> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Aldığı da Allah ın verdiği de
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Aldığı da Allah ın verdiği de  (Okunma Sayısı 3241 defa)
27 Aralık 2010, 18:20:10
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 27 Aralık 2010, 18:20:10 »



Aldığı da Allah’ın verdiği de


Dünya hayatının en ağır imtihanlarından biri evlat kaybetmektir. Gelişmesi umutla beklenen yavruların ölümü, ölüm acısını bizzat tatmaya muadil zannedilecek kadar zordur. Yaratılmaları bir imtihan olan çocukların ölmeleri, yaşayıp kalmaları gibi bir imtihandır. Evlat yetiştirmeyi imtihan gören anlayış sahiplerinin onlar üzerindeki acıları da o imtihanın bir çeşidi olarak görmeleri gerekmektedir. Kadere teslim olmanın en açık göstergelerinden biri olarak doğurduğunu gömmek karşımıza çıkabilir.


Allah'a iman etmiş ve O'nun hükmüne teslim olmuş bir mü'min için formül şudur:

'Aldığı da verdiği de Allah'ındır. Her şey O'nun katında muayyen bir zamanladır.' (Müslim, Cenaiz, 6/2132)

Kur'an, onun sesine kulak verenleri en can alıcı anlar için zamanında ikaz etmiş, hayatın gerçek yüzünü göstermiştir. Dünyayı tatil yeri, sosyal hakları teminat altında, garantili zannedenlere karşı 'imtihan' kurallarını ve alanlarını vurgulamıştır. Bakara suresinin 155-156 ayetleri, mal, can konusunda nasıl bir süreçte bulunduğumuzu ve ne yapmamız gerektiğini anlatmaktadır. Mü'min olup imtihan içinde olmak, Ramazan ayında oruçla, yıldan yıla zekâtla ve her sabah namaza kalkmakla bitirilebilecek bir imtihan değildir. Dostların, akrabaların, en yakınların ve çocukların ölümünü görmek de bir imtihandır. Sabah ezanına ilgimizin ne olacağı kadar, en yakınımızdakinin kaybına karşı, mutlak hüküm sahibi olan Allah'a teslimiyetimizin nasıl olacağı da izlenecektir. İman, 'inandım, teslim oldum' demekle geçiştirilemeyecek kadar büyüktür.

Musibetlere duçar olmak insanın bahtıdır. Enbiya bile bundan muaf tutulmamıştır. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz, insanlar arasında en büyük belalara peygamberlerin uğradığını, onlardan sonra da her insanın imanındaki seviyeye göre bela göreceğini bildirmiştir. Kişinin imandaki iddiası ilerledikçe imtihan gördüğü alanın da genişleyeceğini haber vermektedir. Tirmizî, Zühd, 57 (2398); İbni Mace, 4023 Şüphesiz kulun üzerindeki belaların artması ve kulun belalara yaklaşım tarzı aynı zamanda ecrin ziyadeleşmesi, dünya hayatının ahiret hayatı için yatırıma dönüşmesi anlamına gelmektedir.

Bu anlayışı toplum bazında da düşünmemiz mümkündür. Büyük ecir beklentisi, büyük musibetlere katlanmayı, musibetleri değerlendirmeyi gerektirmektedir. Allah'ın kullarını sevmesi, onları sınayacağı musibetler indirmesi şeklinde tecelli edebilmektedir. Böyle bir tecelliye teslimiyet veya karşı duruş oldukça önemli sonuçlara sebep olacaktır. Tirmizî, Zühd, 57 (2396); İbni Mace, 4031

Ebu Hureyre radıyallahu anhın rivayet ettiği bir hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz üç şey üzerinde imtihanın mü'mini Allah'a ulaşıncaya kadar kovalayacağını haber vermektedir. Bu üç şey, can, mal ve evlattır. Ancak bu kovalama bir imtihan dairesinde döndüğü için mü'mine ecir ve kefaret kaynağı olarak kazanç vesilesi olmaktadır. Katlandığı ve değerlendirdiği musibetler sayesinde mü'min hatalarından arınmaktadır:

'Erkek ve kadın mü'mini, günahsız bir şekilde Allah'a kavuşuncaya kadar canı, malı ve çocukları üzerinde belalar kovalar durur.' Tirmizî, Zühd, 57 (2399)


Sabır en büyük silahtır


musİbetler anında en büyük yatırım sabır silahı ile yapılabilir. Sabrı en ince çizgileriyle anlayıp yaşamak tam bir kazançtır. Sabır sayesinde acılardan rahmet doğar, hayat çekilmezlik seviyesinden nimete dönüşür. Sabrı kuru bir bekleme olarak anlamayacağımıza göre gerçek anlamda bir sabır tavsiye edildiğini de idrak ederiz. İnsan olarak, yapabileceğimizi samimi bir şekilde yaptıktan sonra elimizin değmeyeceği yükseklerdeki kararlara teslim olma şeklinde anlayabileceğimiz sabır olduğu gibi kazançtır. Böyle bir sabır yardım sebebidir. Allah'ın rızasına, sevgisine nail olma, O'nunla beraber olma umududur. Dünya zindanından cennet odalarına yücelme de sabırla mümkündür. Hatta Kur'an'ın müjde dolu ayetlerinden anlaşılan muhteşem hakikatlerden biri de sabır sayesinde mü'minin beklentisinin üstünde sınırsız bir ödülle ödüllendirileceği hakikatidir. (Zümer suresi, 10. ayeti)

Mü'min bilir ki:

Dünya fanidir; insan da faninin üzerinde hayat süren bir fanidir. Allah'ın mülkündeki hükümranlığı katidir; o dilediğini dilediği gibi yapmaktadır. Bütün mahlûkat O'nun yazdığı kaderdeki rollerini oynamaktadırlar. Kul, başına gelebilecek bir musibetle, hoşlanacağı bir nimet arasında hangisinin kendisi için daha hayırlı olacağını bilemez. Nice sevilmeyen şeyler hayır doğurdu, nice peşinden koşulanlar da şerre vesile oldu. Önemli olan akıbettir. Kul, Allah'a sığınmalı, O'nun yardımına müstahak olmak için gayret etmelidir.

En büyük musibet din üzerinden gelen musibettir. Din dışındaki musibetler, fani dünya üzerinden zarar verdiği için daha kolay katlanılabilir imtihanlardır.

Mü'min bilir ki, şeytan her fırsatı mü'minin ayağını kaydırmak için kullanmak isteyecektir. Duygusallığın yüksek olduğu anlarda şeytan için de fırsat doğmaktadır. Böyle durumlarda, musibeti ikiye çıkaracak hataya düşmemek için dikkat etmek şarttır; bir yandan musibetin ağırlığı bir yandan da ağızdan çıkan yanlış bir sözden dolayı girilen günah çift zarara düşmeye neden olabilir.

Mü'min bilir ki Allah, bütün dostlarını bir yolla sınadı. Peygamberler bile bu süreçten geçtiler. Kur'an, bu örneklerle doludur. Musa aleyhisselamda, Yakub ve Yusuf aleyhisselamda bu örnekler çok açık bir şekilde görülmektedir. İmtihan kazanmak için geldiğimiz bir dünyada, bizim için takdir edilecek imtihan çeşidini bizim belirlememiz mümkün değildir. Allah ne dilediyse o tecelli edecektir.

Mü'min, çocukları ve sevdikleriyle cennette ebedi buluşmadıkça onlara doyamayacağını bilir. Hasretini, ayrılığın ve ölümün sonsuza kadar kaldırılacağı o diyara gömer. Kaybettiklerini geri getiremeyeceğine göre, onlarla cennette buluşmak kadar tabii bir arzusu olmamalıdır. İman budur. Akıl da budur.


Biberden şeker çıkaran hadisler

"Büluğ çağına gelmemiş üç çocuğu ölen bir Müslüman'ı, o çocuklara Allah'ın rahmetinin bereketiyle Allah cennete koyar.' Buharî, Cenaiz, 91 (1381) 'Allah Teâlâ şöyle buyurdu: 'Mü'min kulumun, ciğerparelerden birini ben aldıktan sonra sabredip ecrini beklemesi halinde benim katımda cennetten başka bir mükâfatı yoktur.' Buharî, Rekaik, 6 ( 6424)

'Canımı kudret elinde bulundurana yemin ederim ki, düşük çocuk, ondan ecir bekleyerek sabreden annesini cennete çeker.' İbni Mace, 1609

'Çocuklardan biri anne babasının eteklerinden tutunur, Allah onları da cennete koymadan bırakmaz.' Müslim, Birr, 47 (6644)


Sabır dediğin


Sabır, beklemek değildir. Bir sevap kaynağı olan sabır şu şartları barındırdığında Kur'an ve hadislerde sözü edilen sabır olur:

a) Sabır Allah için olmalıdır. Başka çaresizliklerden veya maddi menfaatlerden, ürkeklikten ötürü olan beklemenin adı sabır değildir. Sevap kaynağı olan sabır, kul olarak gerekli tedbiri aldıktan sonra başa gelen musibetin giderilmesi için yapılabilecekleri yapmak, buna rağmen musibet devam ederse, gelen Allah'tandır diyerek isyan etmeden beklemektir. Her şeyden önce kul üzerine düşeni yaptığından emin olmalıdır.

b) Gelen musibetten dolayı, musibeti veren Allah'tan şikâyet etme anlamında bir söz ve davranış içinde bulunulmamalıdır. Allah'tan şikâyet etmekle Allah'a şikâyet etmek aynı değildir. Mü'min, derdini Rabbine arz eder, çaresizliğini anlatır; buna Allah'a şikâyet etmek denir ki bu suç değildir. Suç olan, kadere itiraz etme, haksızlığa uğratılmaktan söz etme gibi davranışlardır.

c) Sabır, gereken anında ve yerinde olmalıdır. Sinirler gerilmiş, tansiyonlar yükselmişken sabır yapılır. Ağlamak ve gözyaşı akıtmak da sabra mani değildir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ağlamış ve gözyaşı akıtmıştır. Buharî, Cenaiz, 43 (1303); Müslim, Fedail, 15 (5979); Ebu Davud, Cenaiz, 28 (3125)


Parola!

Müslüman bir musibetle karşılaştığında şu duayı yaparsa Allah ona, başına gelen musibetten daha hayırlısını verir. Bu musibet ölüm veya benzeri bir musibet olabilir:

'İnna lillali ve inna ileyhi raciûn. Allahümme'curni fi musibeti ve ahlif li hayren minha. = Biz Allah'tan geldik, yine O'na döneceğiz. Allahım! Bu musibetimle beni mükâfatlandır, bana daha hayırlısını ver.' Müslim, Cenaiz, 1 (2123)

Böylece mü'min, en kritik anında dahi kime döneceğini bilmiş olduğunu ispat eder. Basit tesellilere dalıp kaybolmaz. En büyüğe, tek muktedire bağlanmaya çalışır.



ALINTI

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Aldığı da Allah ın verdiği de
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:16:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Aldığı da Allah ın verdiği de rüya tabiri,Aldığı da Allah ın verdiği de mekke canlı, Aldığı da Allah ın verdiği de kabe canlı yayın, Aldığı da Allah ın verdiği de Üç boyutlu kuran oku Aldığı da Allah ın verdiği de kuran ı kerim, Aldığı da Allah ın verdiği de peygamber kıssaları,Aldığı da Allah ın verdiği de ilitam ders soruları, Aldığı da Allah ın verdiği de önlisans arapça,
Logged
20 Mart 2016, 11:05:01
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 20 Mart 2016, 11:05:01 »

Ve aleykumusselam ve rahmetullah.
Aldığı da verdiği de Allah'ındır. Her şey O'nun katında muayyen bir zamanladır.' (Müslim, Cenaiz, 6/2132)

Allah(azze ve celle) Alimül Hakim dir.
Her seyi bilen ve hikmetle yaratandir.O hepimizin icinde bulundugu durumu biliyor. bize bir sey verdiginde ya da aldiginda da bunu hikmetle yapiyor. Basimiza bir musibet geldiginde bunda da vardir bir hikmet deyip Rabbe teslim olmak gerek insallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

27 Mart 2016, 04:35:58
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 27 Mart 2016, 04:35:58 »

  Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah. Bu dünya gelip geçici oyüzden nefsimizin oyunlarına gelmemeye dikkat edelim inşaAllah.
 ''Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme.'' (Kehf Suresi, 28)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

27 Mart 2016, 12:48:39
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #3 : 27 Mart 2016, 12:48:39 »

Aleyküm selam.. Sabır sayesinde acılardan rahmet doğar, hayat çekilmezlik seviyesinden nimete dönüşür. Mümin sıkıntı anında basıt tesellılerle ugrasmaz, ısyana dusmez.. Sıkıntınında Allahtan geldığini bildiği için ona yonelır teslım olur ve gelecek guzellikleri bekler.. Beklerken de yıne sabır gosterir.. Allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
27 Mart 2016, 14:27:42
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #4 : 27 Mart 2016, 14:27:42 »

selamun aleykum
Alanda verende Allah c.c. dür. biraz sabreedersek birde dua edersek eğer Allah c.c. dualarımızı kabul eder.. inş Rabbim dualarımızı kabul etmeyi nasip eder.
Allah cc. razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes