๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 29 Mayıs 2010, 01:50:32



Konu Başlığı: Allah yolunda infak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 29 Mayıs 2010, 01:50:32
Allah Yolunda İnfak

"Sana Allah yolunda neyi sarf edeceklerini sorarlar. De ki : O'nun için ayırabileceğiniz her şeyi..." (Bakara 2/219)

Kuran'ın, İslam'a özgü bir dünya görüşü ve medeniyeti oluşturmak için kullandığı anahtar kavramlardan biri de sebilullahtır.1 Bu terkip, Allah'ın yolu anlamına gelir ve İslam öğretilerinin tümünü ifade etmek için kullanılır. Çünkü Allah'ın yolu, iyilik nevinden O'nun emrettiği her şeyi içeren ve Kuran vahyi aracılığıyla insana bahşedilen hidayet yoludur. Bunun için sebilullah terkibi, dünya ve ahiret hayatında insanlara yararlı olan, insanlığın iyi yönde gelişmesini sağlayan bütün hayırlı işleri ihtiva eder. Kuran ve sünnet, bu terkiple insanları daha yüce ve olumlu bir sosyal düzen kurmaya yöneltir. Nitekim bu terkibin yer aldığı ayetlerde Allah yolunda infak, hicret ve savaşın emredilmesi,2 yapılan tespiti doğrular mahiyettedir. Burada sadece "Allah Yolunda infak" konusu açıklanacaktır.

İnfak Nedir?

İnfak kelimesi, sözlükte "azalmak, bitmek ve tükenmek" gibi anlamlara gelen n f k kökünün türemiş şeklidir.3 Bunun için, "insanın helal ve kıymetli olan servetini, yahut en aktif ve verimli olan gayretini Allah rızası için başka insanların hayrına sarf etmesine" infak denir. Bu harcama, insanın sahip olduğu tüm değerlerden yapılabilir.4 İşte helal servetin ve olumlu gayretin insanların hayrına sarf edilmesi, Kuran'da "Allah yolunda infak" olarak isimlendirilmiş,5 bu niteleme ile, O'nun yolunda yapılan harcamaların bir zarar olmadığı anlatılmak istenmiştir.6 Bu demektir ki, müminin yaşarken Allah yolunda sarf ettiği çabalar ve cömertçe harcadığı mallar, Hesap gününde boşa gitmeyecektir.

İnfak Nelerden ve Nasıl Yapılmalıdır?

Bu soruya en özlü ve doyurucu cevabı yine Kuran verir. İnfak kelimesinin türediği nfk kökü, çeşitli kullanım biçimleriyle Kuran'da yetmişi aşkın ayette yer alır.7 Bu ayetlerde infakın, sevilen ve en iyi olan şeylerden yapılması istenir.8 İnfak, Müslüman şahsiyetin en belirgin özelliğidir. O, sahip olunan imkanlardan başkalarını yararlandırmak ve bu imkanları Allah rızası için harcamaktır.9

İnfak etmeye, en yakın kişilerden başlamak gerekir.10 Özellikle ve öncelikle yoksulluğunu açığa vurmaktan çekinen onurlu kimselere infak edilmelidir.11 Çünkü onların durumunun farkında olmayan, onları zengin zanneder, halbuki onlar istemekten çekinirler.

İnfak, karşısındakini horlama veya cömertlik gösterisi altında riyakarlık aracı yapılmamalıdır.12 Çünkü Kuran, insanlar arasındaki ilişkilerde güzel muameleyi ve İslami terbiyeyi esas almış, İslam'ın ruhuna ve insanın onuruna ters düşen davranışların sahibine hiçbir fayda sağlamayacağını bildirmiştir. Özellikle riyakarlığın, insanın bütün hayırlı faaliyetlerini boşa çıkaran bir illet olduğuna dikkat çekmiştir.13 Şu halde insan infak ederken ne kadar dürüst davranıp samimi olursa Allah'tan göreceği mükafat da o denli büyük olacaktır. Öyleyse infak, başa kakmadan nezaket dairesinde yapılmalıdır. Zira dinin buyruklarının amacı, insanı Allah'a iyi bir kul, başkalarına da iyilik eden bir şahsiyet haline getirmektir. Yoksa Allah, hiç kimsenin infakına ve ibadetine muhtaç değildir.

İnfak, İslam'ın hayata taşınmasını sağlayan ve mümine Allah'ın rızasını kazandıran tevhidi bir eylemdir. Kuran bu onurlu eylemi gerçekleştiren müminlerin verimli ve sevimli durumlarını şu anlamlı ifadelerle dile getirir:"Allah yolunda mallarını harcayanların durumu, kendisinden yedi başak çıkan ve her başakta yüz tane bulunan bir buğday tohumuna benzer; Allah dilediğine kat kat verir, O her şeyi kuşatan, her şeyi bilendir."14

İnfak İçin Ne Gerekir?

Allah yolunda infak edebilmek için, belirli miktarda mala ve imkana sahip olmak gerekirse de esas önemli olan, insanın infak etme inancına, bilincine ve gücüne sahip olmasıdır. Miktar madde meselesidir. Bunun için ekonomik görüşleri sömürücü sistemlere endeksli olanlar, mala sahip olsalar da kendilerinde bu malı başkalarına infak etme gücü bulamazlar.

Servetin insanı yüceltici ve hayatı iyi yönde geliştirici bir unsur haline gelmesi, onun "Allah yolunda infak edilmesi" ile gerçekleşir. İşte bunun için İslam, infakla ibadetin kapsamını daha da genişletip ona hayatın tümünü kuşatan bir muhteva yüklemiştir.

Kuran'ın "Allah yolunda infak ediniz" buyruğu, hem yoksulu değersiz gören zalim kanaati yıkmayı hem de servetin zengin elinde, servet hayalinin de fakirin gönlünde putlaşmasını önlemeyi amaçlar. Bunun için Kuran, infak etme konusunda isteksiz davranıp servet rüyasından saadet bekleyenlere, "Göklerin ve yerin mirasının tek başına Allah'a ait olduğunu" hatırlatır; sonra da onlara: "Neden Allah yolunda infak etmediklerini" sorar.15 Dünya servetine bağlanıp cimrilik edenleri ise, şöyle kınar: "Bakın sizler Allah yolunda infak etmeye çağırılıyorsunuz; ama sizin aranızda cimrice davrananlar var! Kim Allah yolunda cimrice davranırsa sadece kendisine karşı cimrilik yapmış olur. Çünkü Allah kendi kendine yeterlidir, halbuki siz, O'na muhtaçsınız. Şayet O'ndan yüz çevirirseniz başka toplumları sizin yerinize geçirir ve onlar sizin gibi yapmazlar!" 16

İman değerine ve infak bilincine ermemiş olanlar, içlerindeki mal tutkusuna yenik düştüklerinden cimrilik ederler. Onlar ihtiyaç sahipleriyle ilgilenmez, doğru amaçlar için hiçbir harcamada bulunmazlar ve zenginliği kötüye kullanırlar. Yoksullara karşı duyarlı davranmayanlara Allah da değer vermez. Allah'ın değer vermediği kişi ve toplumlar ise, O'nun yardımına mazhar olma liyakatini yitirmiş olurlar. Bunun için Kuran, ahlaki öğretilerini sürekli olarak sosyal hayatın pratik alanlarına ilişkin buyruklarla örer. Her insanı, imkanı nispetinde doğru ve yararlı eylemlerde bulunmaya; yoksulluğu yenmek için şahsi ve maddi katkı sağlamaya çağırır. Bu katkıyı esirgeyenlerin, kendi yıkımlarını hazırlayabilecekleri uyarısında bulunur.17 Anlaşılan o ki iyiliği ve infakı terk etmek, insanın bir nevi intiharı demektir.

İmanda kemale ermek için fedakarlık gerekir. Fedakarlık da nefsin kendine saklamak istediği şeyleri Allah için verebilmektir. İnsanın ahlaki kişiliğe, toplumun da İslami kimliğe sahip olabilmesi, Kuran'ın belirttiği eğitici ve erdirici ilkelerin hayatta uygulanmasıyla sağlanabilir. Şu halde insanın gerçek bir mümin olması için, sadece inanması yeterli değildir; ayrıca onun canıyla ve malıyla iman hizmetinde bulunması da gerekir.18 Çünkü insan ruhu sadece teorik hakikatlerle beslenmez. Bunlara ilaveten o, hareketlerini devamlı bir şekilde tanzim edecek ameli bir kaideye de ihtiyaç duyar. İşte Kuran,  insanın faaliyet sahasına giren her konuda takip edilecek yolu göstererek bu ihtiyaca en kesin ve en geniş bir şekilde cevap vermiştir.

Sonuç olarak denebilir ki, mal tutkusunun ve dünyalık endişesinin çok sayıda insana Allah'ı unutturduğu bir zamanda yaşıyoruz. Bunun temel nedeni, dünyacı istek ve arzularımızın ziyadesiyle bizi etkisi altına almış olmasıdır. Dileyelim bu olumsuz durum, şuurlu bir infak eylemiyle ortadan kalksın ve insanlığın daralan ruhu en kısa zamanda bunalımlardan kurtulsun.

Dipnotlar: 1. Bkz. Müzzemmil 73/20; A'raf 7/45, 86; En'am 6/116 vb. 2. Bkz. Bakara 2/190, 195, 218; Enfal 8/74-75 vb. 3. Bkz. ibn Manzur Lisanu'l Arab, X, 358-361 4. Bkz. Ragıb el-isfehani, el-Müfredat, s.819 5. Bkz. Bakara 2/195, 261, 262 vb. 6. Bkz. Müzzemmil 73/20 vb. 7. Bkz. M.Fuad Abdulbaki, Mucemu'l Mü-fehrez, s.715 8. Bkz. Bakara 2/267; Al-i imran 3/92 vb. 9. Bkz. Bakara 2/274; Al-i imran 3/134 vb. 10. Bkz. Bakara 2/215 11. Bkz. Bakara 2/273 12. Bkz. Bakara 2/262, 264 13. Bkz. Maun 107/6-7 vb. 14. Bakara 2/261 15. Bkz. Hadid 57/10 16. Muhammed 47/38 17. Bkz. Bakara 2/195 18. Bkz. Hucurat 49/15