> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > ALLAHın ipine sarılın
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: ALLAHın ipine sarılın  (Okunma Sayısı 776 defa)
21 Ekim 2010, 16:55:20
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 21 Ekim 2010, 16:55:20 »



 Mezhepler arası ihtilaf ve 'ALLAH'ın ipine sarılın' ayeti
   
Bana intikal eden bir soru ihtilaf meselesinde farklı bir perspektif açtı zihnime. Soru mealen şu merkezde: Fıkıhta 4 mezhebin varlığı, mezhepleşmese de Leys b. Sa'd, Abdurrahman el-Evzai gibi ehli sünnet çizgisinde yer alan kişilerin görüşleri, mezhep imamları ve talebeleri örneğinde gördüğümüz şekliyle aynı meselede birbirlerinden çok farklı hükümlerin yer alması "Hep birlikte ALLAH'ın ipine sımsıkı sarılın; ihtilafa düşmeyin; bölünüp parçalanmayın."(Ali İmran 3/103) ayetine muhalif değil midir?

Soruda zikri geçen fıkhî görüş ayrılıkları hemen herkesin bildiği gibi "ümmetimin ihtilafı rahmettir" hadisiyle açıklanırdı. Bu açıklama tarzı İslam'ın hayata mal olmasında çok geniş alternatifler sunan, asli kaide ve esaslarda müttefik, formda farklılık arzeden fıkhî görüşler olunca yine geçerliliğini koruyor. Bunda problem yok. Fakat mesele, soruda zikredilen "ihtilafa düşmeyin, bölünüp parçalanmayın" ayeti ekseninde ayrı bir mana kazanıyor. O zaman bu ihtilaflara mezkur ayet etrafında nasıl açıklama getireceğiz? İşte en azından benim için yeni bir bakış açısı.

Öncelikle tarihî bir gerçeği itiraf edelim; siyasi bir gözlükle Efendimiz sonrası dönemde cereyan eden hadiselere baktığımızda, ihtilaf ve ittifak özelinde Kur'an ve sünnetin belirlediği hedef yakalanamamıştır. Hulefa-i Raşidin'den üç halifenin suikasta kurban gitmesi, sahabilerin çeşitli sebeplerle birbirlerine kılıç çekmesi, Emevi ve hemen peşinden Abbasilerle ayrı bir ivme kazanan iç savaş nitelemesini hak kazanan hadiseler bu itirafı zorunlu kılan gerçekler. Hatta birçok İslam ulemasına göre itikadi görüş ayrılıklarında bu hadiselerin rol oynadığı da ayrı bir gerçek.

Bu son cümleyi kısaca açalım. Cebriyye, Hariciye, Kaderiyye, Mürcie, Şia ve benzeri isimlerle andığımız ve itikadi veya siyasi belli bir görüşü yansıtan bu gruplaşmalarda yaşanan hadiselerin büyük ölçüde rolü vardır. Söz gelimi; "insan rüzgârın önünde uçup giden bir yaprak gibidir, iradesinin hiçbir rolü yoktur" diyen cebri görüşün ortaya çıkış nedenlerinden bir tanesi, geriye dönülmesi imkânsız o siyasi hadiseleri izah için ortaya atılmış ve böylece vicdanî bir rahatlama hedeflenmiş olabilir. Aynı türden yaklaşım, yukarıda isimlerini verdiğimiz diğer görüşler için de geçerlidir.

Tabii bu yorumları yapan ulema, erken dönem İslam düşünce hayatına damgasını vuran, ona altın bir dönem yaşatan entelektüel çabaları, zihni gayretleri hafife alıyor değil. Ama bir döneme ve o dönemde yaşanan fikri ve siyasi hadiselere izah getirirken, resmi bütün kareleri ile birlikte görmek de şarttır. İşte fotoğrafa bir bütün halinde bakınca, o fikri çabaların gösterildiği dönemlerdeki siyasi hadiselerin rolünü göz ardı etmek imkânsızdır.

Bu kısa açıklamadan sonra ayete dönecek olursak; 15 asır sonrasından ayetlere bakıp doğru mana vermenin ilk şartı, hiç şüphesiz ayeti nazil olduğu konteks içinde meseleyi ele almaktır. Sebeb-i nüzul bu konuda yeri başka bir şeyle doldurulamayacak bir malzeme sunar bizlere. Sonra Efendimiz'in ayetle alakalı izahları, sahabenin verdiği anlam ve nihayet 15 asırlık gelenek içinde ulemanın yapmış olduğu yorumlara bir bütün halinde bakmak gerekir.

Belki burada tefsir usulündeki "sebeb-i nüzulün hususiyeti, hükmün amm oluşuna mani değildir" kaidesi öne sürülerek itiraz edilebilir. Kur'an'ın evrenselliği açısından bu kaideye itiraz yersizdir; amenna ama sözünü ettiğimiz mevzuda fıkhî açıdan bağlayıcı bir hüküm söz konusu değil. Yapılan ya da yapılması gereken şey, ayetin nazil olduğu konteks içinde manasının siyak-sibak bütünlüğü de hesaba katılarak doğru anlaşılması. Hz. Ebu Bekir'in "kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın" ayetini delil göstererek düşmanlarla göğüs göğüse savaşmayı reddedenlere söylediği şu söz burada mutlaka hatırlanmalıdır: "Ayeti doğru okuyor, ama yanlış te'vil ediyorsunuz."

AHMET KURUCAN


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 21 Ekim 2010, 16:56:08 Gönderen: HizmetkaR »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: ALLAHın ipine sarılın
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:18:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: ALLAHın ipine sarılın rüya tabiri,ALLAHın ipine sarılın mekke canlı, ALLAHın ipine sarılın kabe canlı yayın, ALLAHın ipine sarılın Üç boyutlu kuran oku ALLAHın ipine sarılın kuran ı kerim, ALLAHın ipine sarılın peygamber kıssaları,ALLAHın ipine sarılın ilitam ders soruları, ALLAHın ipine sarılınönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes