> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar?  (Okunma Sayısı 679 defa)
31 Ekim 2010, 18:05:27
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 31 Ekim 2010, 18:05:27 »



Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar?


Doç. Dr. Fahreddin Yıldız


Dinin temel kurallarını belirleyen Allah'tır. Temel kuralları Allah tarafından belirlenmiş hak din de İslamdır.(1) İslam, insan ve hayat gerçeğine en uygun din olduğundan, Allah bütün peygamberlere bu dini göndermiş(2) seçtiği ve beğendiği tek dinin İslâm olduğunu bildirmiştir. (3)

İslâm, Allah'a bağlanma ve teslimiyet dininin adıdır.(4) İman da, insanı Kur'an'ın hükmüne bağlayan ve her işte onu esas almayı sağlayan en yüksek değerdir.(5) Allah'a bağlanma, tevhid inancının özüne uygun biçimde olmalıdır.(6)

İslâma bağlı kalmak, onu bir bütün olarak kabul edip uygulamak anlamına gelir.(7) Bunun için Yüce Allah "Hak dine sağlam bir şekilde sarılın;o konuda bütünlüğünüzü bozmayın"(8) buyurmuştur. Bundan maksat, islâm toplumunun Allah'ın dinine aktif biçimde bağlı kalmasını sağlamaktır. Çünkü bütünleştirici gücü bulup sağlıklı birliğe kavuşmanın ve islâmı hayata müdahil kılmanın tek yolu budur.(9)

Allah'ın dinde izin vermediği bir şeyi meşru kılmaya kalkışmak, O'na karşı din üretmek ya da islâmdan başka bir din arayışına girmek anlamına gelir. (10) Kur'an'da "Allah'ın dininden"(11) ve "dinin sadece Allah'a ait olmasından" sözedilmesi(12), kültürlerin kendi üretimleri olan öğretilerin, hak dinden ayırdedilmesi gerektiği mesajını verir. Çünkü Kur'an'da "din" kelimesi, sadece "itikat" ve "diyanet" anlamlarına gelmez;ayrıca bu kelimeyle "devlet ve medeniyet nizamı" da kasdedilir.(13) Nitekim Hz. Musa ile Firavun'un mücadelesinin dile getirildiği ayetlerden birinde(14) "din" kelimesi, "devlet ve medeniyet nizamı" anlamında kullanılmıştır. Burada Firavun, Musa(as)yı hem sistem dini muhalifi, hem de rejim karşıtı biri olarak göstermeye çalışmıştır. Firavunun buradaki asıl maksadı, kendi zulüm sistemini yaşatmak için Allah'ın dinini hayatın dışında tutmaktı. Oysa Allah'ın dininden yüz çevirip batıl din olgularını benimseyenler, konumları ne olursa olsun sonunda kesin bir pişmanlık ve perişanlıkla karşılaşırlar.(15) Nitekim Firavun da böyle bir sonuçla karşılaşmaktan kurtulamamıştır.(16)
Haddi Aşmadan Hakikate Ulaşmak

Allah, insanı yarattı, ona akıl verdi ve peşinden de Kur'an'ı gönderdi. Bundan maksat, insanın doğruyu Kur'an ve akılla bulmasını sağlamaktır. Yanlış görüş ve uygulamalardan kurtulmak, Kur'an'ın ve aklın ölçüsü ile mümkün olur. Kâmil insana yakışan da budur. İşte bunun için islâm, aklı yok saymaz ve onu yok sayarak insana yaklaşmaz. Aynı şey akıl için de geçerlidir. Salim bir akıl, vahyi yok sayıp inkâra sapmaz. Çünkü vahiy ve akıl, birbirine amaç ve araç kılınmışlardır.

Hz. Peygamber(as) de, kendisine Yüce Allah'tan vahiy gelene kadar, sağduyusu ve aklı selimine göre hareket etmiş; vahiy geldikten sonra da Kur'an'a uygun olarak yaşamış ve hüküm vermiştir. Kur'an'ın açık bıraktığı alanları da aklını kullanarak, yani ictihad yaparak doldurmuştur. Böylece Hz. Peygamber(as), islâm dininin bilgi ve hüküm kaynağının "vahiy" ve "akıl" olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Ne yazık ki, zamanla bu kaynaklar gözardı edildi. Bunun sonucu islâm dünyasında çeşitli akımlar ortaya çıktı. Çoğu haddi aşan bu akımlar, kendi benimsedikleri görüşlerin dar ve katı kalıpları içinde kalarak batıl geleneklerine gösterdikleri sadakâti, Allah'a ve Elçisine gösteremediler. Dini, kişisel yorumların yedeğine bağlayıp islâm düşmanı siyasi güç odaklarıyla çıkar ilişkisine girecek kadar da kişiliksizleştiler. Çağımızda islâm dünyasının içine düştüğü doktriner ihtilafların temelinde işte bu nedenler yatmaktadır.

İhtiyat Alanı ve İhtilaf Adabı

Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Aslında menfi anlamlı olmadıkları halde genelde makbul karşılanmayan kavramlar vardır. Bu kavramlar, sözkonusu menfi anlamlarını toplumda meydana gelen siyasi ve fikri kavgalar içerisinde kazanmışlardır. İşte bu menfi anlamlı ve sabıkalı kavramlardan biri de "ihtilaf"tır. Sözlükte "arkada kalmak, ardısıra gitmek ve muhalefet etmek" gibi anlamlar taşıyan(17) ihtilaf kelimesi, çok sayıda insana göre menfi anlamlı bir kavramdır. Oysa olumlu manada ihtilaf, hayatın doğasında bulunmaktadır. Kur'an, bu türden ihtilafları "ayet" olarak adlandırır.

Mesela, gece ile gündüzün, dillerin ve renklerin ihtilafı, birer ayettir.(18) Bu türden ihtilafları yok saymak, Allah'ın ayetlerini hükümsüz kılmakla eş anlamlıdır. Kur'an, aklın önünü tıkamadan insanlara ihtilaf âdabını öğretmiş ve onlara müsbet yorumların bereketinden faydalanma yolunu açık bırakmıştır. Bu durumda bir insan veya ekol, Kur'an'ın açık bıraktığı kapıyı kapatmaya kalkışır, sadece kendi yorumunu dayatıp ihtilafa son vermeye çalışırsa tefrikaya yol açmış olur. Hemen hatırlatalım ki, dinin sabitlerini topyekün kabul edip akide planında tevhide, sosyal planda da vahdete ters düşmeyen farklılıklar meşrudur, gereklidir ve hatta rahmettir.

Ama bu olgular, inanç planında tevhide sosyal planda da vahdete aykırı bir hale gelirlerse, buna tefrika denir. Tefrika ne meşrudur, ne de gereklidir. Ne varki modernizmin getirdiği "idrak sefaleti", hem "ihtiyat alanını" ortadan kaldırdı, hem de pek çok insana "ihtilaf âdabını" unutturdu. Eskiden telif eserlerde bir ulema geleneği vardı. Bir telif eserde çeşitli görüş ve iddialara yer verilir, fakat eserin sonunda, ihtiyat kabilinden yer alan şu ibareyle söz bağlanırdı:"Allahu a'lem bissevab-Herşeyin doğrusunu en iyi Allah bilir. "Oysa bugün "en iyisini ben bilirim" veya "sadece benim bildiğim doğrudur" zihniyeti hakimdir. Eğer ihtiyat alanı ve ihtilaf adabı korunabilseydi, on dört asırlık islami birikimin kıymeti bugün daha iyi takdir edilir; ihtilaflar tefrikaya ve düşmanlığa dönüşmezdi. Bu noktaya gelinmesinin temel nedenlerinden biri de, menfi anlamdaki modernist akımlardır.

İslâm ve Modernist Çizgi

Genel olarak modernizm, toplumların kültürel ve kurumsal bir değişim sürecine girmelerini, bir de modernleşme politikalarının ideolojisini ifade eder.(19) Modern olmak, çok sayıda insan tarafından "düne ve dine ait olmayan bir dünyada yaşamak" olarak algılanmıştır. Özellikle ülkemizde, "modern insan eşittir batılı insan" denklemi kurulmuştur. Böyle olunca modernlik kimi zaman, dinin tamamını veya önemli bir kısmını inkâr etmekle, kimi zaman da dini kendi özüyle ilgisini kaybedecek ölçüde değiştirmekle, yahut onun bir kısmını alıp geri kalanını zamanın şartlarına uydurmakla özdeş kabul edildi.

Oysa çağdaş bir teoriyi islâmın karşısına dikmek veya onunla kaynaştırmaya çalışmak çözüm değildir. Asıl yapılması gereken şey, islâmi değerlerin yaşanan hayatta varolmasını sağlayacak zemini hazırlayıp islâmın hayata yön vermeye kâdir bir din olduğunu ortaya koymaktır. Hemen hatırlatalım ki, gerekli şartlar yerine getirilmeden yapılan girişimler, geniş halk kitlelerine müsbet yönde etki etmez ve küçük itizal grupları oluşturmaktan da öteye gitmez. Nitekim modern çağda ortaya çıkan çeşitli akımlar, yapılan bu tesbiti doğrulamaktadır. Bu akımlardan kimi dini ahlâkileştirmekte, kimi de vicdanileştirmekte; onun sosyal ve siyasal boyutunu ihmal etmektedir. Oysa islâm, sadece ahlâki kurallardan ve vicdani duygulardan ibaret değildir. O, aynı zamanda kişi ve toplumun hayatını düzenleyen, hayatın her alanında söylenecek sözü olan ilahi bir sistemdir.

Bir yandan müslümanlıktan söz etmek, diğer yandan da "ben mega laikim, islâmın ülkeme girmesine rıza göstermem" deyip Kur'an'da sabit olanları modernist yorumlarla tahrif etmeye çalışmak; sahih sünnette sabit olanları da tereddütten yola çıkarak reddetmeye kalkışmak tam bir basiretsizlik örneğidir. Ayrıca bu tavır, aslında islâma karşı ilân edilmiş bir savaşı başlatmak anlamına da gelir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, bu problem, çağdaş bir musibettir. Çünkü modern olalım diye diye tabiattan dine kadar her şey feda edilmiştir. Bu musibetten kurtulabilmek için bilgiyi, inancı ve dürüstlüğü yanına alan bir gayretle Allah'a dönmek ve O'nun dinine uymak gerekmektedir. Meseleleri örtmenin ve parlak klişeler üretmenin hiçbir yararı olmadığı gibi İslâma uymadan ve onu uygulamadan sadece kuru iddia ile gerçek müslüman olunamaz ve Allah'ın rızası kazanılmaz. Eğer hayatı, İslâm olmadan düzenlemeye çalışanlara karşı yeterli ve doyurucu çözümler bulunamazsa İslâm hayat ve devre dışı kalmaya devam edecektir.

Dipnotlar: 1) Bkz. Al-i İmran 19;Nahl, 52 vb. 2) Bkz. Şura, 13 3) Bkz. Maide, 3 4) Bkz. Bakara 132 5) Bkz. Bakara, 177;Al-i İmran, 23 6) Bkz. En'am, 79 7) Bkz. Bakara, 285 8) Şura, 13 9) Bkz. Al-i İmran, 103 vb. 10) Bkz. Şura, 21 11) Bkz. Nasr, 1-2 12) Bkz. Zümer, 2-3 vb. 13) Yusuf, 76; Kafirun, 6; Mü'min, 26 vb. 14) Mü'min (Ğafir), 26 15) Furkan, 27-29 16) Bk. Yunus, 90-91 17) Lisanu'l Arab, II, 123-124 18) Al-i İmran, 190; Rum, 22 vb. 19) Bkz. H. Ziya Ülken, Sosyoloji Sözlüğü, s, 209

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar?
« Posted on: 26 Nisan 2024, 05:22:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar? rüya tabiri,Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar? mekke canlı, Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar? kabe canlı yayın, Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar? Üç boyutlu kuran oku Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar? kuran ı kerim, Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar? peygamber kıssaları,Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar? ilitam ders soruları, Allah'ın Dininden Başka Bir Din mi Arıyorlar?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes