> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bastırma
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bastırma  (Okunma Sayısı 735 defa)
20 Kasım 2010, 16:52:27
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Kasım 2010, 16:52:27 »



‘Bastırma’


Zümrüd-ü Anka masalımsılığı değil; ebabil gerçekliği, tarihsel zaman değil; şimdiki zaman…’

(Daha çok bir kavram etrafında yapılan gözlemlerden derlenen bir demet olarak oluşturulan cümlelerden sonra bir kavram – anlam ilişkisi, değerlendirmesi kurularak/yapılarak yazı nihayetlendirilecektir.)

Zamanın sahibi ‘Allah ‘boyun eğici olan zamanı daha nelere şahit kılacak… Yer Kürenin mekân kaynaklığıyla sürdürdüğü görevinde şahitliklerini yerine getirmekle birlikte, zamanın sonuna, zamansızlığa doğru yolculuğunu; yer ve üzerindekilerinin üstlenmediği emaneti yüklenen insan ile sürdürmekte…         

Varlıklar kendi şahitlik vazifesini sessiz-sedasız, yöntemince yapmakta ve adeta lisan-ı hal ile tatlı bir telaş ile mütevazılığını bozmadan insanı da vazifesine koşması için haberdar etmeye çalışmakta. Bunun ne kadar ibretlik ve örnek olacağı bir tarafa; Özelde, Müslüman yaşanılanlara şahitliğini lisan-ı kal ile de açığa vurarak kitabına kayıt olunmakta; şahidiz ya Rab! Şahid ol ya Rab!

Ahsen-i Takvim üzere yaratılan beni âdem, eşref-i mahlûkat olmayı, âdem, adam olmayı ‘iş’inin başındalığıyla, ‘söz’ün sahibine verdiği/vereceği sözle, emanete ehliyetiyle elde edecekti daha çok.

Peyami Safa bir eserinde, insanların, kendilerini bilmeden kendi kimyalarını, iç yapılarını tanımadan, atomun iç yapısını, kimyasını tanımaya/öğrenmeye çalıştıklarına vurgu yaparak temel bir yanlışlığa dikkatleri çekmeye çalışır. Bu yanlışlık Akif’in ifadesiyle, ibret alınmadığı için tekerrür eden tarihin intikamından başka bir şey değildi. Gerçi tarih bilinmeyen, karanlık dehlizler cennetiydi; ancak çaba gösterenin de cebini doldurmaya kâfi gelebilirdi. Temel yanlışın akabinde insanoğlu kendini ve doğal olarak da ‘iş’ini unutmuştu. Yeni benlikler ve işler ihdas etmişti kendince ve atalarının mirasınca.

Akla ziyan bir durum; asli ‘iş’i unutup kısmi ve fani işler üzerinde doktora yapmak. Ve sonra işi, hayatı, bir vizyon ve komisyon aracı, göstergesi kılmak. 

Evet… İş, iş olalı bu kadar dönüşüm bu kadar kayma ve değersizleşme yaşamış mıdır? Kişiler arası muhabbet ve iletişimin mihenk taşlarından biridir artık. İsimden sonra iş (meslek) gelir ve ilişkiler, samimiyetler bu temel üzerinde düzeylendirilir…

İmanın meydana getirdiği güven, lezzet, görev, azim vb. hasletlerin, yerel imkânların ağırlığı, baskısı altında silikleşmesi ve buharlaşmasının hayattaki izdüşümlerinden biri, deyimsel söyleyişlerden olan ‘imanı gevremek’ sözcük grubunun kullanım alanlarının zenginliğini(!) anımsatmıyor mu? İman kökünden türeyen emanetin yüklenilmesine rağmen, gerekleri noktasında tecahül’i arif yapmak ya da cehli mürekkep tavrı sergilemek…

Hayatın lezzetlerini yok eden ölümün sık sık hatırlanması, nerede olunursa olunsun ölümün kişiyi gelip bulacağı(4/78) gerçeği, bilinçte kalmayı, teyakkuzu, ameli ve doğal olarak da hazırlığı gerekli kılıyordu. Ancak bu durum, yaptırımı ve sorumluluğu olan bir hayat anlayışından sıyrılmakla, peşin olanı öncelemekle/istemekle insanlar nezdinde bilinçten, uyanık kalmaktan beri tutulacaktır. Yani atalet birçok defalar olduğu gibi nasıl oluyorsa cehdin, azmin karşısında skor olarak galip geliverecekti.

Zerre kadar iyilik ve kötülüğün karşılıksız kalmayacağı(99/7–8), verilen tüm nimetlerden sorguya/hesaba çekilineceği(102/8) hak iken ve toplumun her kesiminden fertlerin bunu bildiği ortada iken umursamayış, unutuş, hiçe sayış hayatın normallerinden sayılmaktadır. Bunda da etkili unsur; varoluş amacının bilinçten uzaklaştırılmasının altında yatan sebeplerden olan vehm, dünyevileşme, çıkar, modernizm, haz ahlakı vb. olmalı. Diğer bir ifadeyle, unutma fiilinin kronikleşip, her seferinde nükseden bir ağrılı durum halini alması denebilir.

Toplumda bazı kimselerin elini taşın altına koymayı, Müslümanların ilki olmayı(6/163), yola revan olup gerçekten gücünün yettiğince cehd etmeyi bilmiyor görünüşü biliyor veya bildiriliyorsa yok sayışı başka bir tutarsızlık ve tembellik. Çünkü bilinci habersiz kılan ve bilinç bütünlüğünü bozup kaygıları, korkuları, yenilgileri unutturarak rahatlatan şey Mehdi ve İsa (a.s.)’ ın beklenişi de olabilir.

Rızkı verenin Allah olduğuna hilafen, kefenin cebinin olmadığına inat, ölümün gelip bulacağına aldırmadan biriktirdikçe biriktirmek… Unuttukça yığmak… Yığdıkça esirgemek… Kime ve ne için? Bilincin kayması ve devamında ‘deli’ tanımının yeniden yapılması… Kim malının yarısını, hayır hayır dörtte birini( yoksa onda biri mi demeliyiz)  Allah yolunda, O’nun rızası için verir. El cevap: O dedikleriniz tımarhanede yatanlardır!

Akli melekeler, vahye muhatap olup hayatı anlamlandırmayı öncelemek gerektiğini söylese de, muhayyilelerdeki entelektüellik idealinin pratiğe yansıyan tarafı ise; aslolana, acil olana uzak düşürüşü olmaktadır acı olan. Yani tali kitapların âli kitabı/Kur’an’ı öncelemeyi önleyişi, sıralamayı yanlış yaptırışı, unutturuşu/bastırışı…

Noksan kişilikler, özgüven ve özyeterlik bakımından ham ya da harap bedenler gerçeği olduğundan farklı anlayıp yorum yaparlar. Davranışlarının, düşüncelerinin gerçekte nasıl olması gerektiğini belirleyemeyince kendi işlevlerinin de farkında olmazlar ve bilinçsiz davranırlar. Doğal olarak hayatın kanunuyla zıtlaşıp daha onulmaz ve içinden çıkılmaz hallere varan bu tür varoluşlar, gerçekler karşısında, hayat - ölüm, kar - zarar muhasebesinde duraklar. Artık “ama - fakat” cümleleri hayata hâkim olur ve en güzel kaçamak, kendini aldatma, mazeret formülü bulunmuştur. Sorunlarımız dendiğinde ilk akla gelen, mangalda kül bırakılmayarak tartışılan konular; çözümlerimiz denildiğinde yerini ama/fakat sözcükleriyle başlayan mazeretlere bırakır.  Bunun farkındalığı ise kaygı, telaş ve sonucunda suçlu arama, ardından meydanı kendini kurtarma çabalarına bırakır. Bilinçaltlarını işgal eden, orayı hınca hınç dolduran şeyler, savunma mekanizmaları (bilinçsiz başa çıkma yolları)’nın hayatı en fazla etkileyenlerinden olduğunu düşündüğümüz ‘Bastırma’ psikolojisinden kaynaklanmaktadır.

Bastırma, davranışın gerçek işlevinin farkında olunmadığı (bilinçsizce davranıldığı), gerçeğin olduğundan farklı algılandığı, yaşandığı durumlarda ortaya çıkar. Her ne kadar kişisel bazı sıkıntıların giderilmesinde kullanılarak kaygı türünden duyguları azaltmakta faydası görülse de, kullanım alanının genişletilip bir mizaç haline getirilmesi sonucu yukarıda bahse konu olan durumların oluşması kaçınılmaz olur.

Dikkat edileceği üzere bastırma, kendini,  ‘unutma, görmezden/bilmezden gelme’ şeklinde açığa vurmaktadır. Bu da açıkça insanın kendini aldatışından başka bir şey olmasa gerek. Çünkü noksan bir bünye, özgüven ve özyeterlik problemleri, benlik bütünlüğünün bozulması ve topluma sirayet etmesi sonucu da, yozlaşma – yabancılaşma – kölelik sıradan bir olgular dizisi oluverecektir. Bu da toplumun aldanışı anlamına gelecektir.   

Rabbim rahmetini esirgemesin değerli bir hocam içinde yaşadığımız dönemle ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştı:

“İşittik ve isyan ettik(2/93) : Yahudiler

 İşittik ve itaat ettik(2/285) : Müslümanlar

 İşittik ama unuttuk: Son dönem (gelenekçi)Müslümanları… “  Nereden nereye!


Yunus Polat
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bastırma
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:02:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bastırma rüya tabiri,Bastırma mekke canlı, Bastırma kabe canlı yayın, Bastırma Üç boyutlu kuran oku Bastırma kuran ı kerim, Bastırma peygamber kıssaları,Bastırma ilitam ders soruları, Bastırmaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes