๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 29 Mayıs 2010, 14:39:14



Konu Başlığı: Bir fincan kahvenin fiyatı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 29 Mayıs 2010, 14:39:14
Bir fincan kahvenin fiyatı




Tiran'da Mehmet Akif Koleji'nde sınıfları dolaşırken Nebi İlker öğretmenin fizik dersine katıldık Akıllı tahta denilen ve tamamen bir bilgisayar gibi çalışan tahtanın başında ders veriyordu Bu dersi dinledikten sonra su israf etmeye hiç hakkımızın olmadığını çok iyi anladımÖzetle İlker Bey şöyle diyordu:

"Hayat için en temel unsurlardan birisi olan su, dünya yüzeyinin % 71'ini kaplıyor ama bu miktarın sadece %3'ü içilebilir Bu miktarın üçte ikisi de kutuplarda buz halinde bulunuyor Su, bu kadar kıymetli iken, tükettiğimiz ürünlerin her birisinin üretiminde geçen bütün merhalelerde su hiç vazgeçilmez bir ana unsurdur Bu anlayışla yola çıkan Londra King's College profesörlerinden John Anthony Allan bir çalışma ile Virtual Water (Sanal Su) kavramını oluşturmuş, gıda ve diğer ürünlerin üretilmesi sırasında gerekli olan toplam kullanılabilir su miktarı olarak tarif etmiştir Aynı zamanda her bir ürünün su cinsinden değerini de hesaplamıştır Bu çalışmalarından dolayı da 150 bin dolar teşvik ile prestijli bir ödül olan '2008 Stockholm Su Ödülü'ne lâyık görülmüştür Prof Dr Allan'a göre su fakiri ülkeler, çok fazla 'sanal su' üretimi sırasında su kullanılan gıda ve tekstil ürünlerini kendileri üretmek yerine bu ürünleri su zengini ülkelerden alarak su tasarrufu sağlamış olacaklar Böylece dünyadaki su kaynakları da daha düzenli idare edilmiş olacaktır

Zira esas mesele dünyadaki kullanılabilir olan suyun az olması değil; su kaynaklarının doğru yönetilememesidir Ayrıca 'Sanal Su' tarifinden yola çıkarak Prof Arjen Y Hoekstra da 'Water footprint' (Su Ayak İzi) kavramını geliştirmiştir Bir kişinin 'Su Ayak İzi'; onun tarafından tüketilen hizmet, mal ve ürünlerin üretimi için kullanılan toplam temiz su kaynağı miktarıdır Bu miktar Türkiye'de yılda kişi başına 1615 m (küp) (1615 ton)dur Ekonomiye bakan yönü bir tarafa 'Sanal Su' kavramı bize bahşedilen nimetlerin ne kadar kıymetli olduğunu anlamamıza güzel bir bakış açısı sağlamaktadır Mesela, bir kilo sığır eti 16 bin litre sanal su ihtiva etmektedir Yani bir kilo sığır etinin üretimi için 16 bin litre su gereklidir Bir fincan kahvenin üretilmesi için 140 litre suya ihtiyacımız vardır Eğer bu bir fincan kahve dökülüp israf edilirse, sadece bir fincan kahve değil, 140 litre kullanılabilir su israf edilmiş olacaktır Bir tek elmanın su cinsinden değeri 70 litre kullanılabilir sudur ki, bu da yaklaşık bir insan ağırlığındaki suya tekabül eder

Bir kilo peynir 5000 litre su; bir tane yumurta, 200 litre su; bir litre süt 1000 litre su; bir dilim ekmek, 40 litre su; bir kilo pirinç, 3400 litre su ile üretilmektedir Esasen bu bakış açısı ile bir elma, kâinat kıymetindedir Zira bir elmanın yetişebilmesi için kainatın (bilhassa güneş sisteminin) şu anda içinde bulunduğu şartların hepsinin de sağlanması gerekir Mesela sadece dünyanın ekseninin yeterli eğriliği olmasa, mevsimler meydana gelemeyeceğinden bir elmanın yetişmesi mümkün olmayacaktır Evet her nimet çok değerlidir"

Nebi İlker Bey'in teferruatı ile anlattığı bu ders, aslında insanda, Allah'a karşı müthiş bir şükretme duygusunu da aşılıyor
Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de "Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz" (A'raf Sûresi, 7/31) ve "Sakın, saçıp savurarak israf etme Çünkü savurgan israfçılar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır" (İsrâ Sûresi, 17/27-28) buyuruyor İsraf etmek, şükretmeye zıttır Hem Allah'ın nimetlerini bir nevi hafife alıp, değersiz görerek hakaret etmek mânasını taşır Onun için Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de: "Rabb'inizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz?" (Rahman Sûresi'nde 31 defa) tekrar tekrar buyurduğu gibi, diğer sûrelerde de "Hâlâ şükretmeyecekler mi?" (Yâsin Sûresi, 35-73), "Şükredenleri de elbette mükâfatlandıracağız" (Âl-i İmrân Sûresi, 145), "Şükrederseniz, elbette daha çok veririm" (İbrahim Sûresi, 7), "Yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol" (Zümer Sûresi, 66) buyurmaktadır


Abdullah Aymaz