> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  >  Akıl yudumlatılmış kalpler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Akıl yudumlatılmış kalpler  (Okunma Sayısı 1116 defa)
28 Kasım 2010, 16:08:30
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 28 Kasım 2010, 16:08:30 »



     
          Akıl Yudumlatılmış Kalpler


Kalbimin sevgi ve nefret arasında gel-git yaşadığı şu günlerde, beni bunca yoran şeyin, ne olduğunu bulmaya çalışıyorum. İşte; tamda bu noktada, kalbimdeki sevgileri de tahlil etmem gerektiğini anladım. Bana önce şu lazım; nasıl sevebilirimi değil, neyi, niçin sevmeli, onu bulmalıyım esas. İşin tam bu kısmında koşulsuz sevgi lafları, çıkıyor karşıma. Öyleyse tattığım bu ızdırap niye? Zaten bir koşul belirtmeden, bir muhasebede bulunmadan her şeye meylettiği için değil midir; kalbimin bu serzenişi ve bana yük oluşu? Söz konusu olan sevmekse niye karşılığı, koşulu olmaz. Kalbimizi açtığımız sevginin niye bir koşulu yok? Bu düşünceyi bencilce sayanlar olabilir. Bence, kalbimizi koşulsuz açmamızı isteyenler bencil! Her sevginin bir koşulu var, olmalıda, nedensiz sevgi yok! Biz, bazı şeyleri nedensiz sevdiğimizi sanıyoruz ya, oysa yanılıyoruz. Biraz üzerinde düşünmek nedenini bulmaya yeter. Bulamıyorsak eğer, o halde, niye kalbimizin meyletmesine izin veriyoruz? Ve zaten nedenini bulamadığımız sevgiden şüphe duyup, araştırmalıyız. Böylesi sevgiden, böylesine sevmekten biraz uzak durup, hatta korkmalıyız ondan. Zira bunu önemsemek, kalplerimizin başkalarınkine benzememesine dikkat etmek demektir.

Kalbime birikenlere bakıyorum da, beni titreten bir sevgi, niye yok orada? Sevgi sandıklarım üşütüyor ruhumu, kalbimi! Beni ısıtmıyor hiçbiri, ısırıyor hatta acıtıyor ruhumu ve batırıyor dikenlerini birer birer kalbime! Oysa ben, onları yıllarca kalbimde taşımıştım, şimdiyse; ağır birer yük gibiler kalbime! Ve onları tanımanın vakti geldi! Tanımalıyım ki; hangisi yük, hangisi diken bileyim ve kalbimi hak etmeyeni oradan çıkarabileyim! Onu hak eden onu acıtmayı da hak edecektir, ama ben buna razıyım!

Biliyorum, şimdi siz, bu cümlelerimden halet-i ruhiyemi tahlil etmeye çalışacaksınız. Kafamın karıştığını, kalbimin incindiğini düşünerek bunları yazdığımı sanacaksınız. Ama inanın öyle değil! Ben sevgisizlikten de, bencillikten de bahsetmiyorum. Bilakis sevgiden, sevgi sandıklarımızdan bahsediyorum. Onları yeniden tanımaktan, belki de yeniden keşfetmek gerektiğinden bahsediyorum. İnsanı en çok yoran şeylerden biri sevgi değil midir? Onun konakladığı yer, tahtı kalbimiz! Öyleyse her sevgi o taht’a, o köşk’e çıkmamalı! Sevgi kelimesinin ardına saklanarak, bazı şeyler kalbimize girmemeli! İnsanla, eşyayla, dünyayla ilgili pek çok şey, sevgi kelimesinin ardında kalbimize giriveriyor. Ve o, yani kalbimiz, ne kadar yoruluyor farkında değiliz! Kalp, bunca, sevgi adıyla girenler nedeniyle güçlü bir tahlil yapamıyor. Hâlbuki en güçlü olması gereken yer kalbimiz! Bilinmeli ki; kalbi taşımak da zordur, kalpte taşımak da! Ama en zoru kalpte taşımak olsa gerek!

İşte, bu nedenle gereksiz şeyleri kalbe yük yapmamak lazım! Aksi halde kalp, yanılıp, yorulup o karmaşadan yolunu bulamayabilir. Kısaca kalp kaskatı kesilebilir. Kalpten çıkarmanın kolay olduğunu düşünmeyin. Bazen imkânsızdır, yorar. Çıkardım diye sevinedurun, bıraktığı iz çıkıp gidenden daha fazla yorar adamı. Kalanları silmek sanıldığı kadar kolay değildir her zaman.

Bir de, şu var tabii; insan ızdırabı, kederi, öfkeyi, nefreti durduk yerde kazanmaz. Çoğu defa, bir sevgiyle gelir oturur kalbinize bu duygular. Acıyı da tattıran sevgidir. O zaman işiniz bir kat daha zorlaşır. “Çok seven, çok acı çeker. Çok seven, çok yanılır.”denilebilir. Elbette göğsümüzde taşıdığımız bu yüreğe, sevgi kadar acı, ızdırap da değecek. Acı sizi bulmasın diye, pamuklara saramazsınız kendinizi. Onun kapılarını bütün bunlara kapatırsak, taşıdığımızın adı kalp, bizim adımız insan olmazdı. Fakat dikkat çekmek istediğim şu. Her cazibeyle, sevgi sözcüğü ardına sığınarak gelene, “kalbim senindir” demeyelim. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söyleyenlere karşı uyanık olalım. Kalpler üzerine sabrı ve kararlılığı ve en önemlisi aklı raptedelim. Onu ancak bu şekilde zapt edebiliriz. Allah, bir insanın göğsünde, iki kalp yaratmadığına göre; acıyı da, sevgiyi, kederi, neşeyi, nefreti de sadece bu kalp taşıyacağına göre… Ona gelişi güzel yüklenmemeli. Sakın yanlış anlaşılmasın, ben, kalbinize nefreti, öfkeyi koyun, onu orada barındırın, demiyorum. Ama sonunda menfi duygulara yol açacak, sizi yıpratıp yoracak şeyleri de kalbinizin konuğu yapmayın diyorum.

Kalbimiz için en iyi yol bir yudum akıl, akıl için sabır, ruh için inşirah tüm bunların sonunda, huzura ve itminana ermiş nefs… Zaten başka türlü de başa çıkmak mümkün değil! Kalp için mümkün olan şu; onu sakin, düşünceli, mantıklı, duyarlı ve tutarlı tutmak!

Kalbi, tutsak etmemeli zoraki sevgilere! Ve son vermeli, kalbin, sahte mahkûmiyetlerine! Nasıl öfke gözü karartırsa, kalbimizi esir almış sevgilerde, kalbimizi, gözümüzü öylece karartabilir. Düşünün, bazı kararları alıp almamamıza sebep, kalbimize, o kararla ilgili girmiş sevgiler değil midir? Bizim bağrımıza sinmiş sevgiler olmamalı, Allah’a olan sevgimiz dışında. Herkes kalbimizden bir yer istiyor, hiçbir şey vermeden. Oysa kalbimize girecek olanı bir sınava tabii tutmak, yani onu denemek gerekmez mi? Zira kalbe girmek öyle kolay olmamalı!

Hâlbuki şunu unutmasak, kalbimize hayat içinde pek çok şey girip çıkacak. Bununla beraber, “kalbimizle aramıza sadece Allah girmeli.” Öyleyse, zamanı geldiğinde, kalbimizden bazı sevgileri çıkarabilmeli, bazı sevgileri doğru şekilde yerleştirebilmeli ve bazı sevgileri de oraya hiç yerleştirmemeli. Yani sadra şifa sevgiler neşet etmeli bağrımızda. Bize kalplerin ısınacağı sevgiler gerek. “Allah bizi kalplerimizin kazandıklarından sorumlu tutar, kalplerin özündekini O bilir.”

Kalp, ruhun da, aklında psikoterapisti olmalı ona acı veren değil! Huzur, önce kalbe lazım. Ona başınızı dayayıp dinlediğinizde huzur vermeli söyledikleri. Düşünüyorum da; kalbe girenler mi aklı bozar, yoksa akla girenler mi kalbi bozar. Evet, kalbe girenler aklı da bozar; işte bu nedenle kalbe akıl gerek. Yani “akleden kalp.” Kuran; akıllar Allah’ın zikriyle mutmain olur demiyor, kalpler için söylüyor bunu.  Kalp hiç bir şeyle huzur bulmaz, Allahın zikri dışında. Her dakika bir başka duyguya kapılıp savrulan ve savrulduğu yerlere sizi de savuran kalbi, ancak, Allah’ın zikrinde teselli edebilirsiniz.

Kalbe sevgiden önce akıl yudumlatmalı. Zaten Allah sevmek için kalbi yarattı. Duymak için kulak, görmek için gözü yaratan sevmek içinde kalbi verdi. Eğer kalbe aklı yudumlatırsanız, o neyi, nasıl sevmesi gerektiğini öğrenmiş olur. Ve o dem acı çekmez, acı da vermez. Huzuru yakalar böylece.

 Eğer bir kalp olmasaydı, sevgi denen şey, nerede neşet edecekti? Her sevgiden bir iz kalıyorsa kalpte, oraya oturacak olan, hak etmeli, o köşkü, o sarayı. Viran olsa da, harap olsa da kalp, sevginin sarayıdır. Muhakemeyi, muhasebeyi doğru yapıp, doğru düşünebilmeli. Bunun için yani, “akleden bir kalp” olabilmesi için, gereksiz sevgileri ona yük yapmamalı.

 “Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan sensin.”(3/8)



Halise Ekemen
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Akıl yudumlatılmış kalpler
« Posted on: 18 Nisan 2024, 06:42:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Akıl yudumlatılmış kalpler rüya tabiri, Akıl yudumlatılmış kalpler mekke canlı, Akıl yudumlatılmış kalpler kabe canlı yayın, Akıl yudumlatılmış kalpler Üç boyutlu kuran oku Akıl yudumlatılmış kalpler kuran ı kerim, Akıl yudumlatılmış kalpler peygamber kıssaları, Akıl yudumlatılmış kalpler ilitam ders soruları, Akıl yudumlatılmış kalplerönlisans arapça,
Logged
28 Kasım 2010, 16:34:05
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 28 Kasım 2010, 16:34:05 »


    Öyleyse, zamanı geldiğinde, kalbimizden bazı sevgileri çıkarabilmeli, bazı sevgileri doğru şekilde yerleştirebilmeli ve bazı sevgileri de oraya hiç yerleştirmemeli. Yani sadra şifa sevgiler neşet etmeli bağrımızda. Bize kalplerin ısınacağı sevgiler gerek.

    ....................................................................

    Elhamdülillah..Rabbim kalbimi ısıtan sevgiler nasib ediyor...Ama yine bir hüzün düştü yüreğime...Yine bir sevdiğim dostumu uğurlamaya hazırlanıyorum..Kilometreler girecek aramıza yine..Sevmelerimi hep ayrılıklar bölüyor..Ve yine Ahirete bırakacağız Sohbet-i Cananları..Akıl nerede ..Kalp nerede..Sevdiğimiz dostlar nerede..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes