๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Kasım 2010, 15:29:17



Konu Başlığı: Bir elimde güneş bir elimde ay
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Kasım 2010, 15:29:17
Bir Elimde Güneş, Bir Elimde Ay


Avuçlarım karıncalanıyor; sanki güneş var ellerimde. Yoksa ay mı yansıyor hiç farkında olmadan. Oysa Mekke’nin ortasında parlayan bir nur vardı ki, ne güneşlere değişilir, ne de ay ışığına. Avuçlara değil, yüreklere sığan bir ilahi söylem tüm hayatı adanmaya değer bulunmuştu birkaç mümin tarafından. Ya şimdi? Hangi ısrarlı yürüyüşlere gebe gecelerimiz. Bir tutam sanal bakışla baktığımızdan birbirimize, gökyüzü ellerimizde eskimiş. Değeri kalmamış ne zamanın, ne de hayatın. Oysa hayat, Ademe üflenen ruhun derinliğinde mevcuttu. Oysa hayat hiç bilmediğin diyarlara gitsen de, evindeymişsin rahatlığını veren beytullah sıcaklığında saklıydı. Hani lebbeyk nidalarından arşa yükselen teslimiyetlerle  “ben müslümanım. Güneş ve ay benim ışığımı geçemez. “Kâinatı aydınlatan imanımız var bizim” diyen dillerden yansırdı ya hayat kâinata. Oysa şimdi bitkin birkaç cümle ile, ne olacağı kestirilemeyen ümitsiz bekleyişlerle sınandı imanımız ve boyandı karalara al sancağımız. Tercihlerimizden soruluyoruz bugün. Hicretin tercih olduğunu çok önceleri öğrenmiş olsak da, çöl kumlarını kavrukluğumuza resim yapsak da yine de yetmiyor. Bir şeyler eksik oluyor her zaman. Ve onun ne olduğunu araştırmakla geçiyor ömrümüz. Edebiyata küskünlüğümüz dökülüyor her yere. Ne işe yarar önünü aydınlatmayan sözler. Ah zulümat! Seni Habbab’ın sırtındaki yaralardan bilirim ben. Dünyanın hangi coğrafyasında olursan tanırım seni. Sesin soluğun çıkmasa da, yüreklere delen acın yansır her duada. Ve yıkılan evler üzerine edilen intikam yeminleri,”vatan mıdır, Allah mıdır?” sorgusuna gerek kalmadan birleştirir gönülleri. Ay ışığı sizin ellerinizde doğar asıl. Güneş siz olursunuz Felluceli,Filistinli çocuklar. Bizler sizin ışığınızı alamayız. Hep karanlıktır buralarda geceler. Arkası dönüktür dirilişlerin bu sokaklarda. Asra andolsun ki, bir gün gelecek, bir Musa büyüyecek umudu yok bu meydanlarda. Biz, dünyadan ve dünyalıklardan yana olmuşluğumuza mı yanalım, günahların kalp krizi etkisi yapan ağrısına mı? Her gün yeni baştan bir sayfa açıyorken kendimize, nasıl eksilerle doldurduğumuza mı defterimizi? Bu son olsun deyip de pişkince isyana dalmaları mı? Yok öyle kolay kazanımlar. Yitikliğimizi ve bitikliğimizi kime sorsak inkar eder. Sen kendi içinde yapacaksın yoklamanı her gün. İman-burada. Yakin-daha gelmedi. İhsan-hasta. İhlas-uyuyor. Peki ya Cennet. Kuru bir iman sözcüğü yeter mi Cennet’i kazanmaya. Avuçlarımıza değen dünyevi buseleri rızaya çevirmek için besmeleden başlamalıyız yeniden. Yılmadan ve durmadan…


Hümeyra Mehtap Mert