> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bir Aynadır Bütün Varlık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir Aynadır Bütün Varlık  (Okunma Sayısı 725 defa)
11 Temmuz 2010, 14:46:32
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 11 Temmuz 2010, 14:46:32 »



Bir Aynadır Bütün Varlık

 


Bu kâinatta her şey Hakk'ı gösteren bir ayna, O'nu söyleyen talâkatlı bir dil ve O'nu mırıldanan bir nağmedir İnsan, eşya ve bütün varlık sesleriyle-sükûtlarıyla, hareketleriyle-duruşlarıyla, mevcudiyetleriyle-semereleriyle hep O'nu dillendirir, O'na şehadet ederler O'nu söylerler eda ve endamlarıyla, O'na imada bulunurlar mânâ ve muhtevalarıyla ve O'nun varlığının ziyasından birer gölge gibidirler örgü, desen ve şiveleriyle Görmeyenler varsın görmesin; gözlerini basiretleriyle buluşturup görmenin hakkını verebilenler, her nesnede O'na ait neler ve neler müşahede eder, O'nun değişik tecellîlerinden ne sesler ve sözler dinlerler eğer gönüller O'na açık, gözler de perdesizse -bu herkeste aynı seviyede olmayabilir- ne zaman varlık kitabına bakıp onu dikkatlice okumaya koyulsak, ne zaman küre-i arz meşherini gezip onu temâşâya dalsak, ondaki her şeyi olduğundan daha fazla hülyalı bulur ve âdeta büyülenirizVarlık ve hadiselere Yaratan hesabına bakmayanlar/bakamayanlar duyamazlar ondaki bu sihri, bu mânâyı ve bu muhtevayı göremezler ondaki güzelliği, ahengi, edayı, endamı ve bütün bunların arkasındaki kastı, iradeyi, hikmeti duyamazlar bunlardan ruhlara akıp gelen ziyayı, mârifeti, muhabbeti, aşk u iştiyakı

Oysaki, her zaman garip bir füsunla tüllenmektedir bütün eşya; bir çiçek tarlası gibi salınıp durmaktadır tabiat şefkatle başımıza boşalıyormuşçasına yumuşakça inmektedir ışık hüzmeleri her an ayrı bir letâfetle her yanımızı okşamaktadır meltemler ve bin râyiha ile esmektedir rüzgârlar

Evet, bakış zaviyesini ayarlayabilmiş birinin nazarında, canlı-cansız her şey edası, endamıyla O'nu gösterir; bize gülerken O'na işarette bulunur; çizgi çizgi O'na ait mânâlardan resimler sergiler; bize, temâşâsına doyulmayan ufuklar açar ve ruhlarımıza en enfes seslerden ne korolar ne korolar dinletir Bütün varlık bir aşk u vuslat yaşıyor gibi canlanır gözlerimizde, dem tutarız aynı ahenge yer yer, bir sermestî yaşarız ufkumuzun enginliğince ve O'nu anarız her nefes alış-verişimizde Müşahedelerimiz netleştikçe, ufkumuzda tüllenen renkleri, çevremizde yankılanan sesleri daha bir farklı duyar, daha bir farklı hisseder; her şeyin dilini anlıyormuşçasına, her hareketi çok daha farklı mânâlandırır ve her sesi daha değişik yorumlarız: Sağımızda-solumuzda salınan otlardan, ağaçlardan üstümüzde uçuşan kuşlara, ayaklarımızın dibinde koşturmaca bir hayat yaşayan mini mini canlılardan çevreye mehâbet salarak gerinen dev cüsseli ve mehâfet edalı varlıklara; bütün bir eşya arenasından hilkat şeceresinin eli-ayağı, gözü-kulağı, dili-dudağı mesabesindeki insanoğluna kadar herkesten, her şeyden ve her nesneden şifreli-şifresiz değişik mesajlar alır, kendimizce bunları okumaya, çözmeye çalışır, çözebildikçe daha derin konsantrasyonlara girer, daha bir öze doğru açılır, daha bir şahlanır -bunları başarabilenlere ne mutlu!- ve gider tâ her şeyin arka yüzüne (mâverâ-i tabiat) odaklanırız/odaklanabiliriz

Artık böyle birine, muhtevalı bir kitap gibi görünür şu kainat ve içindekiler; bir meşher halini alır şu sihirli dünya sarayı; zevkli bir ukba yolculuğuna dönüşür sergüzeşt-i hayat ve o, yaşadığının farkına varır okuyup duyduklarıyla; derken kalb ve ruh ufkunda yüzer gibi olur bütün bir ömür boyu Varlık ve varlığın perde arkası vicdana açıldıkça, onun içindeki mârifet ve muhabbet de daha derin bir aşk u alâkaya inkılap eder Artık her şeyde hep O'nu duyar, O'nu hisseder ve her şeyi, her nesneyi O'nunla irtibatlandırır Hayat onun nazarında olduğundan daha güzel bir hâl alır; her şey eda ve lisan değiştirerek daha sihirli bir kimliğe bürünür ve bütün zahirî mülâhazaların üstüne yükselen ruh, o âna kadar mahfazası açılmamış ne mahrem bilinmezlere ne mahrem bilinmezlere uyanır

Evet, beden ve cismâniyet serhaddini aşabildiğimiz takdirde bütün varlığı buud değiştirmiş gibi görür de kendimizi âdeta bir sürprizler âlemi içinde hissederiz; hisseder ve farklı yorumlarız her hâdiseyi; her saniye teneffüs ettiğimiz havayı; her zaman "Hû" deyip çağıldayan ırmakları; rüzgarlarla tatlı tatlı salınan, salınırken de bize en ince nağmelerden demet demet mûsıkîler sunan otları, ağaçları; her gece bize ayrı bir şarkı söyleyen yıldızları; tulûları, gurupları ile ince hesaplara bağlanmış ve bize her gün, her gece ayrı bir şölen yaşatan ayları, güneşleri dahası, imanın gönüllere verdiği genişlik ölçüsünde, bizden biri veya varlığımızın bir parçası gibi duyarız duyduğumuz her şeyi Duyar da, bin bir güzellikle tüllenen şu muhteşem varlığı her temâşâ edişimizde kendimizi aşk u şevk çağlayanlarına salar ve sihirli bir zaman içinde yüzüyormuşçasına hep o Sevgililer Sevgilisi'nin vuslatına yürüyor gibi oluruz Yürürken de O'nun yollara dizdiği emarelerden ışıklar alır, canlı-cansız karşılaştığımız her şeyle Mecnunca hasbıhal eder, işaret ve işaretçileri gönülden selâmlar, yolculuk zahmetlerini yol rahmetine çevirmeye çalışır, seyahatimize emanet saat, dakika ve saniyeleri, niyet ve rabbânî mülâhazalarla ebedleri peylemeye yetebilecek derinliğe ulaştırır ve bu fani hayatı ötelerin koridoru hâline getirebiliriz

Aslında bu dünyanın gönüllerde hayret ve hayranlık hasıl eden bütün güzellikleri, ancak bizim niyet ve nazarlarımızla, Sevgili'nin de bakışlarıyla açılır, inkişaf eder, sonsuzlaşır ve gün gelir hiç sönmeden ruh ufkumuzda rengârenk tüllenmeye ve par par yanmaya başlar evet biz, hemen her zaman tadıp duyduğumuz hayatın meyvelerindeki hakiki tadı, lezzeti, Sevdiğimizin teveccühlerinden alırız Çevremizdeki varlıkların bizimle münasebetlerini, bize karşı o sıcaklardan sıcak beraberliklerini ve o upuzun yol arkadaşlıklarını biricik Sevgili'yle münasebetlerini duyup hissetme sayesinde anlarız Daha sonra da, O'na karşı sevgi, alâka ve yakınlığımızın sıcaklığını koruyabildiğimiz ölçüde, her şeyle ve herkesle bu içten irtibat sürer gider Çünkü bütün aşklar, alâkalar, irtibatlar O'nadır; O ise muhabbet tahtının tek hükümdarıdır Her şey değişik eda ve üslûpla O'nu söyler, uğrayanlara O'ndan bir şeyler mırıldanır ve kulaklarımıza O'nun sevgisini fısıldar Biz de yol boyu karşılaştığımız her şeyi ve herkesi O'ndan ötürü severiz Eğer bu yollarda gözlerimizi hep açık tutmaya çalışıyorsak bu O'ndan bir şeyler görmemiz, eğer kulaklarımız sürekli ses avı peşindeyse bu da O'ndan bir şeyler duymamız içindir Aslında bu, O'nun hakkı, bizim de boynumuzun borcudur; evet, eğer bir söz gidip O'na dayanıyorsa, o değerini bulmuş sayılır; değişik düşünceler O'na kapı aralayabiliyorsa, o zaman bir kıymet ifade ederler; her hamle ve aksiyon da O'na ulaşma planına bağlı sürdürülebiliyorsa, artık hedef istikametinde yol alınıyor demektir

Zaten bizler bu dünyaya, başka bir âleme hazırlanmak için gönderilmiş bulunuyoruz; dine davete gelince o da, böyle bir âleme çağrının ifadesi mesabesindedir Bunun böyle olduğuna inananlar, duyguları, düşünceleri, niyetleri ve bütün faaliyetleriyle hep o çağrıya icabet ettiklerinin, icabet etmeleri gerektiğinin ve ötelerdeki iltifatlara, teveccühlere ehil hale gelmek için bu imtihan yurdunda ve bu gamhâne-i mihnette bulunduklarının farkındadırlar; farkındadırlar ve gözlerinde her zaman Hak varlığının ziyası, gönüllerinde O'na inanmanın sihri ve hülyalarında hiç dinmeyen bir vuslat arzusuyla yürürler dur-durak bilmeden sürekli O'na doğru iman, islâm ve ihsanla beslene beslene, mârifetle yoğrula yoğrula, aşk u şevkle incele incele her zaman pürsaadet, daima hayret ve hayranlık içinde, yol boyu O'na ait neşideler dinleye dinleye, rastladıkları herkese ve her şeye O'nu sorar ve yürürler o Mevcud u Meçhul'e, o Gayb u Şehadet Sultanı'na, hem de hedefe kilitlenmiş gibi Yol ne kadar devam eder, menzile ne zaman varılır, vuslat ne zaman gerçekleşir demeden daha fazla bir teveccüh beklentisi, bir şefkat ihtiyacı, bir sadakat mülâhazası, her zaman hâlisâne davranma azmi ve daha engin bir temâşâ iştiyakıyla istemezler bitmesini bu mârifet yolculuğunun Yürüdükçe daha iyi görürler talihlerinin gülen çehresini, hayatlarının öteki yüzünü, imanın esrarlı dünyasını; görür ve her şeyden daha farklı mesajlar alır; her adımda yeni bir ses, yeni bir muştuyla üveykler gibi şahlanır; miraç yapıyormuşçasına hep yükselir; bilemedikleri eb'âda ulaşır, tanımadıkları âlemlerde dolaşır; herkese ve her şeye selâm verir; onlara demet demet memnuniyet tebessümleri yağdırır ve ilerlerler tabiatlarının son serhaddine doğru gülü-çiçeği koklayarak; karşılaştıkları her şeyle, herkesle söyleşerek; ışıkla-gölgeyle hasbıhal ederek; her sesten, her sözden, her şiveden, her görüntüden O'na ait bir şeyler dinleyerek

Zaman gelir, artık hep O'nunla olur ve kurtulurlar kendilerinden Değişir bakışları-görüşleri; dikeni gül görür, zehiri de bal ve yırtık pırtık mihnet urbaları içinde ne dilruba kametlerle tanışırlar ve kim bilir değişik güzelliklerle her gün kaç defa başları döner, kaç defa ilâhî sürprizlerle yürekleri hoplar; ne sır haremgâhlarına uğrar ve nâmahremlere kapalı ne iltifat ve teveccühler görürler değişik aynalarda O'nun cemalinin farklı cilvelerini her görüp temâşâ ettiklerinde âdeta kalblerinin kanı çekilir, nabızlarının ritmi değişir de onların tiktaklarında sadece O'nu duyar gibi olurlar Aslında duyulmak O'nun hakkı, duymak veya duymaya çalışmak da bizim hem vazifemiz hem de mazhariyetimizdir İşte böyle bir vazifenin ciddiyeti ve bu tür bir mazhariyetin zevk u şevki hatırınadır ki, yürünen yollar ne kadar sarp ve meşakkatli de olsa bu, yolcular için Firdevs bahçelerinde tenezzüh gibi bir şey olur ve sağa-sola serpiştirilen O'na ait işaret ve emareler sayesinde, amansız gibi görünen mesafeleri katetme de bir zevk u şevk seyahatine inkılap eder; aşılmaz gibi görünen uçurumlar veya engebeler vuslatın şahlandıran heyecanıyla bir hamlede geçilir ve duyulmaz yol yorgunluğundan, yürüme meşakkatinden hiçbir eser Duyulmaz da uzayıp gitsin isterler yürünen bu yollar sonsuza kadar

Sevg...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir Aynadır Bütün Varlık
« Posted on: 25 Nisan 2024, 06:31:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir Aynadır Bütün Varlık rüya tabiri,Bir Aynadır Bütün Varlık mekke canlı, Bir Aynadır Bütün Varlık kabe canlı yayın, Bir Aynadır Bütün Varlık Üç boyutlu kuran oku Bir Aynadır Bütün Varlık kuran ı kerim, Bir Aynadır Bütün Varlık peygamber kıssaları,Bir Aynadır Bütün Varlık ilitam ders soruları, Bir Aynadır Bütün Varlıkönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes