> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > ALLAH ı Unutanlardan Olmayın
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: ALLAH ı Unutanlardan Olmayın  (Okunma Sayısı 710 defa)
12 Temmuz 2010, 11:17:22
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 12 Temmuz 2010, 11:17:22 »






 
ALLAH'ı Unutanlardan Olmayın..!


“Allah'ı unutup da, Allah'ın da kendilerini ken-dilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın; onlar, yoldan çıkmış kimselerdir” (59 Haşr,19)
ALLAH'ı Unutanlardan Olmayın..! “Ey Müslümanlar, Allah'ı unutanlar gibi olmayın Allah'ı unutanlardan olmayın Allah'ı unutup Allah'ın da kendi-lerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın” Onlar Rablerini unutmuşlar, Rablerini unutarak bir hayat yaşamaya başlamışlar, Allah da onlara kendilerini unut-turuvermiştir Adamlar kendilerini unutmuşlar, kendile-rini düşünmez olmuşlar Peki kendilerini düşünmez ol-muşlar da neyi düşünür olmuşlar? Dünyayı, parayı, hayatı, arabayı, arabanın modelini, elbisenin güzelini, tesbihin ol-tusunu, evlerinin, dükkanlarının dizaynını düşünür olmuş-lar… Arabalarının üzerinde meydana gelen küçücük bir çiziği düşünür olmuşlar da, kendi ruh dünyalarında, aile-lerinin, çocuklarının ruh dünyalarında oluşan nerdeyse araba girecek büyüklükteki küfür ve şirk çiziklerini dü-şünmez olmuşlar Evlerinin boyasını, cilasını düşünmüşler de, kendilerinin, çocuklarının Allah boyasıyla boyanma-sını düşünmez olmuşlar Çocuklarının boğazlarının doyu-rulmasını düşünmüşler de, kalplerinin, kafalarının Allah'ın istediği bilgi ve imanla doyurulmasını düşünmez olmuşlar
Markı, doları düşünmüşler de, Bakara'yı, Âl-i İmrân'ı hiç düşünmez olmuşlar Dışlarını düşünmüşler de, içle-rini, kalplerini düşünmez olmuşlar Bedenlerinin ihti-yaçlarını düşünmüşler, kalplerinin ihtiyacını düşünmez ol-muşlar Her şeyi düşünüyor, ama kendilerini unutuyorlar Kendi geleceklerini unutuyorlar Halbuki insanın bu dünyadan âhirete gidecek tek şeyi kendisidir Malı, mül-kü, atı, arabası, dükkanı, tezgahı, evi, barkı, toprağı, tapu-su, vatanı, ülkesi her şeyi burada kalacaktır Yaptığımız, ektiğimiz, diktiğimiz, bina ettiğimiz her şey bu dünyada kalacaktır Bunlardan sadece Allah için yaptıklarımızın kazancı bizimle birlikte öbür tarafa gidecektir
Bizi bu dünyaya getiren, bizi yaratıp bu dünyada imtihana çeken Rabbimizi, Rabbimizin dinini, kitabını, Rabbimizin elçisini, Rabbimizin bizden istediklerini unu-tarak bir hayat yaşarsak, İslâm'dan uzak bir dünya ya-şayacak olursak o zaman kesinlikle bilelim ki biz kendi kendimizi unutacağız Kendimiz ve hayatımız dün-yada kalacak, bizimle birlikte yarına intikal etmeyecek, boş şeylerin peşinde bir ömür tüketerek eli boş olarak Rabbimizin huzuruna gideceğiz demektir
İşte görüyoruz, insanlar kendilerini, kendi gele-ceklerini unutuyorlar da nice boş şeylerin peşine takı-lıyorlar değil mi? Allah'ın kendisini hatırlatmak üzere, kendilerine, kendi kulluklarını, kendi kurtuluşlarını öğretmek üzere gönderdiği kitabını unutuyorlar da başka nice kitapların peşine düşüyorlar Kur'an'ı unu-tuyorlar da nice gazetelerin, nice dergilerin, nice ki-tapların peşine takılıyorlar Allah'ın kendilerine örnek, model olarak gönderdiği peygamberini bırakıyorlar da, nicelerinin arkasına düşüyorlar Nicelerini kendile-rine örnek biliyorlar İşte kim böyle Allah'ı unutursa, Allah da ona kendisini unutturacaktır Allah onu kendi haline bırakıverir de o insan dünyanın peşinde, dünya-da kalacak şeylerin peşinde yuvarlanır gider Tamamen küfrün, şirkin, isyanın ve günahların içinde boğulur gi-der İşte bunlar fâsıklardır Kalbi, düşüncesi, ameli, ha-yatı bozuk olanlardır bunlar
Fısk ve fâsık kelimeleri Kur'an-ı Kerim'de toplam 54 yerde geçer Kur'an, bazı yerlerde fıskı iman; fâsığı da mü'min karşıtı bir anlamda kullanmaktadır (32 Secde, 18) Bazı yerlerde ise dinin emirlerine itaatin karşıtı olarak geçer (49 Hucurât, 7, 11) Fısk ve çoğulu füsuk kelimesinin geçtiği yedi âyette Müslümanların muhatap alındığı görülür Bu âyetlerde büyük günah-ların işlenmesinin, dinin emir ve yasaklarına aykırı dav-ranılmasının kastedildiği görülür Hadislerde ve sahabe sözlerinde de sıkça geçen fısk ve fâsık kelimeleri genelde bu son anlamda kullanılmıştır Yani genel kanı, fâsığın iman dairesi içinde olduğu merkezindedir Yal-nız, unutulmamalıdır ki fâsık olan mü'min, eksik imanlı, kâmil olmayan bir mü'mindir; böyle bir mü'mine din-dar, muttakî, muhlis (ihlaslı) gibi sıfatlar verilemez Fısk ile küfür arasında bir yakınlık vardır
Fâsığın tanımı hakkında çeşitli tarifler bulunmakla birlikte, terim olarak "haktan sapan, Allah'ın emirlerine itaatten ayrılan âsi mü'min veya kâfir" diye tanımlana-bilir Bazı âyetlerde Yahudiler, Hristiyanlar, müşrikler ve münafıklardan söz edilirken çoğunun fâsık olduğu bildirilir (Mesela, 2 Bakara, 99; 3 Al-i İmrân,110; 5 Mâi-de, 47, 59) Diğer bazı âyetlerde ise fısk ve füsuk mü' minlere nispet edilir (2 Bakara,197, 282; 24 Nur, 4) Fısk ve fâsık kelimeleri hadislerde de geçmektedir Hz Peygamberimiz, mü'mine sövmenin günah (füsuk) ol-duğunu ve fıskla itham edilen kişinin fâsık olmaması ha-linde bu sıfatın itham edene döndüğünü söylemiş (Bu-hâri, Edeb 44; Müsned-i Ahmed, V/181), nimetlere şükretmeyen ve belâlara tahammül göstermeyen ka-dınların fâsık ve dolayısıyla cehennemlik olduklarını ha-ber vermiştir (Müsned-i Ahmed, 3/428)
Mutlak fâsık, ilahî emirlere hiçbir noktada itaat etmeyen ve her bakımdan âsi olan kimsedir ki buna kâfir denir Mü'min fâsık ise, iman esaslarını tasdik ettiği halde tembellik, gaflet ve şehvet sebebiyle ilahî buyruk-lardan birine itaat etmeyen kişi olup sadece bir veya birkaç noktada fısk içinde bulunur Sünnî âlimlere göre fâsık mü'min, işlediği günaha göre kısas, had, ta'zir vb cezalara çarptırılır Tövbe etmeden öldüğü takdirde, durumu Allah'ın iradesine bağlı olup, O dilerse doğru-dan doğruya veya şefaatçilerin şefaatiyle onu affeder, dilerse cehennemde azaba uğrattıktan sonra cennete koyar İlahî emirler, iman ve amel olmak üzere ikiye ayrıldığına göre ikisine de uyan kâmil mü'mindir; ameli eksik olan ise fâsık mü'mindir Zira fısk, daha çok amelle ilgili bir kavramdır
Fâsık, dinin emir ve yasaklarını hafife alacak dere-cede günaha dalar, tevil edilemeyecek şekilde fıskını izhar ederse küfre düşmesinden korkulur; böyle bir kimse bazı âlimlere göre kâfir olur Fısk, imandan küfre geçişin bazen kuvvetli bir tehlike halini alabildiği hassas bir nokta oluşturabilmektedir Bütün bunlarla birlikte İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu fıskı, kebâir (büyük günahlar) işleyerek Allah'a itaatten uzaklaşmak diye tanımlar ve fâsığı inkâra sapmadığı sürece mü'min sayarlar Dinî ıstılahta fısk, genellikle 'imandan çıkar-mayan' yasaklanmış eylemler anlamında kullanılmıştır
Fıskla ilgili âyetlerden anlaşılacağı gibi, fısk, doğru yoldan sapmayı ve Allah'ın yasakladığı fiillerde bulun-mayı ifade etmektedir Fıskın sonu helak ve cehennem ateşidir Kâfirler, münafıklar ve müşrikler mutlak an-lamda fâsıktırlar; aynı şekilde zâlimler de fâsıktır Fıskın Kur'an'da “füsuk” olarak ifade edilen ve mü'minin işle-diği “mü'minlerle alay etmek ve onları hoş olmayan la-kaplarla çağırmak” gibi ve benzeri amellerden tövbe edilmezse, yine azabı hak edici olmakta ve fâsıklar, ce-hennem azabından kurtulamamaktadır Her kâfir, mü-nafık ve müşrik, en azından küfrü, yalanlaması, nifakı ve şirki yüzünden fâsıktır Küfür, nifak ve şirkin dışında daha başka fısk olan ameller de vardır Mü'min, aslın-da temel vasıf olarak kâfir, münafık veya müşriğin sıfa-tı olduğu halde, bu amelleri işleyebilir; böylece fâsık olan mü'min, tövbe etmezse azabı hak eder Mü'minin işlediği fısk onu fâsık yapar Fısk, temelde bir küfür ey-lemidir; fakat fısk, küfrün itikadî amelini değil; fiilî ame-lini ifade eder Yani, el, ayak, göz, dil gibi organların iş-lediği yasaklanmış ameller fısktır ve bunları işleyen mü'min, itikadî yönden imanda ise de, işlediği fiil yö-nüyle amelî küfür içindedir Demek oluyor ki fısk, küf-rün fiilî / amelî yönünü ifade eden bir kavramdır
Âlimler, fıskı daha çok “büyük günahları irtikâp et-mek” olarak tarif etmişlerdir Bazı âlimler ise, günah-ları küçük görmek ve onlarda ısrar etmek de fısktır derler Genel olarak fıskın üç mertebesi vardır Birin-cisi, günahı çirkin kabul etmekle beraber, yine de za-man zaman şeytanın vesvesesine veya nefsine uyup günah işlemektir İradesi zayıf olan insanlarda bu hal tekerrür eder İkincisi: Günah olduğunu kabul ve ikrar ettiği halde, sık sık aynı haramları işlemektir İçki tir-yakilerinde veya kumar düşkünlerinde bu hal görülür Üçüncüsü: Haram olduğunu inkâr edip, ısrarla fısk olan davranışı yapmaktır Fıskın birinci ve ikinci mer-tebelerinde bulunan Müslümanın tövbe etmesi gere-kir Üçüncü mertebede bulunan insanın ise, Müslüman olduğunu iddia ediyorsa, bu yaptığı fısk onu küfre dü-şürdüğünden tecdid-i iman etmesi ve İslam'a teslim ol-ması şarttır




[Ali Küçük]
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: ALLAH ı Unutanlardan Olmayın
« Posted on: 24 Nisan 2024, 19:09:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: ALLAH ı Unutanlardan Olmayın rüya tabiri,ALLAH ı Unutanlardan Olmayın mekke canlı, ALLAH ı Unutanlardan Olmayın kabe canlı yayın, ALLAH ı Unutanlardan Olmayın Üç boyutlu kuran oku ALLAH ı Unutanlardan Olmayın kuran ı kerim, ALLAH ı Unutanlardan Olmayın peygamber kıssaları,ALLAH ı Unutanlardan Olmayın ilitam ders soruları, ALLAH ı Unutanlardan Olmayınönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes