> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi  (Okunma Sayısı 854 defa)
11 Temmuz 2010, 18:14:02
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 11 Temmuz 2010, 18:14:02 »






Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi

Bu mektup, bir emekli edebiyat öğretmeni tarafından, oğlunu inkâr ve isyan bataklığından kurtaran bir gence yazılmıştır.


İki Gözüm, Değerli Yavrum!
Tanımadığın bir imzayla alacağın bu mektup karşısında şaşıracağını biliyorum. Zira ben de sizi tanımıyorum. Tahmin ediyorum ki, hayatınızda ilk defa böyle bir mektup alıyorsunuz.

Sözlerime kendimi tanıtmakla başlayacağım. Ben emekli edebiyat öğretmeniyim. Yaş olarak değilse de, ruh olarak çok bitik ve ihtiyarım. Bir yandan meslek hayatımın sona erişi, öte yandan hanımın vefat edişi, diğer yandan da hayatımın gayesi zannettiğim evlatlarımın hayırsız ve bedbaht çıkmaları, çok az adama nasip olan çile ve ıztırapları da beraberinde getirdi. Daha başka bir ifadeyle canavar hayvanlar karşısında titreyen bir çocuk gibiyim. Ve ağlıyorum evladım, hem de her gün…
Büyük olan onlar mı, ben miyim? İnan ki bilemiyorum.
Büyük oğlum doktor. Almanya’ya gitti. Ben onu unutmadım, ama o beni unuttu. Ne mektubu var, ne de selâmı. Onun küçüğü hâkim, isminden bile bahsetmekten korkuyorum. Kızım ise, yüz karalığın en iğrencini yaparak, iki yıl önce bir genç ile gitti, gidiş o gidiş…
Değerli evladım! Sen baba yüreğini bilir misin, bilmem, ama evlatlarının ihanetine uğrayan bir ihtiyarın duyduğu sancıyı aslâ duyamazsın. Teselliye ve hizmete muhtaç bir insanın böylesine bir acıya gark olması, en insafsız insanları dahi ürpetir değil mi? Ama benimkilerini asla…
Bu acı dertleri unutturan, alçaklığın en korkuncunu bile benden esirgemeyen en küçük oğlumdan bahsetmek istiyorum.
Bu yıl fakülte son sınıfta okuyor. O sizi tanıyor, aynı sınıftaymışsınız. Gayesi, hayvanlar gibi yaşamaktan başka bir şey değil. Gayr-i meşru hünerleri bir şeref telâkki eder. Sefâhat topluluklarını adım adım tekip eder. Hayâ, nâmus, merhamet, ve saygı gibi ulvî hisler, ona göre âdi ve değersiz şeylerdir. Ona oğlum demeye utanıyorum. Zaten o, asırlık maddî varlığımı eritti. Ne zaman onu ikaz etmek istemişsem, ya kötü sözünü işitmişim, ya da dayağını yemişim. Hele beni bir câni gibi dövüp kolumu kırdığını unutamıyorum. Günlerce inledim. Kapımı açıp beni doktora götürecek bir dost da gelmedi. Teselliyi hep ağlamakta buluyordum.
Paramın bittiğini anlayınca, sırtımdaki yeni pardesüyü çıkarıp satmak istedi. Yalvardım: ‘Evladım, bari bunu yapma’ dedim. ‘Soğuk odada yatıyorum, ihtiyarım, dayanamıyorum’ dedim. Fakat son derece sert ve ağır hakaretleriyle karşılaştım.
Âdeta kâinat başıma çökmüştü. İliklerime kadar titredim. Koynumda bir evlat değil, bir yılan büyütmüşüm meğer.
İşte evladım, ben bu acı hayatın çarkları arasında eriyen zavallı birisiydim. Sevmek, gülmek ve huzur denen şeylerin adını bile unutmuştum. Fakat olacağa bak sen:
Risale-i Nur imdada yetişti
Bir gün soğuk odamda, yorganıma sarılmış, dertlerimle başbaşaydım. Kapı yavaşça açıldı. İçeriye o girdi. Her zaman kapıyı tekmeleyerek açar ve büyük bir hışımla içeri girerdi. Koşarak geldi, kendini kollarıma attı. Gözlerinden yanaklarına doğru akan yaşlar, çenesinden aşağı doğru süzülüyor, sarsıla sarsıla ağlıyordu:
’Affet babacığım,’ diyordu. ‘Herşeyi unut, dünyaya yeni geldiğimizi farzet, her şey yeniden başlayacak’ diye feryatlar koparıyordu.
İnanın, hayâl görüyorum, zannettim. O anda ben de kendimi kaybetmiştim.
Okulda sizinle tanıştığını söyledi. Bir akşam, kaldığınız evde misafir etmişsiniz. Kendisine hayatın ve insanın gayesini anlatan Risale-i Nur adlı eserlerden pasajlar okumuşsunuz. Ona öyle bir tesir yapmış ki, anlatmakla bitiremiyor. Şimdi o serleri beraberce okuyor ve namazlarımızı birlikte kılıyoruz. Tam olarak huzura erdik, ruhumuz sevinç dolu. Baba olduğumu yeni anlıyor ve ALLAH’a şükrediyorum.
Evladım, sizlere nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. ALLAH, sizler gibi imânlı gençlerin sayısını artırsın. Hizmetiniz çok kudsî yavrum. Bundan daha büyük bir hizmeti insanlık tarihi gösteremez. Cehennem hayatı yaşayan bir insana Cennet hayatını tattırmak, tarifi mümkün olmayan bir kıymettir. Eğer şu anda servetim olsa, hepsini de bu hizmetiniz uğruna sarfederdim. ALLAH, sizlerden ebediyyen razı olsun.

Dualarınızı bekler, gözlerinden öperim.

5.4.1984
Emekli Edebiyat Öğretmeni
Kemal KÜÇÜKARSLAN

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 09:14:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi rüya tabiri,Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi mekke canlı, Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi kabe canlı yayın, Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi Üç boyutlu kuran oku Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi kuran ı kerim, Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi peygamber kıssaları,Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi ilitam ders soruları, Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes