> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Allah İçin Verebilmek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah İçin Verebilmek  (Okunma Sayısı 626 defa)
07 Kasım 2010, 18:49:35
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 07 Kasım 2010, 18:49:35 »



Allah İçin Verebilmek

Naci Öztürk


Allah'a imanın en güçlü belirtilerinden biri de elindeki nimet ve imkanları başkalarının yararına seferber etmektir. Buna en çok kullanılan tabiriyle cömertlik (cüd, seha, sehavet) diyoruz. Bir velinin "enbiya, evliya mesleği" diye tavsif ettiği cömertlik Allah'ın kudret, merhamet, lütuf ve ihsanından emin olmasının biricik belirtisidir. Eşya ve hadiseleri Yaratıcının isim ve sıfatlarının birer tecellisi sayan insan -ki gerçek dindar budur- O isimlerden birinin de Rezzak olduğunu bilir ve Allah'ın bu isimle bütün varlıkları beslemeyi taahhüt ettiğine inanır.

"Yeryüzündeki canlıların tümünün rızıkları Allah'ın üstündedir. Onların duracak yerlerini de emanet edilen yerlerini de O bilir. Bunların hepsi o apaçık kitaptadır."(Hud, 6) Buna inanan bir vicdan elindekilerden bol bol vermekte hiçbir tehlike görmez aksine bu hareketiyle Allah'ın faaliyetine iştirak ettiğini sezerek bahtiyarlık duyar. Ve verdikçe verir... İbn Abbas hazretleri Peygamberimiz'in cömertliğini anlatırken şöyle diyor: "Yemin ederim ki Rasûlullah'ın hayır bağışta bulunuşu, her şeyi saçıp savuran rüzgardan daha cömertçeydi. (Buhari) Bir hadis-i şerif şu ilginç ölçüyü koyuyor: Dul ve yoksulların hizmetine koşan, Allah yolunda harb eden, gündüz oruç tutup geceleri de namaz kılarak geçiren insan şehit gibidir. (Buhari)

"Kim nefsinin hırsından ve cimriliğinden korunursa işte muradlarına erenler onların ta kendileridir."(Haşr Suresi, 10)

"İnsan sarp yokuşa tırmanamadı. Bu sarp yokuşun ne olduğunu nasıl bilirsin? Sarp yokuşu aşmak kul azad etmektir. Yahut bir açlık gününde yemek yedirmektir. Yakınlığı olan bir yetime yahut toprakta sürünen bir yoksula. Sonra da iman edenlerden her birine sabrı tavsiye, merhameti tavsiye edenlerden olmaktır. " (Beled Suresi, 11-17)

Hırsı kırmak için vermek lazımdır. Az veya çok, zenginken veya fakirken. Fakirliğinde vermiyen zenginliğinde hiç veremez. Miktara bakmadan vermeliyiz. Miktar madde meselisidir. Halbuki bizden istenen verebilme gücüne ulaşmaktır. Verdiğimizin azlığı hiçbir zarar getirmez. Azken vermeyen çoğalınca hiç veremez.

Cömertlik sevilen, değer ifade eden şeylerden olmalı: Kur'an-ı Kerim, bu noktayı şöyle kanunlaştırıyor: "Siz sevdiğiniz şeylerden bol bol bağışlayıncaya kadar iyilik ve kurtuluşa asla eremezsiniz." (Ali İmran, 32)

Bu ayet-i kerime nazil olduğu zaman Ashab-ı Kiram'ın, en çok sevdikleri şeyleri vermek hususunda yarışa geçtiklerini görüyoruz. Mesela Ebu Talha Hazretleri Rasûlullah'a gelerek en çok sevdiği malının Beyruha adındaki bahçesi olduğunu ve bu bahçeyi bağışlamak istediğini söylemiş ve isteği yerine getirilerek bahçe infak edilmiştir. Bakara suresinin şu ayeti kuralı çok daha açık koymaktadır:

"Ey iman edenler, Hak yolunda harcamayı kazandıklarınızın en güzellerinden ve sizin için yerden çıkardıklarımızdan yapın. Kendinizin göz yummadan alıcı olmadığınız adî; bayağı şeyleri vermeye yeltenmeyin..." (Bakara, 17)

"Sevabı büyük sadaka, senin vücutça sağlam, son derece cimri, yoksulluktan korkar, zenginlikten hoşlanır olduğun sırada verdiğin sadakadır. Sadakanı, can boğaza gelip "bu malım falanın" diyene ve geri kalanın da varislerin olana kadar bekletme."

İnsan nefsi fedakarlıktan kaçmak için en inandırıcı bahaneleri imal etmekte çok ustadır, insan bazen otuz yıl sonra yiyeceği lüks bir tatlının yatırımını şimdiden yapar da akşama yiyecek ekmek bulamayan çaresizleri görmez. Sebebini sorarsanız cevap şudur: "Ben de geçim sıkıntısı içindeyim." Geçim sıkıntısı... Herkese göre ayrı bir anlamı var bunun. Hasta yavrusuna aspirin alamayan babanın derdi de geçim sıkıntısıdır, oğluna yeni model araba alması için para arayan babanın derdi de geçim sıkıntısıdır. Bu ikisini ayırmak için zalim nefsi devreden çıkararak düşünmek lazımdır. Nefis bu iki sıkıntı arasında hiçbir fark görmez. Onun için nefsin idare ettiği dünya kapkaranlık buhranlı bir dünyadır. İnsanı nefsin bu zalim pençesinden kurtarmak gerekiyor. Nefsin hakimiyeti altına giren insan başkasına vermemek için akıl almaz bahaneler bulur, ihtiyaçlar icad eder. Ve öyle korkutur ki yıllarca rahat bir hayatı yaşatacak imkanlara sahip olan insan ertesi gün aç kalacak dilenecekmiş gibi bir duygunun esiri olur. Elini cebine sokup bir kuruş çıkaramaz. Kur'an-ı Kerim insanın bu en aptal belki de en zalim tarafına şu mucizeyi ifadeyle temas etmektir.

"De ki Rabbinin rahmet hazinelerine siz malik olsaydınız, o zaman da tükenir korkusuyla harcamaz, cimrilik ederdiniz. Çok cimridir insan." (İsra, 100)

Biraz daha yesin diye kusmaya çalışanlara "Açlıktan midesine taş bağlayanlara da verin" dediğimizde "Bize yetmiyor ki, neyi verelim" diyeceklerdir. Şu hadis-i şerif bunlara, çok açık bir cevaptır:

"İki kişiyi doyuracak yemek üç kişiye, üç kişiyi doyuracak yemek, dört kişiye yeter" (Buhari) Demek oluyor ki, vermek imkandan çok tıynet meselesidir.

Yüz kişiyi doyurmak üzere yaratılan nimeti bir kişinin tekelinde tutmak, yaradılış kanunlarına en büyük isyan ve insana en büyük zulümdür. Bu zulmün önüne geçilmedikçe insanlığın huzura kavuşması beklenemez.

"Her günün sabahı iki melek gökten iner. Ve şöyle dua ederler." Birincisi: "Allahım elindekinden başkasına verene sen de ver." Öteki: "Allahım elimdekini cimrilik edip tutanın malını telef et" (Tecrit 5/190)

"Altın ve gümüşü yığıp yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlara gelince, onlara çok acıklı bir azabı haber ver. Gün olacak onlar, üzerlerine çullanan cehennem ateşinin derinliklerinde kızdırılacak da alınları, sırtları, böğürleri bunlarla (Sağlanacak ve onlara şöyle denecek: Nefisleriniz için toplayıp yığdığınız işte... Hadi istiflediğiniz o şeylerin tadına bakıverin." (Tevbe, 34-35)

Cüneyd Bağdadî
Hazretleri dayısı ve mürşidi Seriyyi Sakati'ye insitap edeceği zaman Seriy ona şöyle demişti: "Sana cennete giden çok kısa bir yol göstereceğim: İnsanlardan bir şey istememek ve onların faydalanabileceği şeyleri elinde tutmayıp kendilerine dağıtmak.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah İçin Verebilmek
« Posted on: 25 Nisan 2024, 08:25:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah İçin Verebilmek rüya tabiri,Allah İçin Verebilmek mekke canlı, Allah İçin Verebilmek kabe canlı yayın, Allah İçin Verebilmek Üç boyutlu kuran oku Allah İçin Verebilmek kuran ı kerim, Allah İçin Verebilmek peygamber kıssaları,Allah İçin Verebilmek ilitam ders soruları, Allah İçin Verebilmekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes