๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 26 Aralık 2010, 20:03:59



Konu Başlığı: Allahü teâlânın sevgisi arttıkça
Gönderen: Hadice üzerinde 26 Aralık 2010, 20:03:59
Allahü teâlânın sevgisi arttıkça


Bir kimsede, Allahü teâlânın sevgisi arttıkça, kendinden iğrenmeye, halinden utanmaya başlar. Çünkü cenâb-ı Hakkın lutfü ile, bu sevgiye kavuşan bir kimsede, mahluklara ait sevgi yavaş yavaş azalır ve başka şeylere olan bağlılık da yok olur. Kalbinde Allahü teâlânın sevgisinden başka bir sevgi kalmayan kimsede, aşağı, çirkin sıfatlar ve bütün kötü huylar yok olur. Hadis-i şerifte; (Dünya sevgisi arttıkça, ahirete olan zararı da artar. Ahiret sevgisi arttıkça, dünyanın ona zararı azalır) buyurulmuştur.

İslamiyet’i öğrenmekten, Din Büyüklerinin kitaplarını okumaktan, sohbetlerinde bulunmaktan maksat, nefsin kötü huylarından ve çirkin sıfatlarından temizlenmesi içindir. Çirkin sıfatların, kötü huyların başı, nefse düşkün olmak ve onun arzularına, isteklerine tutulmaktır. Çünkü, Allahü teâlâdan başka şeylere düşkün olmak, nefse düşkün olmaktan ileri gelir. İnsan, her şeyi, kendini sevdiği için sever. Çocuğunu, malını sevmek, onlardan istifade edeceği içindir. Allahü teâlânın sevgisi insanı kaplayınca, insan, kendini sevmekten kurtulur. Kendine düşkün olmaktan ve kendini sevmekten kurtulan insan, kendisi ile bağlantılı olan bütün sevgilerden de kurtulur. Kendisinde sadece Allahü teâlânın sevgisi kalır. Bu sevgi de, onu, çirkin sıfatlardan, kötü huylardan temizler, kurtarır. Veşşemsi suresinin dokuzuncu âyetinde mealen; (Nefsini tezkiye eden kurtuldu. Nefsini günahta, cehâlette, dalâlette bırakan, ziyân etti) buyuruldu.

Allahü teâlâyı sevmek, başka şeyleri sevmekten daha çok olmadıkça, hatta kalbde Allahü teâlâdan başka şeylerin sevgisi yok olmadıkça, kâmil iman ve tam takvâ elde edilemez. Feth-i Musuli hazretleri: "Kendi arzularından ziyâde Allahü teâlâyı isteyenin kalbinde Allah sevgisi doğar" buyurmuştur.

Seven; sevdiğini Allahü teâlâ için sever, her işi Onun rızası için yapar. Süfyân bin Uyeyne hazretleri buyurdu ki:
"Allahü teâlâyı seven, Allahü teâlânın sevdiklerini de sever. Allahü teâlânın sevdiklerini seven, Allahü teâlânın rızası için sever."

Kalb, birden fazla şeyi sevmez. Bu bir şeye olan sevgisi kesilmedikçe başka şeyi sevemez. Kalbin mal, evlat, mevki, övülmeyi sevmek gibi çeşitli arzuları, bağlantıları ve sevdikleri görülür ise de bu sevgilileri hakikatte hep bir sevgilisi içindir. O biricik sevgilisi de, kendi nefsidir. Onların hepsini, kendi nefsi için sevmektedir. Bunları, hep kendi nefsi için istemektedir. Onların nefslerini düşünmemektedir. İnsanın nefsine olan sevgisi kalmazsa, nefsi için onlara olan sevgisi de kalmaz. Bunun içindir ki, kul ile Rabbi arasındaki perde, kulun kendi nefsidir. İnsan, hep nefsini düşünmektedir. Bunun için perde, yalnız kendisidir. Bir kul, nefsini düşünmekten büsbütün kesilmedikçe Rabbini düşünemez. Allahü teâlânın sevgisi onun kalbine yerleşemez.

Hâtim-i Esam hazretleri buyuruyor ki:
"Dört şey olmadan, dört şeyi iddia eden yalancıdır. 1-Allahü teâlânın haram kıldığı şeylerden sakınmadan, Allahü teâlâyı sevdiğini iddia eden, 2-Fakirleri, yoksulları aşağı görerek, Resulullah efendimizi sevdiğini iddia eden, 3-Elinden geldiği halde fakirlere sadaka vermeyerek, Cenneti sevdiğini iddia eden, 4-Günahlardan sakınmadığı halde, Cehennem ateşinden korktuğunu iddia eden yalan söylemiştir."

Bir şişeye hava sokmak için uğraşmak lazım değildir. Sıvıyı boşaltmak lazımdır. Şişedeki sıvı boşaltılınca, hava kendiliğinden girer. Kalb de böyledir. Mahlukların sevgisi, hatta düşünceleri kalbden çıkarılınca, Allah sevgisi, kendiliğinden kalbe gelir. Kalbi mahluklardan temizlemeye sebep de, Ehl-i sünnet itikâdı, haramlardan sakınmak, farzları ve diğer ibadetleri yapmaktır.

İsmâil Fakirullah hazretleri buyurdu ki:
“Allahü teâlâ gibi sevgilisi olan, başkasına nasıl bakar. Allahü teâlâ gibi habibi olan, başkasına nasıl güvenir. Allahü teâlâ gibi dostu olan başkasından nasıl korkar. Allahü teâlâ gibi sahibi olan, başkasıyla nasıl meşgul olur! Allahü teâlâ gibi güzeli olan, başkasına nasıl gönül verir. Nitekim Allahü teâlâ mealen; (Beni sevdiğini söyleyip de kalbinde benden başkası olan, iddiasında yalancıdır) buyurdu.”

Mazhar-ı Can-ı Cânân hazretleri; "Dünya melundur ve dünyada olan şeylerden Allah için yapılmayanlar da melundur. Allahü teâlânın sevgisi ile dünya sevgisi bir araya gelmez. Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için mâsivâyı yâni Allahü teâlâdan başka her şeyi ve bütün maksatları terk etmek lazımdır" buyurmaktadır.

Abdüsselam bin Meşiş Haseni hazretleri, kendisinden nasihat isteyen kimseye; "Dünya kirinden temizlen. Arzu ve isteklerine meylettiğin zaman onu tevbe ile düzelt. Allahü teâlânın sevgisine yapış. Allah sevgisi öyle bir şeydir ki, her iyilik, hayır ve üstünlüğün esası odur” buyurmuştur.

Abdullah bin Mübârek hazretleri de; "Allahü teâlâya isyân ederken, Onu sevdiğini söylersin Eğer sevgin doğru olsaydı, Ona itaat ederdin; çünkü seven, sevdiğine itaat eder" buyurmaktadır.
 
 
ALINTI