> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın  (Okunma Sayısı 606 defa)
14 Temmuz 2010, 15:31:32
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 14 Temmuz 2010, 15:31:32 »



ALLAH’IN DİNİYLE ALAY EDİLEN YERDE OTURMAYIN



Nisa 140 “O, size kitapta “Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir söze geçmedikçe, onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi Doğrusu Allah münâfıkları ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır”
Halbuki Allah size daha önce kitapta şöylece indirmiş, şöylece emretmişti: Gördünüz ki bir mecliste, bir içtimada Allah’ın âyetleri inkâr ediliyor, Allah’ın âyetleri reddediliyor, istihza konusu, alay konusu yapılıyor Allah’ın âyetlerine küfredildiğini, örtüldüğünü, örtbas edildiğini ve alay konusu yapıldığını işittiğiniz zaman sakın ha sakın onlarla, o kâfirlerle, o istihzacılarla birlikte oturmayın Ta ki onlar Allah’ın âyetleriyle alayı bırakıp da başka sözlere, başka zırvalara dalıncaya kadar Eğer Allah’ın âyetlerinin inkâr ya da alay konusu yapıldığı bir ortamda oturursanız bu münâfıklıktır Allah korusun Çünkü dikkat ederseniz âyetin sonunda Rabbimiz:
“Yoksa siz onlar gibi olursunuz” Yâni onlarla oturmaya devam ederseniz siz de tıpkı onlar gibi olursunuz ve bilesiniz ki Allah münâfıklarla kâfirlerin hepsini cehennemde toplayıp cem edecektir, diyor
Bu âyetin bir benzeri de En’âm sûresinde geçer:
“Âyetlerimizi çekişmeye dalanları görünce, başka bir zırvaya dalıncaya kadar onlardan yüz çevir Eğer şey-tan sana unutturursa hatırladıktan sonra artık zulmedenlerle birlikte oturmaSakınan kimselere onların hesaplarından bir sorumluluk yoktur Fakat bir hatırlatmadır; belki sakınırlar" (En’âm 68)
Bu âyetiyle Rabbimiz müminlerle mümin olmayanların saflarını ayırmayı murat ediyor Safların kesin hatlarla ayrılmasını istiyor Rabbimiz Aralarındaki bütün bağların koptuğunu ve müminlerin onlardan ayrılmaları gerektiğini anlatıyor Müminlere zalimlerin meclislerinde oturulmaması gerektiği haber veriliyor
Birileri oturmuş bir yerlerde Allah’ın sistemini, Allah’ın kitabını, Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar, Allah’ın âyetlerini yalanlıyorlar, Allah’ın âyetleriyle istihza ediyorlar, Allah’ın âyetleriyle dalga geçiyorlar, Allah’ın âyetlerini eğlencelerine, lehviyyatlarına, lağviyyatlarına malzeme ediyorlar Ya da Allah’ın âyetlerini tevil ediyorlar, Allah’ın âyetlerine Allah’ın yüklemediği anlamları yüklemek sûretiyle âyetleri alay konusu yapmaya çalışıyorlar Allah’ın demediklerini dedi, dediklerini de demedi biçiminde âyetleri öteye beriye sündürmeye ve kendi günahlarına kılıflar bulmaya çalışıyorlar Okuyorlar âyetleri ama kendi fikirlerine delil arıyorlar, kendi anlayışlarına yol arıyorlar
Meselâ adamlar okuyorlar âyetleri: Efendim işte burada tarikat anlatılıyor, burada parti anlatılıyor, burada bilimsel çalışma, burada örgütsel anlatım, burada zengin olmak, burada doktor olmak anlatılıyor Ya da işte burada bizim şeyhimiz, burada bizim kavmimiz, bizim ırkımız, bizim haberimiz, bizim liderimiz anlatılıyor Burada bunlar anlatılıyor Kısaca bu âyetler beni anlatıyor, bizi anlatıyor, ama kesinlikle hak olduğumuzu, yanılmadığımızı anlatıyor diye kendi düzenlerine uyguluyorlar
İşte böyle Allah’ın kitabıyla, Allah’ın âyetleriyle dalga geçildiğini, alaya alındığını, istihza edildiğini, inkâr edildiğini, yalanlandığını gördüğünüz zaman bu zalimlerin meclislerinde asla oturmayın Böyle bir durumda müslüman derhal müdahale etmelidir Ya sözü âyetlerin alayı konusundan başka bir noktaya çekmeli, eğer buna gücü yetmiyorsa da derhal o meclisi terk etmelidir Bu protestoyu çok açık bir şekilde yapmalıdır Yâni onların meclislerinden kalkıp giderken: “Efendim çok önemli bir işim çıktı! Kusura bakmayın kalkmak zorundayım! Tuvalet ihtiyacım var!” gibi bir mâzeret ileri sürerek değil; açıkça ve mertçe; “Burada Allah’ın âyetleriyle alay ediliyor! Burada Allah’ın diniyle istihza ediliyor! Allah’ın gazap ettiği bir cemaatin içinde benim oturmam kesinlikle mümkün değildir!” diyerek kalkıp gitmesi gerekmektedir
Eğer bir müslüman, Allah’ın diniyle, Allah’ın âyetleriyle alay edilen bir mecliste onlarla beraber oturmaya devam edecek olursa hezimetin ilk basamağına adımını atmış olacaktır Eğer müslümanlar olarak bizler böyle kimselerin meclislerinde oturmaya devam edecek olursak o zaman, zımnen de olsa, onların bu alaylarını, bu dalga geçmelerini sükût ederek kabul etmiş olacağımızdan yahut da bizim onların yanında oturmamız sonucunda zımnen de olsa onlar bu suçlarını bizim de kabul ettiğimiz sonucunu çıkararak kendi suçlarına kılıf bulmaya kalkarlarsa Allah korusun o zaman Nisâ suresindeki:
"O zaman siz de aynen onlar gibi olursunuz"
Âyeti bizim hakkımızda geçerli olacaktır O zaman bizler kimliksiz, şahsiyetsiz kimseler durumuna düşeceğiz demektir
Allah’ın diniyle, Allah’ın âyetleriyle alay edilen meclislerde oturan bazı zavallı kimseler kendilerini güya sabırlı, mühasamahakâr kimseler olarak kabul ederler Böylece siyaset yaptıklarını, fikir hürri-yetinden yana olduklarını iddia ederler Hâlbuki Allah: Eğer onlarla oturmaya devam ederseniz, o zaman siz de onlardan olursunuz, buyurmaktadır
Hâlbuki Allah’ın dinini, Allah’ın âyetlerini müdafaa imanın ta kendisidir Kişideki imanın sosyal hayatta tezahürünü anlatırken bir hadislerinde Allah’ın Rasûlünün şöyle buyurduğunu biliyoruz:
“İmanı en kuvvetli olan mümin gördüğü bir kötülüğü elle düzeltir, imanı biraz zayıf olan onu dille değiştirmeye çalışır Ama bazı müminler de vardır ki bunların imanları ancak onları o kötülük mahallinden uzaklaştırabilir Ama kişi bunu da yapamıyorsa o zaman hardal tanesi kadar onun imandan nasibi kalmamıştır"
Müslümanın esas vazifesi bulunduğu yer ve makam neresi olursa olsun orada Allah’ın hâkimiyetini gerçekleştirmektir Gücünün yettiği her zaman ve zeminde Allah’ın otoritesini gerçekleştirmek zorundadır, ondan beklenen budur Kalkıp gitmek ise gücünün bittiği noktadadır Meselâ diyelim ki evinizde çocuğunuz İslâm’la, Allah’ın âyetleriyle alay edecek ve siz hemen kalkıp gideceksiniz, olmaz böyle şey
Veya hanımınız, akrabalarınız, talebeleriniz, arkadaşlarınız Allah’ın âyetleriyle alay edecek ve siz çaresiz kalkıp gideceksiniz Olmaz böyle şey Veya meselâ müşteriniz İslâm’la alay edecek siz de sırf ona mal satabilmek için sabırla onu dinlemek zorunda kalacaksınız, olmaz böyle şey Mümin gücünün yettiği yerde derhal müdahale edecek ve Allah’ın dinini, Allah’ın âyetlerini müdafaa adına elinden gelen her şeyi yapmaya çalışacaktır
Dikkat ederseniz âyet-i kerîmede iki "Havz"dan yâni “iki dalmadan” bahsediliyor Bunlardan birincisi Allah’ın âyetleriyle alaya dalma, âyetleri lehviyyatlarına malzeme yapma, vahyi inkâr ve istihza konusu yapmaya dalmadır Bir diğer "Havz" bir diğer dalma da âyetlerle alaya dalma değil de başka boş şeylere yâni lüzumsuz zırvalara dalmadır Meselâ Mercedes almaktan Ford satmaya kadar; attan, avrattan, fiyattan, murattan, marktan, dolardan, Amerika’dan, Etiyopya’dan, Çin’den, Maçin’den, Mançurya’dan bahse dalmadır İşten, aştan, karıdan, kızdan, devlet kurmadan, devlet yıkmadan bahse dalmadır Şâyet oturduğunuz yerdeki insanlar Allah’ın âyetleriyle alaya dalmayı bırakır da böyle öteki zırvalara dalmışlarsa bu durumda eğer orada oturmak zorundaysanız oturabilirsiniz, diyor Rabbimiz
En’âm’daki âyetin sonunda:
“Sakınan kimselere onların hesaplarından bir sorumluluk yoktur Fakat bir hatırlatmadır; belki sakınırlar” (En’âm 69) buyrularak müslümanlara bir sorumluluk yüklenmiyordu
Muttakilere onların yaptıklarından bir sorumluluk, bir vebal yoktur buyruluyordu Çünkü bu âyet Mekke’de geliyordu ve Mekke’de müslümanların Allah’ın âyetlerini inkâr eden, Allah’ın âyetlerini alay konusu yapanlara karşı bir müdahale güçleri yoktu Allah diyor ki böyle bir ortamda oturmayın, çekin gidin, ama giderken, onları terk ederken de bir mesaj verin diyorduKafirlerin bu işlediği suçlardan ötürü muttakilere bir sorumluluk yoktur Onlar ayrı bir gruptur, müminler ayrı gruptur Onlar ne günah işlerlerse işlesinler, ne yaparlarsa yapsınlar, müminler onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaklardır Ancak müminlere bir hatırlatma, bir uyarma görevi vardır Takva sahiplerinin görevi Allah’ın âyetleriyle sapıklıklara dalan bu insanların yanlarından kalkmak sûretiyle onlara bu yaptıklarının bâtıl olduğunu, bu halleriyle Allah’ın gazabını celp ettiklerini hatırlatmak ve öğüt vermektir Muttakilerin kendilerine karşı aldıkları bu tavırları sonucu yanlarından ayrılıp gitmeleri sonucu onları üzdük diye belki anlayıp bu işten vazgeçerler diyor, Rabbimiz
Tabii bu âyetlerin Mekke’de geldiğini ve müslümanların henüz kendileri gibi müslüman olmamış babalarını, analarını, arkadaşlarını, hısım akrabalarını terk etmelerinin, onların yanından kalkıp gitmelerinin ne kadar zor bir şey olduğunu düşünmek zorundayız Düşünün nereye gidecekti bu müslüman? O ev babasının eviydi ve o evin içinde henüz iman etmemiş babası, anası, kavmi, kardeşi Allah’ın âyetleriyle alay ediyordu Onun için burada sadece onlardan kalkıp gitmeleri isteniyor Allah’ın âyetleriyle alay edenlerle henüz savaşma emrinin gelmediği bir dönem için bunu düşünmek zorundayız Onun içindir ki âyetin bu son bölümünü şöyle anlamaya çalışanlar da olmuştur: O müminler bu tür insanların yanından kalkıp gitsinler Ama bunu beceremeyip gidecek yerleri olmadığı için onlarla otursalar dahi onların hesaplarından muttakilere bir sorumluluk yoktur şeklinde an-layanlar da olmuştur bu âyeti
Ama Nisâ sûresindeki bu âyetin geldiği Medine ortamında müslümanlar güçlüydü Böyle, müslümanların güçlü oldukları ortamlarda, oturma mahallerinde bu iş yapılıyorsa, Allah’ın âyetleri, Allah’ın dini inkâr ediliyor, alay konusu yapılıyorsa ve de müslümanlar o ortamlarda oturdukları halde duruma müdahale etmiyorlarsa, orada olanların bu küfürlerine, bu istihzalarına engel olup, Allah’ın otoritesini, Allah’ın egemenliğini gerçekleştirmiyorlarsa o zaman o oturanların zerre kadar imandan nasiplerinin olmadığını, aynen o inkâr eden, alay eden kâfirler g...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın
« Posted on: 24 Nisan 2024, 13:07:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın rüya tabiri,Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın mekke canlı, Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın kabe canlı yayın, Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın Üç boyutlu kuran oku Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın kuran ı kerim, Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın peygamber kıssaları,Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın ilitam ders soruları, Allah ın Diniyle Alay Edilen yerde Oturmayın önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes