๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Ekim 2010, 14:19:08



Konu Başlığı: Ben sana gül diyemem
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Ekim 2010, 14:19:08
    

Ben Sana Gül Diyemem


Ya Resulullah! Ben seni nasıl güle benzetip gül peygamberim diyebilirim?
Kainatta hiçbir şey senin kadar güzel olamaz ki sen ona benzetilip, onunla kıyaslanasın….
Sen ancak Zat-ı Şahanen ile kıyaslanıp, Sen ancak Sana benzetilebilirsin.
Gülün dikeni vardır; kendisine uzanan sevdalı ellere batar, yaralar, kanatır. Sen ise rahmet peygamberi, şefkat abidesisin; hiç üzmedin, hiç incitmedin. Sana en ağır hakaret ve işkenceleri yapanların bile ıslahı ve kurtuluşu için dua ettin. Hidayetleri için çalıştın.
Gülün benzeri vardır. Sen ise Allah'ın sevgili habibi, en yüce kulu, en muhteşem eseri, esmasının en parlak aynası ve saltanat-ı rububiyetinin dellalısın. Senin benzerin yok…Sen kainatın iftiar kaynağısın. Eşref-i mahlukat ve fah-i kainatsın.
Gül insanların sevgilisidir. Sen ise Rabb-ül aleminin habibisin….
Gül solar; Senin ise her an takdim edilen sayısız salat-ü selamlar ile, Nurun alemleri daha daha daha fazla aydınlatıyor, Şahs-ı manevin dahada büyüyor ve ihtişamın, bütün akıllar birleşip tek bir akıl olsalar bile kavrayamayacakları bir makama yükseliyor.
Gül, bir el uzatışla kopartılabilir; oysa sen öyle yüksek, öyle yüce bir makamdasın ki, tevazu buyurup aşağıya, seviyemize gelmez isen sana ulaşabilmek mümkün değil.
Gül sadece çevresini güzelleştirir; güzelliği sınırlı ve geçicidir. Oysa senin nurun Kainatı aydınlattı. Nübüvvetin ile Kainat bilinmezlikten ve anlamsızlıktan kurtuldu. Masnuatı bir kitap gibi okumamızı öğreterek Cenabı Halıkın esmasının tecellilerinden Rabbimizi tanımayı öğrettin. Bize kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, niçin geldiğimizi, nereye gideceğimizi ve akıbetimizin ne olacağını….. Yüce yaratıcımızın bizden isteklerinin, emir ve yasaklarının ne olduğunu….Hayatı nasıl algılamamız bize verilmiş olan ömür sermayesini nerede ve nasıl sarfetmemiz gerektiğini,…. Rabbimize nasıl kulluk edebileceğimizi ….ve ona nasıl güzel ibadetler ve dualar edebileceğimizi….Hata, kusur ve isyanlarımıza karşı ondan nasıl af ve mağfiret isteyebileceğimizi öğrettin. Karanlık kainatı ve karanlık alemimizi nurlandırdın. Alemimize rahmet oldun. Bizi şirkten, küfürden, sapıtmaktan, kabir azabı ve cehennem ateşinden korudun. Şefkatin kuşattı isyankar alemimizi… Sen Rabbinden hep bizim bağışlanmamızı talep ettin. Azaba maruz kalmamıza, yanmamıza gönlün hiç razı olmadı. Ümmetim ümmetim, ümmetimi isterim ya Rab! Ümmetimi bağışla ya Rab! Ümmetimi ver bana ya Rab! diye yalvarıp durdun bizlerin affı, bağışlanması için Alemlerin Rabbine.
Sen bizi bizden daha çok sevdin. Bizim için daha çok endeşelendin. Hep iyi olalım istedin. Hiddet edipte bizi bize, bizi nefis ve şeytanımıza, bizi kendi halimize bırakmadın.
Sen ne büyüksün! Sen ne yücesin! Sen ne kadar müşfik, ne kadar merhametli, ne kadar çok iyisin…
Evet, evet bizde seni çok seviyoruz, hem de anamızdan babanızdan, eşimizden, çocuklarımızdan, dünyalardan ve kendimizden daha çok seviyoruz. Seni ya Resullullah…
Milyonlar kere milyonlar salatü selam sana olsun ey Allah'ın Resulü….
Milyonlar kere milyonlar salatü selam sana olsun ey Allah'ın Habibi …..
Milyonlar kere milyonlar salatü selam sana olsun ey Allah'ın Vahyinin Emini.


Hatice EFE