olanlara mükâfat vaat ediyor. Yani senin huyun onun huyuna uymadığı gibi, onun huyu da sana uymayacak. Sen ayrı bir meşrebin çocuğu, o ayrı bir mizacın çocuğu, öbürü de yine ayrı bir mezağın çocuğu olacak. Ancak aranızdaki bütün bu farklılıklara rağmen, birlik ve beraberlik tesis edebilmenin, beraber yaşayabilmenin yollarını arayacaksınız.

Kaldı ki bazı huyları kötü olan bir insan, "mutlak kötü insan" demek de değildir. Hususiyle Allah'a, Peygamber'e, haşr ü neşre iman eden, namaz kılan, oruç tutan bir kimseye kötü adam damgasını vurursanız kendiniz kötü bir sürece girmişsiniz demektir. Burada yapılması gereken, ona hemen kötü damgası yapıştırıp irtibatı kesmek değil, bir yolunu bulup aradaki kırgınlığı gidermek, dostluk ve kardeşliği yeniden tesis edip kucaklaşmayı sağlamaktır. Kırgınlığın geçici, kardeşliğin kalıcı olması gerekir çünkü.