> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Sabrın sonu mutlaka selamet midir?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sabrın sonu mutlaka selamet midir?  (Okunma Sayısı 684 defa)
18 Temmuz 2010, 06:24:21
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 18 Temmuz 2010, 06:24:21 »



Mehmet Akif Ersoy, Safahat adlı kitabında Asr Suresi'ni özetlerken şöyle söylüyor:"Allah'ın 99 tane esması var, En başında hak.

Ne büyük şey kul için,

Hakkı tutup kaldırmak.

Hani ashab-ı kiram,

Birbirlerinden ayrılırken,

Mutlaka Vel Asr Suresi'ni

Okurlarmış bu neden,

Çünkü meknundur (gizlidir)

O surede esrar-ı felah

En başında iman-ı hakiki geliyor,

Sonra amel-i salih,

Sonra hak, sonra sebat.

İşte kuzum insanlık...

İşte bu dört şey sende birleşti mi,

Yoktur hüsran sana artık."

Koruk üzüm sabreder, tulumba tatlısı gibi olur. Kuzular sabreder, koyun olur. Ağaçlar sabreder, kilo kilo meyve verir. İnsanlar sabreder, mutlaka kazanır. Sabır, insanı kurtaran bir sırdır.

Eyyub (as)'un kıssası İslam dünyasında meşhurdur. Evini, yakınlarını kaybedip pek çok ağır imtihanlar geçiren Eyyub peygamberin en nihayetinde vücudunda yaralar çıkmış, bu yaralar zamanla kurtlanmış. Eyyub (as) bu durumda bile "Benim vücuduma bu yaraları açan, bu kurtları düşüren Allah'tır." diyerek Allah'ın verdiğine razı olmuş. Günler sonra ağzında yaralar çıkınca Rabb'ine yalvarmış, "Allah'ım verdiğin her şeyi kabul ediyorum. Bu hastalığı da veren sensin. Fakat yaralar dilime ulaştı. Senin adını zikredemez oldum. Bana şifa ver. Zikir için senden şifa istiyorum..."

Bu duadan sonra Eyyub (as) hemen şifa bulmuş. Bu hadiseleri duyan bazı kimseler diyorlar ki: "Biz de dua ediyoruz amma sıkıntılarımız, dertlerimiz geçmiyor!"

Dua o dua da, ağız o ağız değil... Biz ne isteyeceğimizi bilmiyoruz, yanlış şeyler istiyoruz. Sıtma tutmuş bir adama doktor gelir der ki, sen kinin (hap) yutacaksın, fakat hasta der ki bana su ver, hâlbuki ona su değil ilaç lazım. İşte hasta veya dertli, neyi istediğinin farkında değildir. Gelen devanın da aslında ne kadar hayırlı olduğunu bilemez. Bunun için bizim duamız şöyle olmalıdır: "Ya Rabb'i benim hakkımda neyin iyi olacağını bilemem. Maddi manevi dertlerimin dermanını bilemem. Belki bu dert benim için daha iyi bilemem ki; beni rızana muvafık noktada bulundur. Sağlıklı olup plajda denize girmek mi iyi, hasta olup yerimizden kalkamamak mı? Burada oturmak iyi ama sabır lazım... O sabrı da Allah'tan isteriz."

Geçenlerde bir arkadaş geldi, dedi ki: "Krizden dolayı işyerinde gerginlik var. Dua ediyorum, şu kriz atlatılsın diye..." Ona dedim ki: "Kardeşim, Allah'ın yarattıklarında kötülük yoktur. İnsanın yaptığı işlerde kötülük vardır... Evlerde, işyerlerinde öyle israf var ki, bu kriz insanların derlenme toplanmasına yardım eder, demek ki kriz lazım." Allah yarattığını yönettiğini bilir.

Çilekeş şairimiz Necip Fazıl çok hapis yatmıştır. Hapisteyken çok rahatsızlıklar geçirmiştir. Onlar mukaddes çilenin meftunlarıydı. Hanımı Neslihan Hanım, Fransız filolojisi mezunuydu, Fransızcayı çok iyi bilirdi. Yaşadığı onca sıkıntıya rağmen eşine hiçbir gün "Bu ne biçim hayat!" dememiştir. Her zaman kocasının yanında olmuştur. Necip Fazıl Toptaşı Cezaevi'nde yatarken, Neslihan Kısakürek, bir gaz tenekesiyle Üsküdar'dan Toptaşı'na yürüyerek gaz götürürdü. Onlar bu zorluklara Allah için katlandılar. Allah rahmet etsin...

Bir arkadaş vardı, sağlıklıyken onun için düşünürdüm ki: "Ne berbat adam, ibadet yok, dinle meşguliyet yok." Amma öyle ağır bir hastalığa yakalandı ki, öyle tahmin ediyorum bütün günahları döküldü, sonra da öldü gitti. Acaba nasıl bir iş yapmış ki Allah ona böyle lütufta bulundu diye düşündüm.

İnsanız, başımıza pek çok hadiseler, dertler, problemler gelebilir. Sabredeceğiz. Sabretmeyip ne yapacağız? Allah'ım bu dertleri senin için çekiyorum, diye dua edersek, makamımız yükselir, cennete liyakat kesbederiz...

Bediüzzaman buyurmuş ki, "Sen, kendine malik değilsin. Kendi hayatını kendine yükleyip zahmet çekme; çünkü hayatı veren O'dur. İdare eden de O'dur. Sen misafirsin, fuzuli olarak karışma, karıştırma! Yaptığı her işinde bir nevi lütuf var."
 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sabrın sonu mutlaka selamet midir?
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:46:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sabrın sonu mutlaka selamet midir? rüya tabiri,Sabrın sonu mutlaka selamet midir? mekke canlı, Sabrın sonu mutlaka selamet midir? kabe canlı yayın, Sabrın sonu mutlaka selamet midir? Üç boyutlu kuran oku Sabrın sonu mutlaka selamet midir? kuran ı kerim, Sabrın sonu mutlaka selamet midir? peygamber kıssaları,Sabrın sonu mutlaka selamet midir? ilitam ders soruları, Sabrın sonu mutlaka selamet midir?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes