> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bir Kişinin Hidayeti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir Kişinin Hidayeti  (Okunma Sayısı 601 defa)
27 Ekim 2010, 01:22:44
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Ekim 2010, 01:22:44 »



Bir Kişinin Hidayeti

Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan


Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh'den rivâyet edildiğine göre kendisi, Nebî sallallahü aleyhi ve sellemi şöyle buyururken dinlemiştir:

"... Allah'a yemin ederim ki, Allah Teâlâ'nın, senin sebebinle bir tek kişiye hidayet verip doğru yola iletmesi, senin için, kızıl develerin olmasından (ve bunları tasadduk etmenden) çok daha hayırlıdır."(1)

Dinimiz kalplerin fethini, beldelerin fethine, beldelerin yıkılıp yok olmasını, kalplerin fesadına tercih eder. Bu sebeple cihad'ın değişmeyen gayesini, Allah'ın dinini yüceltmek ve yaymak (i'lây-ı kelimetullah) olarak belirlemiştir. Böylece müslümanlar elinde harb, bir imha vasıtası olmaktan çıkmış, ihya hareketi haline gelmiştir. Bir başka ifade ile cihad, tebliğ hareketine dönüşmüştür. Bunun böyle olduğuna hadisimizin vürud sebebi şehadet etmektedir.

Vürud sebebi

Kaynaklarda belirtildiğine göre, Hayber Savaşında, kuşatmanın uzayıp gittiği bir sırada Hz. Peygamber bir gün akşam, "Bu sancağı yarın öyle birine vereceğim ki, Allah Teâlâ onun eliyle Hayber'in fethini bize nasip edecek. O Allah'ı ve Resülü'nü sever, Allah ve Resülü de onu sever" buyurur. Mücahitleri tatlı bir merak alır. Herkes sancağın kime verileceğini tahmin etmeye çalışarak ve fetih müjdesiyle sevinerek geceler. Tabiî her mücahid, o bahtiyarın kendisi olmasını arzu eder.

Sabahleyin Hz. Peygamber, çevresinde merakla toplanıp, biraz da kendilerini Hz. Peygamber'e göstermeye çalışan mücahidlere, "Hz. Ali'nin nerede olduğunu" sorar. Hz. Ali gözlerinden rahatsızdır. Hz. Ali'ye haberci gider ve Ali Hz. Peygamber'in huzuruna gelir. Efendimiz, Hz. Ali'nin gözlerine tükürüğünden sürer (veya puf, diye üfürür) ve Hz. Ali'ye, yazın sıcağından, kışın soğuğundan zarar gelmemesi için dua eder. Ali'nin rahatsızlığı geçer. Hz. Peygamber sancağı Ali'ye verir, Ali'nin görevini sorması üzerine şöyle buyurur:

"- Onlara yavaşça sokul, sahalarına in, sonra kendilerini İslâm olmaya davet et. Onlara gerekli olan İslâm esaslarını haber ver. Ey Ali, Allah Teâlâ'nın senin sayende tek bir kişiye hidayet vermesi, iyi bil ki, sana kızıl develer bahşedilmesinden (senin kızıl develerin olmasından) çok daha hayırlıdır".

Uzun bir kuşatma dönemi ve Hz. Ebu Bekir ve Ömer gibi büyük sahabilerin önderliğinde gerçekleştirilen saldırılarla alınamamış olan Hayber'deki Kamus Kalesi'ne fetih hücumu yapmak üzere gönderilen sancaktar Hz. Ali'ye, Hz. Peygamber'in verdiği bu talimat, asıl meselenin, İslâm'a davet olduğunu bütün açıklığıyla gözler önüne sermektedir. "Tek bir kişinin senin irşadınla müslüman olması, sana kızıl develer verilmesinden daha hayırlıdır." Fetih heyacanına kendisini kaptırması çok muhtemel olan komutana, asıl meselenin, insanların İslâm'a kazandırılması olduğu bundan daha çarpıcı biçimde nasıl anlatılabilirdi?

Hz. Peygamber'in bu beyanı ve uygulamalarını dikkate alan İslâm bilginlerinin bir kısmı, harpten önce, düşmanın İslâm'a davet edilmesini mutlak surette gerekli (vacib) görmüşlerdir. Bir kısım alimler de "o zamana kadar İslâm, kendilerine tebliğ edilmemişse böyle bir davetin yapılmasının vacib olduğu, değilse, müstehab (sevaplı ve isabetli bir davranış) olduğu görüşünü benimsemişlerdir.

Kızıl develer", o gün Araplar için en kıymetli varlıklardır. Hadis-i şerif, bir kişinin müslüman olmasına vesile olmanın, dünyanın en kıymetli mal varlığına sahip olmaktan daha hayırlı olduğu ilkesini ilan etmektedir. Burada görüldüğü gibi, uhrevi ve manevî kazancın, maddi kazançla kıyaslanıp anlatılması, mesajın tam anlamıyla ortaya konmasını temin içindir. Bu demektir ki, dünyanın en büyük kazancı, bir insanın İslâm ile tanışmasını sağlamaktır, bir tek kişinin hidayetine vesile olmaktır. Bunun içindir ki, ister harpte ister sulhta olsun, müslüman olduğunu söyleyen ve kelime-i şehadet'i getiren herkes müslüman ve mü'min olarak kabul edilir ve ona artık müslüman muamelesi yapılır. Dilsizlerin veya herhangi bir maniden dolayı konuşamayanların iman ettiklerine dair işaretleri geçerli sayılır.
 
İslâm Tebliğinin Temeli

Hz. Peygamber'in kavli ve fiili mucizelerine, Hz. Ali'nin faziletine, cesaretine, Hz. Peygamber'in emirlerine ölesiye bağlılığına, Allah'ın ve Rasül'ünün sevgisini kazanmış olduğuna dair işaretler ihtiva eden hadisimizdeki bu "bir gönlün İslâm ile aydınlanmasına vesile olma" teşviki, çağlar boyu, hiç bir engel tanımadan İslâm mesajının uzaklara, daha uzaklara götürülmesinin ana sebebi olmuştur.

Her türlü eğitim ve irşad faaliyetlerinin, ilmî gayretlerin yeni ufuklarda yeni muhataplara ulaşma hedefine yöneltilmesi, hep "bir gönül de benim sayemde İslâm ile tanışsın ve dirilsin" düşüncesinden kaynaklana gelmiştir. Bir gönlün İslâm'a açılmasını sağlamayan fetih, adeta asıl amacına ulaşamamış bir fetih olarak değerlendirilmiştir.

Mabed, Mekteb, Tekke Üçlüsü

Bilindiği gibi İslam'ın özel bir misyoner teşkilatı olmamıştır,ama mabediyle , mektebiyle ve tekkesiyle İslâm kurum ve kuruluşları bu amaca yönelik olarak çalışmışlar, dünyaya bu gözle bakmışlar ve gidebildikleri, ulaşabildikleri yerlere İslâm'ı götürmenin tatlı heyecanını yaşamışlardır. Cihad erleri ile gönül erleri aynı çizgide birleşmişler ve birbirlerini takviye etmişlerdir. Bazen gönül erleri önceden gitmiş, cihad erleri peşlerinden gelmiş, bazen cihad erlerinin fethettiği yerlerde gönül erleri fethin sürekliliğini sağlamak için gayret göstermiş. Her iki halde de İslam'ı birlikte taşımış ve tanıtmışlar, sürekli insanların kurtuluşuna, mutluluğuna vesile olabilmek için çalışmışlardır. Onlar medeniyet öncülüğünü böyle gerçekleştirmişler, kula kulluk değil, Allah'a kulluğu insanlara öğretmek için seferber olmuşlardır.

İspanya sahillerine ayak basar basmaz, İslâm'ı Avrupa içlerine taşıma niyetinin sonucu olarak, gemileri yaktırıp geri dönüş düşüncelerini ortadan kaldıran Tarık b. Ziyad ile, Orta Asya'nın göbeğindeki Yesi'de müridlerine başta Anadolu olmak üzere dünyaya yayılmalarını tavsiye eden, her birini bir yöreye yönlendiren Ahmed Yesevi arasındaki paralellik ve eylem birliği ne kadar anlamlı değil mi? Akıncılarla gezginci dervişler hep gönül fetihlerinin öncüsü olmamışlar mıdır? "Arkasına çil çil kubbeler serpen ordu", gönülleri İslâm ışığıyla aydınlatma düşüncesinden başka ne ile izah edilebilir?

Gönüllerin ve ülkelerin İslâmileştirilmesinde fevkalâde büyük bir etkiye sahip olan bu ilke, bu bir kişinin müslüman olmasına vesile olabilme gayreti, tarihimizin en belirgin ve ayırıcı özelliği olmanın yanında, günümüzün de en büyük cihadı konumundadır. Çok çeşitli sebeplerle İslam'a düşman edilmiş gönül ve kafaları, İslâm mutluluğu ile tanıştırabilmek, insanlık hizmetinin ta kendisidir. Günümüz Müslümanlarının, her türlü olumsuz şartlara ve aleyhteki gelişmelere rağmen, temel eylemleri ve en büyük mutlulukları bu olmalıdır. Hizmet, bu hedefe yönelikse hizmettir, kazanç, bu yönde ise kazançtır.

O halde, Ahmed Yesevî'ye yıl tahsis edip onu tanımak ve tanıtmak için faaliyetler düzenleyenler, onun şahsında en belirgin öge olan bu İslam tebliğ ve daveti gerçeğini, bu "bir gönlü İslam ile aydınlatabilme gayretini" göz ardı etmemelidirler. Aksi halde, tüm gayret ve masraflar, hedefini bulmamış, göstermelik girişimler ve fuzulî harcamalar olmaktan kurtulamazlar.

Bir gönlü İslam'a açmak amacına yönelik her girişim ve faaliyet kutlu bir eylem, soylu bir hizmet, mübarek bir cihaddır. Beldelerin fethi, işte ancak bu şartla hedefîne ulaşmış olacaktır.

Dipnotlar: l. Buharî, Fedailu'l-ashab 9, Meğazi 38, Cihad 102,143; Müslim, Fedailu's-sahabe 34

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir Kişinin Hidayeti
« Posted on: 20 Nisan 2024, 06:20:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir Kişinin Hidayeti rüya tabiri,Bir Kişinin Hidayeti mekke canlı, Bir Kişinin Hidayeti kabe canlı yayın, Bir Kişinin Hidayeti Üç boyutlu kuran oku Bir Kişinin Hidayeti kuran ı kerim, Bir Kişinin Hidayeti peygamber kıssaları,Bir Kişinin Hidayeti ilitam ders soruları, Bir Kişinin Hidayetiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes