๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Haziran 2010, 09:24:02



Konu Başlığı: Bir selam bekler gönüller
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Haziran 2010, 09:24:02

 Bir selam bekler gönüller

Kutadgu Bilig “selamı veren eman verir; selamı alan selamette olur”
der ve “garibe bir selam, bir altın yerine geçer” diye ilave eder

Barıştır selamın bir anlamı ve bir anlamı huzur
Selim ile Salim, Selami ile Selamet, Süleyman ile Müslim, Müslüman ile İslâm
Hep aynı kökten hep aynı çiçekten Ilgıt ılgıt rüzgar, ışık ışık tebessüm

Hiçbir şey iken biz, Elest Bezmi’nde bize can bağışlayana can verme sözüdür selam
Gök kapılarını açan kutlu zamanlar güzeli Temiz yüreklerin ve gülen yüzlerin artırır aydınlığını
Doldurur beyaz heybemizi ve boşaltır kara defterimizi Rahmetinden alır kuvvetini diller ve o söz ile silinir bütün suçlar

Selam bir gülümseyiş, selam bir bakış, selam bir merhabadır;
selam tam vaktinde bir gönül alma, ta yürekten bir teşekkürdür

Selam bir umman; sevgi saklar derinliklerinde
Selam içten bir tebessüm, kalbî bir yakınlıktır Selam ve aleyk, birbirini bütünleyen ikizler

Selam geldi ve bütün yaslı çehrelerdeki kederlerin yerini en içten tebessümler aldı
Onun sıcaklığıyla karanlık gönüllerimiz aydınlandı Göz gözü görmez olduğunda ve ters düştüğünde birbirine bütün yollar ve dahası gönüller kapattığında birbirine çelikten kapılarını,
açtırmaz mı bahar çiçeklerini bir selam?

Adı sinelerimizden kazınmak ve namı yeni nesillere unutturulmak istendi Ve şair:

Bir devrde geldik ki azîzân unutulmuş
Tutmuş yerini hurd u büzürgân unutulmuş demek zorunda bırakıldı

Hasretlerimiz düğüm düğüm selamlarda gizlenir ve seher yelleriyle gönderilir yar olan uzak diyarlara
Selamların en güzeli ile başlar ve selam ile sona erer bütün mektuplar
Heyhat! Ne selamlar ile rahmet dilediğimiz dualarımız, ne de satırlarında sevgi çiçekleri açan mektuplarımız kaldı

Oysa o, kıyamda bir ayet; kaidede bir tahiyyattı Küçük büyüğe, yürüyen oturana, süvari piyadeye, az çoğa
Ama ne zaman ki ilâhi huzura selama durmayı unuttuk ve sağ cenahımızdaki meleği işsiz bıraktık, işte o zaman unuttuk selamı
Belki içimizdeki yabanlıklardır veya yabancılıklardır bize selamı unutturan Sahi, kalbimizin bütün paslı kapılarını ardına kadar açıp da, o vefalı dosta en son ne zaman bir salât u selam yolladık?

Oysa O, “sizden biriniz bir meclise girdiğinde evvela selam versin” ve “aranızda selamı yayınız” buyurmuştu
Ve kutlu bir selam ile gelmişti dünyaya

Oysa duymadı mühürlü kalpler teri gül kokanın selamını

Oysa O, bir gün arkadaşlarının arasında, uzaklara bakıp, “kardeşlerime selam olsun!” demişti

Yazık ki biz o kelimeyi onun söylediği yalınlıkta, onun söylediği sıcaklıkta ve tazelikte söyleyemedik
Kurtuluşun, saadetin, barışın, sevginin, merhametin ve adaletin o bir kelimede saklı bulunduğunu dosdoğru anlayamadık ve anlatamadık
Hatta “rüşvet değildir deyu” almadık

Ne olur bugün Yunusleyin bir selam verelim onbir ay unutup bir ay hatırlayabildiklerimize
Düşkünlere, yetimlere dullara, çocuklara, sevgililere, kimsesizlere
Kalmasın selamın gönlünü okşamadığı bir yaralı yürek Bir gülümseyişimizle ısıtalım ısıtamadıklarımızı

Biz dünyadan gider olduk,
kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua,
kılanlara selam olsun
Ecel büke belimizi,
söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi,
soranlara selam olsun

Erol Uzun