๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: S.bayar üzerinde 15 Ekim 2010, 20:12:34



Konu Başlığı: ALLAH'ın davetine icabet
Gönderen: S.bayar üzerinde 15 Ekim 2010, 20:12:34
ALLÂH'IN DÂVETİNE İCÂBET

 

   Hasan Basrî -kuddise sirruh- şöyle buyurur:
"Koyun, insandan daha hassastır. Çünkü o, çoban seslendiğinde otlamayı bırakıp dikkat kesilir. Bu hakîkatten ibret almayıp da Allâh'ın dâvetine bîgâne kalan insana ne demeli?!."
SÖZÜN ÖZÜ:
Davetler çeşit çeşittir. Bir kimseye "gel" denildiğinde, çağıran sevmediği biri ise durum farklı, dostu ise daha farklı, annesi ise çok daha farklı, hele sevdiği biri ise bambaşkadır. Öyleyse Allâh'ın davetine icâbet, çok farklı bir gönül coşkusu içinde ve teslîmiyet neşvesi hâlinde olmalıdır. Bilhassa günde beş defa yerleri ve gökleri dolduran " حى على الصلاة " (Haydi namaza!) davetine karşı gönlümüzdeki şevk ve heyecanımızın nasıl olduğunu Hakk'a bağlılık ve muhabbet terazîsinde dâimâ mîzân etmeliyiz. Hazret-i Mevlânâ ne güzel buyurur:
"Aklını başına al!.. Madem ki Cenâb-ı Hak seni taleb ediyor, bu isteğe karşı sen başını bile ayak yap da koş!.."
"Zîrâ O'nun gel demesi, insana yücelikler verir. Mânevî coşkunluk verir, sonsuz ihsânlar bağışlar, ebedî yaygılar yayar, yüce sofralar kurar."

Alıntı