> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Anmak ve Anılmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Anmak ve Anılmak  (Okunma Sayısı 861 defa)
29 Ekim 2010, 15:54:32
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 29 Ekim 2010, 15:54:32 »



Anmak ve Anılmak

İsmail Seyidoğlu


ANMAK, dünü bugüne taşımak, bugünü ya­rma bağlamaktır. Anılmak, yıllar öncesinden gündemde yer almaktır. Anmak, vefakarlı­ğın; anılmak, unutulmamanın alametidir. Anmak dirilik, anılmak canlılıktır. Halk diliyle söylersek, anılmak, "adın batmaması", "ocağın sönmemesi", "defterin dürülmemesi" demektir. Bu anlamda anmak da, anılmak da güzeldir, nimettir, meziyettir.

"Sonradan gelen milletler arasında İbra­him'in namını payidar kıldık. İbrahim'e selam olsun. Biz iyilik edenleri böylece mükafatlandırırız" (es-saffat, 108-109),

ANILMAK, ayette belirtildiği gibi, ilahi ikram olunca, anmak görevdir. An demişse Yaratan, anmamak mümkün değildir. Ayette iki ger­çek belirmektedir: Anılmak için anılmaya değer bir iyilik ve hizmet... Anılmaya değenleri yad etmek...

Çünkü, anılmak var hayırla, rahmetle, dua ile. Anılmak var la'netle, ya da acı bir tebessümle, dudak büküşle... Anılmak var iyi bir namla, şan­la, imanla. Anılmak var, ah'la, vah'la ya da kah­kahayla..

Anılmak var melekcesine... Anılmak var ibliscesine. Anılmak var Adem gibi. Hatırlanmak var şeytancasına. Anılmak var Musa gibi. Yad edilmek var Firavuncasına. Ne güzel dile getirmiş Akif, şaircesine;

"Ölen insan mıdır, ondan kalacak şey, eseri,
Bir eşek göçtü mü, ondan da nihayet, semeri!"

KİMİLERİ "mecburen" ya da "kerhen"; ki­mileri "ayıp olmasın" diye, kimileri "siyaseten", kimileri "parası hatırına", kimileri "ideolojik eylemdir" diye, kimileri de "gönül­den", "anılmaya değer" diye anılır.

Kimilerini belli kurum ya da kuruluşlar, kimilerini amatör ruhlular, kimilerini "aile vakıfla­rı", kimilerini de "Allah kulları" anar. Yılların, hatta asırların andıkları da var. Zaman zaman değil, sürekli dillerde dolaşanlar, anılanlar, fati­halarla dualarla ruhları şad olanlar var. Az de­ğil, anıldığı halde fatihadan, duadan mahrum kalan zavallılar...

Kimilerini büyük fakat samimiyetsiz kalabalık­lar, beton duvarlar, kimilerini de bir-iki "can" anmakta. Göz yaşlarıyla anılanların yanında, davul zurna bandolarla tangolarla anılanlar da var. Hem ne kadar..

Kimileri anıldıkça büyür. Kimileri hatırlandıkça çirkinleşir, küçülür. Kimileri ananlara hedef gösterir, şereftir. Kimileri de ananlara züldür, le­ke getirir.

Anan var, anılan varsa, anma toplantıları bolsa, bu işin sanayii de kurulur. Çelenkler, portreler, tabelalar, kartlar.. Boyacılar, reklamcılar, Hancılar, yayıncılar, şakşakçılar.. ortalığı burur.

Anılmayı, resim, heykel, taş-toprak ve tablo­lardan bekleyen, her şeyi daha baştan kaybeder. Yanlışa kurban gider. Akif durumu ne güzel be­lirler.

"Evet, bütün beşerin hakkıdır beka emeli;
Fakat bu hakkı ne taştan, ne leşten istemeli!"

Anılmak için hizmet yetmeli, anmak da gönül­den gelmeli. Niceleri nicelerini hep andılar. Anı­lanlar da belki gerçekten anıldıklarını sandılar. Ama ne onlar ne de ötekiler ne anacak ne de anılacak insandılar.

Gerçek anılmayı vahiy bildirdi. Yüce yaratıcı "Anın beni, anayım sizi!" (el-Bakara, 152) ayetini indirdi. Artık her şey açık-seçikti. Mü'min için anılmak, Allah katında zikredilmekti. Bu zirveye ulaşmak için, Allah'ı sürekli anmak gerekti. Zaten 'kalbler Allah'ı anmakla tatmine erer"di.

ALLAH katında herkesin yerinin ne oldu­ğu bir anlamda belliydi. Çünkü ölçü, kişi­nin kendisi olarak belirlenmişti. "Allah katında­ki yerini merak eden, Allah'ın kendi kalbindeki yerine dikkat etsin" denilmişti, isabet edilmişti.

Anılmak, anmanın bedeliydi, mutlu neticesiydi. Kişi Allah katında anılmayı hak etmişse eğer, adını bilmese dünya, ne kaybederdi?..

Anmak da anılmak da işte şimdi güzeldi, nimetti, saadetti...

Ya Rab, andırma bize, seni yad etmeyeni!..
Ya Rab, unutma bizi, biz unutsak da seni!..

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Anmak ve Anılmak
« Posted on: 26 Nisan 2024, 11:44:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Anmak ve Anılmak rüya tabiri,Anmak ve Anılmak mekke canlı, Anmak ve Anılmak kabe canlı yayın, Anmak ve Anılmak Üç boyutlu kuran oku Anmak ve Anılmak kuran ı kerim, Anmak ve Anılmak peygamber kıssaları,Anmak ve Anılmak ilitam ders soruları, Anmak ve Anılmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes