๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Kasım 2010, 18:39:05



Konu Başlığı: Aslolan etiket değil gerçek hüviyettir
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Kasım 2010, 18:39:05

ASLOLAN ETİKET DEĞİL; GERÇEK HÜVİYYETTİR.



Kur'an/ 111-112:

"Yahudiler veya Hristiyanlardan başka hiç kimse Cennete giremeyecek dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: eğer doğru iseniz delilinizi getirin de..."

"Bilakis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse, onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler."

Kur'anın Bakara 111 ve 112. Ayetleri önemli bir prensibi teyid ediyor. Bu ayetleri anlamamızı kolaylaştırmak için Bakara Suresinin 47. Ve 48. Ayetleri ile ilgili "Ahirette Torpil Olur mu?" başlıklı yazımızla, yine aynı surenin 62. Ayetinin yorumuyla ilgili "Cennet Aklını Kullananlar (müslümanlar) İçindir" başlıklı yorumlarımıza atıf yapmak ve oralarda yazdıklarımızı yeniden dercetmek istiyoruz. Gerçekten de Allah, Bakara suresinin 62. Ayetinde ayrım yapmaksızın, kullarından Allah'a ve ahiret gününe inanıp iyi eylem (salih amel) yapanlara korkusuz bir Cennet ödülü vadederken, 47 ve 48. Ayetlerinde bu ödüle liyakat kazanmada başka bir kimsenin araya girerek kefaret ödeyemeyeceğini, kimsenin aracılığının işlemeyeceğini, dolayısıyla da bu ödüle ancak kişilerin kendi liyakatleriyle erişebileceklerini belirtmektedir.

İşte bu bağlamda, aldanan ve Cennet ödülünün sadece kendilerine verileceğini iddia eden gruplardan ikisi ismen belirtilerek yalanlanmakta ve bunların sözlerinin değersizliği delilden mahrum oluşlarıyla izah edilmektedir. Bir diğer anlatımla Allah, delilsiz sözlerin değersizliğini vurguladıktan sonra Cennet ödülüne ve taltif makamına ulaşmanın reçetesini açık bir şekilde vermekte ve bu reçetede ödüle layık olmanın sırrını deşifre etmekte; ve sanki muhsin olarak -yani işinin hakkını vererek iyilikte bulunup- yönünü Allah'a döndürenlerin Allah katında bir karşılık bekleme konumunda olduğunu açıklamaktadır. Yani Kurtuluşun ve ödüle liyakatin sırrı İslam platformunda ancak yönünü Allah'a çevirip düzgün iş yapmak ve iyilikte bulunmak şeklinde açıklanmaktadır.(*)

O halde insanlar bu dünyada -üzerlerindeki etiketlere , muhitlerindeki erdemlilerin şefaatine güvenmeksizin- yönlerini Allah'a çevirerek iyi eylemlere yönelme hususunda sınanmaktadırlar. Bunu başaramayan hiçbir etiket ve fazilet iddiası, bu uyarı karşısında değer ifade edemez sanıyorum. İnsanların liyakatini ancak haiz oldukları gerçek değerler belirleyebilir. Zira Allah:

"(Ehli Kitaptan birçoğu) 'Yahudiler ve Hristiyanlardan başka hiç kimse Cennete giremeyecek' dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: eğer sahiden doğru iseniz delilinizi getirin, de!" diyor ve böylece delilsiz iddialara itibar edilmemesini öğütlüyor.

Ama bu delilsiz ve değersiz sözlere itibar edilmemesini öğütleyen rehberliğin arkasından da hemen işin doğrusunu belirtip diyor ki: "Bilakis, kim muhsin olarak yönünü Allah'a döndürürse, onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır; ne de üzüntü çekerler onlar."

İslam işte bu: iltimassız, rüşvetsiz, liyakatle erişilen adil bir yaklaşım...Daha toplumsal bir içerikle söylersek "hakça bir düzen" işaret ediyor...

Selam size!...



M. Selami Çekmegil