๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Haziran 2010, 17:17:07



Konu Başlığı: Aynalar dirilmenin en iyi şahitleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Haziran 2010, 17:17:07
Aynalar dirilmenin en iyi şahitleri

Bugün aynanın önüne geçin Uzun uzun kendinizi seyredin Kaşınıza, gözünüze, saçınıza, dudaklarınıza, yanağınıza uzun uzun bakın Sonra yüzünüzdeki kırışıklıklara dalın Saçlarınızdaki beyaz dalgalara biraz takılın Ondan sonra dilerseniz birkaç yıl önceki neşelerinizle aynadaki görüntünüzü karşılaştırın Arada ciddi farklar göreceksiniz

Gözünüzün bakışları eskisi kadar kesin değildir, belki görüş açısı azalmış veya bulanıklaşmıştır Saçlarınız ya beyazlaşmış veya yanlardan açılmaya başlamıştır Belki belinizde de bükülmeler başlamıştır Yani siz eski siz değilsinizPeki ne oluyor! Neden bu değişiklikler? Nasıl oluyor bütün bunlar! Kim yapıyor bütün bunları? Sonra neden bize sorulmuyor, bütün bu farklılıklar oluşurken? Neden bizden izin alınmıyor? Acaba bu değişimi durdurabilir miyiz? En azından yüzümüzdeki kırışıklıkları sonlandırabilir miyiz veya “Bize de sorulmalı bu değişiklikler” diye itiraz edebilir miyiz? Tabii ki zor Mümkün değil Vücut üzerindeki operasyonlar da bunu engellemeyecektir Faydasız itirazlar bunlarO halde neden bütün bunlardan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz?

Aslında söylemek istediğimiz şudur: Vücudumuzdaki bütün bu değişiklikler ve bu değişiklikler yapılırken size danışılmaması bize şu sonucu vermektedir Yarın yine bize sorulmadan, isteğimiz dışında, bize rağmen birçok olayla karşılacağız Öldükten sonra hiç hazır olmadığımız, hesaba katmadığımız yığınla olayla karşı karşıya kalabileceğiz O halde şimdiden donanımlı olmalı ve hazırlanılmalıdır O alemden geri dönemk mümkün değildir

Reenkarnasyon masalları da birer boş avuntu olduğuna göre gidenler orada kalacaklardır Dönemeyecekler Çünkü öteki dünyadan bugüne kadar başı kırık kimse gelmedi Kimse gelip de bağırmayacaktır Gerek de yoktur Zira bütün varlık görüntüsüyle bize bu konuda yeterince ipucu vermektedir O halde; hayatın, varlığın, nimetin, gençliğin ömrün farkında olmamız gerekli Bütün bunların geçici bir emanet olarak verildiğini düşünmeliyiz Çünkü bunların hiçbiri kalıcı değil Hiçbirimiz için Onun içindir ki, ahirette sorulacak en önemli sorular arasında, “Ömrünü ne ile tükettin?” ve “Gençliğini ne ile geçirdin?” soruları yer alacaktır Bunlara karşı vicdani cevaplarınız var mı? Yoksa bu sorular bizim kimyamızı mı bozuyor, keyfimizi mi kaçırıyor?

Öyleyse işin kolayına kaçalım Mesela duymazlıktan gelelim veya kulağımızı tıkayalım Dilerseniz gözümüzü kapayalımVeya, hadi canım sen de! Başka konu mu kalmadı? Ben zaten bu dünyadan, beraatim Öldükten sonra dirilme, hesap veya benzeri masallara inanmıyorum diyelim Dilerseniz aynaları kıralım Eski resimleri yırtalım Birileri bize; sen kimsin, ne yapıyorsun, gideceğin yeri tanıyor musun, oraya hazır mısın, donanımın tam mı, oradaki patikalardan nasıl düze çıkacağını sorguladın mı hiç, senden önce giden baban-amcan, hala oğlun, komşun, deden ve başkalarının orada neler yaptığını merak ediyor musun hiç? Rüyada gördüğün şeyler sadece birer akıl oyunu mu? Yoksa toprağa gömülenler sadece birer şaka mıydı? Yoksa aslında onlar hiç olmadı mı?

Bu soruları sorduğunda önce ürküp sonra da toparlanıp “Bunlar boş sözler Ben yoktum, yok olacağım” mı diyeceğizNe kadar kolaycıyız değil mi? Aslında yok olan hiçbirşey Her şey şekil değiştiriyor Kainatta hiçbirşey kaybolmuyorKaybolacak olan bizim mazeretlerimiz, kaçamak cevaplarımız, boş avunmalarımız

O halde gelin aynalardan eski gölgelerimizi toplayıp bize rağmen önümüze çıkacak olan ve kaçmanın mümkün olmadığı sona güzel bir hazırlık yapalım Allah’ı sevelim, sevgiyi sevelim Ve bilelim ki suç aynada değil, suç aynaya yanlış bakandadır


Alıntı