> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bir Yağmur Damlası Gibi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir Yağmur Damlası Gibi  (Okunma Sayısı 647 defa)
21 Kasım 2010, 15:19:34
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 21 Kasım 2010, 15:19:34 »



Bir Yağmur Damlası Gibi...

İbrahim Ethem Bilgin

Serî Sakatî, yeğeni Cüneyd Bağdadî'ye "Cüneyd! Sûfi-muhaddis değil, muhaddis-sufî ol" tavsiyesinde bulunmuştu. Bunun anlamı, "Önce islamî ilimlerde derinleş, sonra tasavvufî yola gir. Böylesi iyidir, çünkü cahillikle tasavvuf yürümez" demekti. Muhterem Üstaz Mahmud Sami Ramazanoğlu rahmetullahi aleyh'in vuslat yürüyüşü de tıpkı böyle başlamıştı. Darülfünun Hukuk Fakültesi'nde eğitim gördüğü yıllar, bir yandan da, islamî ilimlerde yetiştiği zahirî ilimlerde derinleştiği yıllardır. Batınî fıkha yönelişi üniversite yıllarının ardından başlar.

İlk durak Gümüşhanevî dergahıdır. Ancak, gönül dünyasını vuslat ateşi ile kıvılcımlandıracak yolculuğa Muhammed Es'ad Erbili rahmetullahi aleyh hazretlerinin gönül halkasında dahil olacaktır. Muhterem Üstaza, Kelamî Dergahı'nın yolunu Beylerbeyi'nde tanıştığı Ali Baba isimli bir zat gösterecektir. O kapıdan girince iki cevher karşılaşmış, bir Allah dostu, Allah dostluğuna kanatlandıracak bir engin gönül bulduğunu anlamıştı.

Kelamî Dergahı, Üstazı vuslat yolunda pişiren bir ocak oldu. Muhammed Es'ad Erbilî rahmetullahi aleyh hazretleri, Mektubat'taki 134. mektupta muhterem Üstazın Allah sevgisiyle arınışını ne güzel anlatırlar. Muhterem Üstazın "İrşad İcazeti" olan bu mektubu, bir Allah dostunun, bir Allah dostundaki kıvama hangi ölçülerle baktığını değerlendirmek bakımından bir kere daha okumakta yarar vardır;

"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

Hamd, alemlerin Rabbi olan Cenab-ı Hakk'a; salat ve selam O'nun yüce Resulü Efendimiz Muhammed'e, aline ve bütün asbabının üzerine olsun.

Din kardeşlerime, sadakat ve yakin erbabına açıkça arz ve ifade olunur ki:

Dervişane icazetnamemizi taşıyan manevi evladımız Sami Efendi, gençlik günlerini nezih dînimizin kurtarıcı dairesi içerisinde geçirmiş, Yüce Nakşibendiyye tarikatına hizmetle bütün gayretini ve mesaisini bu yolda harcamış, ciddiyetini apaçık ortaya koyarak kendisini kabul ettirmiş olduğundan ve yürürlükte bulunan usul ve kaidelere göre Hazret-i Hacegan'ın muamelesine uygun olarak önce emr alemine ait "beş latife" sini tasfiye ederek masiva lekelerinden temizlenmiş, sonra da halk alemine ait "beş latîfesi"ni her türlü bulanıklıktan kurtarma ve tezkîyeye gayret etmiş, Allah Teala'ya hamdolsun zahiri hali ve nasiyesinde muvaffakiyet emareleri görülmüştür. İlahî inayet letaif-i aşeresinde apaçık tezahür etmiştir. Vuslata erebilmek için gerekli usul ve marifet-i ilahiyyeye olan arzusunu sağlam ve sadık, tevhid ağacının meyvesini elde edebilmek için lüzumlu olan gönül, himmet ve kalp gücünü fevkalade yüksek görmüş olduğum gibi; belli bir müddet te nefy, isbat ve murakabeler gibi esaslara riayetle zatını ve sıfatını süslemekte olduğunu gördüm.

Binaenaleyh saadet ferahlığının engin pınarından damla damla içmek, selamet vadisinden serinletici soluklar almak isteyen yani Yüce Nakşibendiyye tarikatına bağlanma ve intisab arzusunda bulunan din kardeşlerime de tarikat ayin ve merasimlerini öğretmek için kendilerini izinli kıldım.

Allah Teala Muhakkak ki Allah emanetleri ehline vermenizi emreder, buyurmuştur. Cenab-ı Hakk ve Hadi-i Mutlak -celle celalüh- Hazretlerinden istirham ederim ki, tertemiz şeriat ve apaydınlık tarikatın hükümlerinin yerine getirilmesindeki şevk, şetaret ve neş'esini bir kat daha artırıp, birtakım tevhid ehli kimselere söz ve halinden istifade ettirsin, amin.

- Ne ticaret, ne de alışverişin, Allah'ın zikrinden alıkoymadığı kimseler vardır ayet-i celilesinin ilahi hükmüne vakıf olan muhterem ihvanımıza arz edebilirim ki, bâtınını tasfiye ve nefsini tezkiyeye talib olanların, ve daha doğrusu Nakşibendiyye silsilesinden feyz almak isteyenlerin Sami Efendi'nin sohbetlerine devam ve açıklayacağı usul ve adaba uymaya gösterecekleri gayret ve ihtimam sayesinde bu isteklerine kavuşacaklarından şüphe yoktur. Bu Allah'a güç değildir. Ve la havle ve la kuvvete illa billahi'l aliyyi'l-azîm.

Ve sallellahü ala seyyidina Muhammedin ve alihi ve sahbihi ecma'in. Velhamdülillahi Rabbi'l alemin.

*

Kıvam ölçüsü: Vuslata erebilmek için gerekli usul ve marifet-i ilahiyeye olan arzu... "Mahmud Sami Efendi'nin bu alandaki vasfı Pîr Efendi dilinde "sağlam ve sadık" tır... "Tevhid Ağacının meyvesini elde edebilmek için lüzumlu olan gönül, himmet ve kalb gücü... "Mahmud Sami Efendi'nin bu alandaki vasfı Pîr Efendi lisanınca "Fevkalade yüksek"tir. Nefy, isbat, murakabe gibi esaslara riayette zatını ve sıfatlarını süsleme azminde bir insandır Mahmud Sami Efendi... Pîr Efendi'nin nazarında... İşte bu, gönül huzuru ile bir emaneti teslim edebilme kanaatidir. Esad Efendi Hazretlerinin irtihali 1932'dir. Bundan sonra muhterem üstazın irşad dönemi başlar. Ancak şartlar gereği irşad 10 yıl kadar küçük bir gönül halkasının içinde devam eder. 1942'de, rahmetli Osman Güleryüz Efendi'nin refakatinde, açık irşad dönemi başlar. Ondan sonra, ahirete irtihal ettikleri 12 şubat 1984'e kadar, vuslat kervanına katılanlara rehberlik ederler. Sözleriyle, halleriyle, tavırlarıyla gönülleri irşad eder, inşa ederler.

*

Bir Allah dostu, elmas gibi, kendilerine hangi yönden bakılırsa, bir başka pırıltı ile gönülleri mesrur eden insandır. Işığı görmeye kabiliyeti olanlar, onlardan gönüllerine bir pırıltının yansıdığını hisseder, o pırıltıdan bir vuslat kılavuzu edinirler. Bu cihetle, tıpkı "Süllem-i irademi feyz-i Sami'ye bağladım" diyen rahmetli Mahir İz Hoca gibi, Türkiye'den Güney Afrika Cumhuriyeti'ne, Tunus'a, Pakistan'a, İtalya, İngiltere, Suriye ve Hicaz'a uzanan geniş bir coğrafya parçasında onun gönlüyle irtibat kurup Allah dostluğunu arayan gönül erbabı olmuştur. Binlerce, yüzbinlerce... Kimseye "Bizden ders alınız" demediği halde... O konudaki düsturları ne kadar mahviyet içre idi: "Bizim kapımız Hak kapısıdır. Nasibi olan gelir. Hiç kimseyi zorlamayınız." Aile içinde bile böyle zorlamaları tasvip etmezlerdi. Hatta terbiyesi altına girmiş yeni bir seveni ile başını örtmeyen, namazlarını kılmayan hanımı arasında tartışmalar olduğunu, beyin hanımını namaz kılmaya ve başını örtmeye zorladığını, hanımın ise buna yanaşmadığını, ailenin kopma noktasına geldiğini kendilerine bildirdiklerinde şöyle demişlerdi:

"Evladım, biz bu dersi size, aile saadetinizle oynamak için vermedik. Eşinizi kendi haline bırakınız. Siz de namaz ve takva konusunda çok ciddi olunuz. İnşaallah o da sizin yolunuza dönecektir." O şahıs, Efendi Hazretlerinin sözlerini hanımına nakletmiş ve "Bundan sonra istediğin gibi davranabilirsin." diyerek hanımını serbest bırakmış. Ancak evin hanımı, bu olaydan son derece etkilenerek, derhal islamî bir hayat yaşamaya karar vermiş. Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler, değil mi...

*

Elmastaki pırıltı... Rahmetli Üstad Necip Fazıl'a, Karaman'daki bir konferansından sonra "Hacı Sami Efendi hakkında ne dersiniz?" diye sorulur. Üstadın selîs ifadelerinde şunlar vardır:

"O gökten inmiş bir yağmur damlası gibi saf, berrak ve temizdir. O idrofil pamuk gibidir. Hangi yaraya koysanız merhem olur, iyi gelir."

*

Bakınız şu olaya. Çocuk gönlüne bir iyilik damlası nasıl düşer, bir güzellik şuurunun tohumu nasıl atılır. Şu olaya bakınız:

Ankara'dan gelip, kendilerini ziyaret eden bir seveni, ziyaret mahallinden ayrılır. Yarım saat sonra Muhterem Üstazı, yalnız başına iskeleye inerken görür. Merak eder. "Bakalım Efendimiz ne yapacak?" gibi bir merak... Peşlerine takılır. Muhterem Üstaz, sopaya geçirdiği simitleri satan bir simitçiden bütün simitleri satın alır. 30-40 kadar simit vardır. Bu simitleri iskeleye varıncaya kadar yolda gördüğü çocuklara hediye ede ede gider. Sonunda simitler biter. Üstaz da vapura biner.

İşte elmastaki pırıltının çocuk gönlüne yansıyan tarafı...

Resulullah'ın sünneti çizgi çizgi her hareketlerinde izlenirdi. İbadette, hal ve harekette, insanlarla ilişkide...

*

Kimsenin kalbini kırmazlardı. Sükut ve edeb ehlini severlerdi. Sevenlerini ümitsizliğe düşürmezlerdi. Huzurlarına gelenler, yanından ümit, huzur ve teslimiyet içinde ayrılırlardı. Kimseye kızmazlardı. Sohbetlerinde bütün konulan kitap ve defterden okumalarına veya huzurlarındaki herhangi bir kişiye okutmalarına rağmen, kalb konusunda bizzat kendileri irticalen konuşurlardı. Hediyeleşmeyi severlerdi. Ziyaret ettikleri yerlerde bizzat kendi paralarıyla hediye alırlar, paranın üstünü hediyeyi alana bırakırlardı. Takva ve vera sahibiydiler.

Hak yolcularının ihlaslı, müstakîm, zeki, nazik, nezih, edebli, mahviyet sahibi, fedakar, dirayetli, cömert, merhametli, herkesle geçimli, hülasa tam manasıyla ahlak-ı hamîde sahibi olmalarını arzu ederlerdi. Namazlarını cemaatle kılmaya son derece titizlik gösterirlerdi. 26 yıl Mustafa Zihni Paşa camiinde namazlarını cemaatle kıldıkları anlatılır.

İşte bir Allah dostunun dünyasından küçük küçük çizgiler. Onlara benzemek, onları sevenlerin vazgeçilmez şiari... Niyazımız, mahşerde de onlarla birlikte haşrolmak... Rasûlullah'ın sancağı altında...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir Yağmur Damlası Gibi
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:20:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir Yağmur Damlası Gibi rüya tabiri,Bir Yağmur Damlası Gibi mekke canlı, Bir Yağmur Damlası Gibi kabe canlı yayın, Bir Yağmur Damlası Gibi Üç boyutlu kuran oku Bir Yağmur Damlası Gibi kuran ı kerim, Bir Yağmur Damlası Gibi peygamber kıssaları,Bir Yağmur Damlası Gibi ilitam ders soruları, Bir Yağmur Damlası Gibiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes