๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 03 Temmuz 2010, 15:48:58



Konu Başlığı: Başaklar sesizce büyür
Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Temmuz 2010, 15:48:58
Başaklar Sesizce Büyür

Zaman gelir, mevsim yaz olur Gökyüzü bir başka maviye, yeryüzü bir başka yeşile boyanır Başakların bestesi çalınır her yandaSemeresi asıl o zaman alınır çilelerin Emekler, çabalar karşılık bulur Diller şükürlerle, sineler sevinçlerle dolar Binlerce başağın tebessümü, meşakkatli zamanların buhranını, hafakanını alır götürür Buram buram sevinç kokar harmanlar, ambarlar Onların öyküsü dolaşır dillerde Şairlerin kaleminden tertemiz mısralar dökülürKalem bunu yazmazsa olmaz

Ne hoş serüvendir başaklarınki Henüz taneler hâlinde düşerler toprağa ve âdeta ölmek için yarışırlar; sanki öldükleri zaman dirileceğini bilir her biri Mevsimin güz yahut kış oluşu yolundan alıkoyamaz hiçbirini ‘Rahmet eli zorlukla beraber kolaylıklar verir’ Filize duran tanecikler yeniden ve daha güçlü olarak hayat bulur Toprağa daha bir sıkı tutunurlar ve besmele çekerek, narince salarlar köklerini; taşlar, kayalar yol verir onlara Sessizce büyür başaklar; büyür de gür ekinleri olurlar “Öyle bir ekin ki filizini çıkarmış, sonra da onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış da artık gövdesi üzerinde doğrulmuş Öyle ki ekicilerin hoşuna gider…” Ayeti onları anlatır Nasıl sevinmez ki ekiciler

Başaklar o zarif manzumesiyle toprağın elbisesi olur Tıpkı altın ve gümüş bezemeli ipekten bir şal gibi akıp dururlar Birlikte çokluğu ve çoklukta birliği yakalamanın sevinciyle ‘ekin havuzları’nda eritirler kendilerini Rüzgâr, dilleri olur onların; zikir meclisine dönüşür bütün ovaSanki gizli bir neyden dökülen nağmeler yayılır düzlüklerde ve onun büyüsüyle büyürler Kendi yüreğinin mağarasına çekilmek yahut zaman ve mekân ötesi gizemli gezintilere açılmak için, bu tablo görülmeye değer doğrusu

Tenleri güneş yanığıdır başakların, özleriyse bembeyaz ve dupduru bir cevher Belki kışın koynunda küçücük tohumlar iken karların beyazlığını almıştır sîretleri, suretleriyse büyüme zamanında güneşin altın dokunuşlarını Geceleri ay ışığıyla yıkanmış, yıldızlarla cilalanmışlardır; güzellikleri biraz da ordandır Ve gecenin letafetiyle yumuşamış, öyle kıvama ermişlerdir Başlarını bir eğişleri vardır ki, bu halleriyle: ‘Topraktan gelen toprak gibi olur, benzemez ateşe’ derler Olgunluğun alâmetidir onlarda yüzü yerde kalender duruşlar Bazen nice poyrazlarla eğilseler de doğrulmasını bilirler çarçabuk; günahından sonra tövbesiyle doğrulan müminler gibi Onları zayıf ve güçsüz görenler cidden yanılır; iradeleri sapasağlamdır çünkü

Daha pek çok şey söylemek mümkün lakin herhangi bir serüveni kâğıtlara geçirmek onu bütünüyle anlatmaya yetmiyor En iyisi sözü şiire bırakalım Ne diyordu şair: “Var Allah’ım bir şey var bu toprakta,/ Ağaçlar büyür ansızın/ Bitmez tükenmez sular çıkıyor, / Ki kalbe lâhzalar taşımakta / Ki nasip bulup herkes bir başakta; / Geliyor çılgın atların nal sesleri,/ Ruha garip arzular veren,/ Garip dağlar ki uzakta…

Hasan ÇAĞLAYAN

 


Konu Başlığı: Ynt: Başaklar sesizce büyür
Gönderen: Ekvan üzerinde 10 Haziran 2012, 18:17:55


    Kur'anda misallere adı konulmuşsa,Rabbimin katında değerli oluşundandır..Başaklar gibi olabilmek için verilmiştir belki de o misaller..Bire yedi yüz veren başaklar gibi olmalı hayat..Burada bir ekip,ahirette yüzlerle toplayabilmeli mahsulünü insan..inşaallah..