๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 23 Kasım 2009, 01:44:36



Konu Başlığı: Bahçelerimizin Gülleri...
Gönderen: Zehibe üzerinde 23 Kasım 2009, 01:44:36
(http://photos-d.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs068.snc3/13535_179618922637_89361212637_3091580_2314601_n.jpg)

Çocuklarımız…

Rabbimizin nimeti, dünyamızın zînetidir çocuklarımız.

Onlar, bahçemizin gülleri, gönlümüzün bülbülleridir. Peygamberimiz (asm) çocuklar için “Cennet çiçekleri” tâbirini kullanmış. Onları ne de çok severmiş Efendimiz (asm).

Üstlerine titreyerek, onları maddî ve mânevî her musibetten muhafazaya çalışırsınız. Meselenin maddî kısmı belli. Oturmasına, kalkmasına, yemesine, içmesine dikkat edersiniz. Hasta olsalar; onlar uyur, siz uyanık kalırsınız. Onların başı ağrısa, sizin ruhunuz sızlar. Ayaklarına diken batsa, sizin kalbiniz kanar.

Fakat iş sadece yedirip içirmekten, giydirip kuşatmaktan ibaret değil ki!

İyi bir eğitim alması da gerekir. Onu da temin edersiniz. İyi okullarda okutursunuz. “Adam” olsun istersiniz. Eh, olur da! Filanca kurumda görev alıp, iyi bir makama da yerleşir. Ağa olur, paşa olur; veya iş kurar, patron olur ve sâire…

Hiç “hamal” olmasını istemezsiniz. Gönül bu ya!

Bitti mi?

Hayır, bitmedi.

Bir zamanlar, babası oğluna: “Oğlum, sen adam olmazsın!” demiş. Oğul okumuş, başarmış, yüksek bir makama gelmiş. Bir gün, raiyyetindekilerden birine vazife vererek:

“Git, filân köyde, filân yerde, şöyle bir zât var” diye tarif edip “Onu buraya getir” demiş.

Gidilmiş. O zât getirilmiş.

Makamdaki “oğul”, huzurdaki “baba”ya:

“Bak, baba! Bana adam olmazsın demiştin. İşte görüyorsun, okudum ve ‘adam’ oldum” demiş. Acı bir tebessümden sonra, huzurdaki baba:

“Sen makam sahibi olmuşsun, ama yine de ‘adam’ olmamışsın” dedikten sonra, üzgün: “Eğer ‘adam’ olsaydın, beni yaka paça huzuruna getirtmez; kalkar, baba ocağına sen gelirdin” demiş.

Demek ki maddî ihtiyaçların yerine getirilmesi, tek başına yetmiyor. Onları, “Îmân insanı insan eder, belki insanı sultan eder” mânâsındaki hakikatlarla tanıştırmak, ahiretlerini kurtaracak İslâmî bilgilerle de donatmak gerekiyor.

Çocuklar ana babalarının yanında Cenâb-ı Hakk’ın bir emanetidir. Onların temiz kalpleri, asil ruhları, körpe dimağları istenildiği gibi işlenmeye elverişli saf bir cevherdir. Kalbinin daha ilk anda iman için genişlemesi, delil istemeksizin kabul etmesi Allah’ın bir lütfudur.

Çocuğu zevke, keyfe alıştırmamak; israf ve lüks düşkünlüğünden uzak kalmasını sağlamak; haram lokma yedirmemek, haram süt emzirmemek ana babanın dikkat edeceği hususlardır.

Onları İslâm ahlâkı ile bugün terbiye etmek gerekir. Yoksa yarın çok geç olabilir! Eğer başıboş bırakılarak yaramaz hâle gelmesine fırsat verilirse ahlâksızlaşır, sefahet bataklıklarında bocalar ve hem dünya hem de ahiret hayatları berbat olur. İşte o zaman anasını saymaz, babasını ayağına çağırır!

Tinerciler, baliciler benzolcüler gökten zembille gelmedi. Bunlar da bu toplumun insanı, bunların da anaları babaları var. Var, ama bunlar da var!...

Bunun örnekleri günümüzde az değil.

Çocukların dünyaları güzelliklerle doldurulmazsa, yerine güzel olmayan şeyler dolar. Çünkü kâinatta boşluk yok.

Çocuğun dünya ve ahiret mutluluğunu gözetmek, onun dünyaya gelmesine vesile olan insanların yani ana babanın önemle üzerinde durmaları gereken bir konudur. Bu hususta Peygamber Efendimiz (asm):

“Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz” buyurmuşlardır.

Demek ki çocuğun kendisine söylenenleri anlamaya başladığı ve düşüncelerini az çok ifade edebildiği yaşlardan itibaren dinî bilgileri vermeye başlamak gerekiyor. Onları, dünya ve ahiret mutluluğunu temin edecek hayat yolculuğu için hazırlamakla mes’uldür ana baba.

Çocuklara ilk öğretilecek şeyin ise “Lâ ilâhe illallah” cümlesi olduğunu söylüyor Hz. Peygamberimiz (asm).

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin:

“Bir çocuk küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i îmanî almazsa sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdeta gayr-i müslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabanî düşer” cümleleri, önemli bir teşhistir.

“Ağaç yaşken doğrulur” derler.

Umduğumuz her güzel şeyi, çocuklarımıza önce verelim ki sonra alalım; “eyvah” dememek için…


(http://photos-b.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs068.snc3/13535_179621422637_89361212637_3091588_5725304_n.jpg)


Yeni Asya / Lahikâ


Konu Başlığı: Ynt: Bahçelerimizin Gülleri...
Gönderen: Ekvan üzerinde 26 Kasım 2009, 21:21:25
Cocuklarimizi egitmek elbetteki hepimizin gorevi,yurt disinda bu gorev fazlasiyla zorlasiyor...Rabbim yardimcimiz olsun...

Cok guzel bir konuyu ele almissin,tesekkur ederim.
Sevgi ve Dua ile...