๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 14 Temmuz 2010, 15:57:41



Konu Başlığı: Âşıka Bağdat sorulmaz
Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Temmuz 2010, 15:57:41
Âşıka Bağdat sorulmaz!

Aşk mâşukta kaybolmaktır Onu yaşamaktır aşk Âşık bir kalbin bütün derinliklerinde çarpan tek şey mâşukudur Aşk bir duygu değil, bütün duyguları kuşatan ve değiştiren büyülü bir atmosfer, derin bir mana, acı bir duygu yumağıdır Acıtır aşk, ama bu acıda çeken, derinleştiren bir efsun vardır Âşık kalbinde ve duygularında; huzuru, mutluluğu, sabrı, keşfetmeyi, umudu, acıyı, vefayı, hüznü, özlemi, vuslatı, çelişkiyi ve tüm bunların da ötesinde, tek kalpte iki kişilik yaşamayı öğrenir

Bencildir aşk Kalbin kapılarını tıkladığında, kalp evinde kendinden başkasının barınmasına izin vermeyecek kadar hem de Eğer başka bir şey varsa bir kalpte, o kalpte aşk yok demektir Ya da onun adı aşk değildir Âşığın hayatı mâşukundan ibarettir âdeta Her şeyin adı mâşukudur Eli ve hayali neye dokunsa mâşukunu söyler Çiçekler, kuşlar, kaldırımlar, taşlar, gökler, denizler, ırmaklar, güller, sümbüller, kokular, renkler… Her şey mâşukun kendisidir Nereye dönse yönünü, mâşukunu görür, işitir, hisseder, tadar Âşık bir zarftır ve mâşuk onun mazrufudur Onun gönlüne anlam katar, içerik ve derinlik kazandırır

Çiledir aşk, çilelerin en tatlısıdır üstelik Çok enteresan bir çelişkidir bu Bir tarafta acı ve hüzün varken, diğer taraftan kalp mutluluk ve huzurla dolarYüreğin içinde taşıdığı bu ateş sanki ayakları yerden keser, ruhu havalandırır, duyguları sonsuzlaştırır Yakarken serinletir

Aşk bütündür aslında Onu kısımlara, bölümlere, adlara ayırmak zordur Belki sadece manasına göre isimlendirmek mümkündür Yani kalpteki âşık olunan şeye ya da değere göre Mecaz ve hakikî aşk derken de aslında bu kastedilir Yoksa aşk bölünmez, aşk aşktır ve gönülde yaşattığı duygular aynıdır Sadece sonuçları farklıdır Biri harfedir de, biri harfi yapana ve yaşatanadır

Bülbül sadece güle âşık olsaydı ve aşkı gülün goncasında asılı kalsaydı, hiç hazanlara dayanabilir miydi? Ya gül! Gül de bu ayrılığı özleme çevirebilir ve âşıkına en güzel tebessümlerini ve elbiselerini giyerek naz edebilir miydi?

Bülbül, gülünü gönlünde, yüreğinde, içinde, kalbinin özünde taşımasaydı ve kalbinin özündeki güle ulaşmasaydı, gül bahçelerinde bu kadar güzel şakıyabilir miydi?

Gül semboldü bülbüle, Bülbül semboldü güle, aşkları vardı gönüllerinde yeşerecek ve sözleri ebedî goncalar açacak Tıpkı Kays’ı Mecnun edip, Leylâ’dan geçme faslında ruhunun ayaklarını kanattığı gibi

Züleyha’nın, önce Yusuf olduğu ve Yusuf’un varlığıyla aşka boyanıp, Yusuf’tan kalbinin süveydasındaki hakikî sevgiliye ulaştığı gibi

Eğer sadece harfe olursa aşk, manaya geçemezse, kalp bu yangında çekirdeğini çatlatamaz O kalbin topraklarında sevgili bir harfin şekline asılı kaldığı için hem kendisini yok eder, hem de sevdiğini Geriye sadece harfteki masal kalır
 


ALINTI