๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Mayıs 2010, 14:05:45



Konu Başlığı: Allah için seven kullar
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Mayıs 2010, 14:05:45
ALLAH İÇİN SEVEN KULLAR...

Hz. Ömer (r.a.) anlatıyor:
Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu:
'Allah-u Teâlânın kullarından öyleleri vardır ki, onlar ne peygamberlerdir ne de şehidler, kıyamet günü Allah katındaki makamlarından dolayı hem peygamberler hem de şehitler o kullara imrenirler. Sahâbe:
-Ey Allahın Resûlü (s.a.v.) onlar kimdir, bize anlat?! dediler.

Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
-Onlar, aralarında herhangi bir akrabalık ya da ticari bir ilişkisi olmadığı halde, sırf Allahın rızası için birbirlerini seven bir topluluktur. Vallahi onların yüzleri nur gibidir. Nurdan tahtlar, koltuklar üzerine kurulup otururlar. İnsanlar korkuya kapılırlarken onlar asla korkuya kapılmayacak; insanlar hüzünlenirlerken onlar kesinlikle hüzünlenmeyeceklerdir. Ardından şu ayeti okudu :
'İyi bilin ki Allahın veli kullarına asla korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.'

İnsanlar arasındaki ilişkiler iki temel üzerine kurulmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v.) bize böyle haber vermiştir.

Akrabalık... 'aralarında bir akrabalık olmadığı halde.'

Maddi çıkar.. '..ya da aralarında ticari bir ilişki olmadığı halde.'

İnsanlar arasındaki ilişkileri iyiden iyiye inceleyenler, bu peygamberî sözün bütünüyle doğru olduğunu hiç şüphesiz görecektir. İnsani ilişkilerin temeli, akrabalık ve maddi çıkar olarak belirecektir.
Bu iki esas, insanların hayâtında doğru konumlarına oturur, olmaları gereken yerde olurlarsa düzen, emniyet ve güvenin gerçekleşmesini sağlarlar.

Fakat..

Akrabalık ve maddi çıkar üzerine kurulu ilişkilerden çok daha yüce, çok daha üstün olan ve insanı hayâtın, maddenin kir ve pisliğinden çekip alarak vicdani temizliğe ulaştıran bir ilişki türü daha vardır.
Bu dereceye, ancak Allah için seven mümin kullar ulaşabilir.

Sevgili gençler..
Sizler peygamberlerin Allah katındaki derece, makam ve saygınlıklarını hiç şüphesiz biliyorsunuz. Dünya hayâtını çok ucuz bularak canlarını Allah yolunda satan şehidlerin makam ve mevkilerini de biliyorsunuz.

İşte o peygamberler ve şehidler, ahirette Allah katında sahip oldukları makam ve mevkilerinden dolayı Allahın birtakım kullarına imrenir, onlara gıbta ederler. O makam, Allahın veli kullarını bütün hücrelerine varıncaya kadar dörtbir yandan kuşatıp bürüyen nur makamıdır.

İşte o insanlar Allahın veli kullarıdır!

Allahın kendileri hakkında 'İyi bilin ki Allahın veli kullarına asla korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.' dediği veli kullardır.
Çünkü gönüllerini, yüzlerini ve ruhlarını engin bir nur okyanusu kaplamıştır. Onlar burada emniyet, güven ve iç huzuru bulmuşlardır. Onlara artık ne korku ulaşabilir ne de hüzün.

Sevgili gençler..

Peki niçin?!
Çünkü insan kalbi gerçekten Allaha olan sevgisinde samimi olur ve hareket halindeyken, durgun, uyanıkken ve uykuda, uzanmış yatarken ve ayakta iken, görmesinde, işitmesinde ve çalışmasında sürekli olarak bu sevgiyi iç dünyasında hissederse bu sevginin ışınları ondan bütün kainata, mahlukata ve mevcudata doğru yayılır. Böylece her şeyi, bu içten ilahi sevgi terazisiyle ölçüp tartar. Bütün varlığını bu sevginin üzerine kurar.

Sizler çocukça, masum ve temiz halinizle gerçekten büyüklerden daha çok o veli kullardan olabilirsiniz. Çünkü -canlarım- sizler, henüz halkın örf ve gelenekleri içinde kaybolup gitmediniz. Maddi çıkar sebepleri ve neticeleri sizi etkisi altına almadı. Çıkarcı ilişkiler size baskın gelmedi.
Büyük sahâbî Süheyb b. Sinan el-Rûminin (r.a.)yaşam hikayesini, Mekkeden Medineye hicreti esnasında gösterdiği tavrı bilmelisiniz?!

Gerçekten Süheyb, Mekkede çok büyük bir servetin sahibiydi. Son derece zengin idi. Hicret edip Medinede Hz. Peygambere (s.a.v.) katılmak istediğinde Kureyşliler yolunu kestiler. İçlerindeki akılsızlar, onun geçmişteki fakirliğini ve köleliğini yüzüne vurdular. Onlar bu sözleriyle, sahip olduğu serveti ima ediyorlardı.

Süheyb, anlamlı anlamlı Kureyşlilere baktı. Sonra bütün servetini onlara terketti. Onlar da Süheybi bırakarak yoluna devam etmesine izin verdiler.

Süheyb, Allahı ve Onun sevgisini bütün dünya servetlerine tercih etti; bu uğurda ne ailesini önemsedi ne de başkalarını. Acaba, Hz. Peygamber (s.a.v.) onu Medinede karşıladığında ona ne söyledi?!
Hz. Peygamber (s.a.v.) onu görünce tebessüm etti ve dudaklarından şu sözler döküldü:

'Ey Ebû Yahya! Kârlı bir alışveriş oldu!. Ey Ebû Yahya! Kârlı bir alışveriş oldu!.'

Evet. faziletli, felâha ermiş, kâr eden insanları örnek almanızı ve Allahın rızası uğrunda sevenler makamına yükselmenizi istiyoruz. Hiç şüphesiz bu, kendilerine peygamberlerin ve şehidlerin bile imrendiği veli kulların makamıdır.


ALINTI