๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 24 Mayıs 2010, 12:32:02



Konu Başlığı: Ahirete randevusuz gidiliyor
Gönderen: Sümeyye üzerinde 24 Mayıs 2010, 12:32:02
Ahirete randevusuz gidiliyor

Saatin tik tak ları, vaktin geçiyor olduğunu, ne kadar zamanı geride bıraktığımızı ve şimdi hangi zaman diliminin o kayan zemininde bulunduğumuzu gösterir. Şimdi saat kaç? Kaç dakika kaldı ineceğimiz durağa? Kalbimizde saat gibi, sayılı vuruşları tüketiyor. Ne zaman bize “Hoşça kal” diyecek bilemiyoruz. O hoşça kal diyecek fakat o bıraktığında biz hoşça mı kalacağız ya da hoşnutsuzlukla mı orası belli değil.

“Daha yapacak işlerim vardı, hayırlar plânlamıştım vakti geldiğinde, daha çocuklarımı büyütüp kur’an öğrenecektim, kapanacaktım emekli olduğumda. Okuyacağım kitaplar almıştım, bakın rafta duruyor. Biraz acele olmadı mı bu gidiş? Bakın daha 45-50 yaşındakiler duruyor, ben niye hemen gidiyorum? Gerçektende ben çok iyi bir insan olmaya kararlıydım. Yaşlandığımda herkesten özür dileyecektim ve onlarda beni nasıl olsa af ederlerdi. Sağlığım da fenâ değildi hani, şimdi nereden çıktı bu ahiret yolculuğu? Allah’la biraz daha tanışsaydım, yakınlaşsaydım da öyle başlasaydım bu yolculuğa. Geçen gün camiye uğradım, ne kadar huzur doldum. Ben aslında iyi bir insanım bakmayın dekolteme ve makyajıma. İçim Allah sevgisiyle dolu. Aslında görmedik ki biz nasıl yaşanacağını. Bilmiyorum açıkçası. Ailem uzak değildi fakat yakın da olamadı. Biz de onlara benzedik. Onlar halâ yaşıyor ben niye.. Tövbe tövbe…Böyle dememem lâzım biliyorum fakat panik yaptım birden. Hazırlıksızım yani, ondan telâşım. Geçenlerde ölen bir kuşu gömdüm. Bir dedeye çaput bağladım. Kandilde fatiha okudum. Ben aslında iyi bir insanım. Eşime uykudan uyanarak ilk defa bir kahvaltı hazırladım, nasıl da şaşırıp memnun olmuştu. Dilenciye 20 kuruş verdim. Cenazede başımı örttüm. Evde çalışan kıza eskilerimi verdim, sevindi, evde üç tane yasin kitabı var. Ben önemserim böyle şeyleri. Evde Kur’an da vardı fakat nerede bilmiyorum, aramam lâzım. Bak şimdi ölmezsem dinimi daha iyi yaşamaya çalışacağım, söz. Kur’an öğrenir belki hacca bile giderim. Acaba son duraktan geriye dönmenin bir yolu var mı? Bir şans daha var mı acaba?

“Anne, öğlen oldu uyansana!"
“Aaa, gerçekten öğlen olmuş. Ne kadar kötü bir rüya gördüm bir bilsen. Bir kâbustu adeta. Ölüyormuşum güya. Aman Allah’ım gerçek gibiydi. İtiraf ediyorum çok korktum."
“O kadar yiyip yatarsan olacağı bu, tabi kâbus görürüsün. Makyaj çantamı sen mi aldın bulamıyorum.
“Ha evet, dün göz kalemini kullandım.”
“Anne sana kaç kere benim malzemelerimi kullanma dedim".
“Tamam tamam, bugün kuaför randevum var, birlikte gidelim mi?"
“ Hayır, bugün meşgulüm, sen git.”
“Tamam, kuaförden önce camiye gidip biraz dua edeyim ve hocaya bir yasin okutayım, birilerine üç beş kuruş vereyim, başımızın gözümüzün sadakası olsun. Akşama Aylin’lerdeyiz unutma’”

Kızımız bizi dinleyip unutmayabilir fakat biz bazı hayati konuları unuttuk bile. Pişmanlıklar, telâfi adımları ile anlam kazanır ve samimiyetle kabul görür. Bugün de saatimiz ve kalbimiz hiç durmadı. Bir gün duracak ikisi de ve bizim için artık işlemeyecek. O zaman hangi zaman? BİLMİYORUZ. Bir gün biteceğini ve bunun hemen bile olabileceğini biliyorken, bilmiyormuş gibi dolu dizgin nasıl gidiyoruz? Gayretsiz ve özensiz bir hayatın bizi pişmanlıklar vadisine sürükleyeceğini biliyoruz fakat bilmiyormuş gibi özenmemeye nasıl devam ediyoruz? Herkes birer birer yaşlı genç demeden ahirete göçüyor, sanki biz hiç göç etmeyecekmiş gibi nasıl rahat olabiliyoruz? Arada bir gelip bütün hücrelerimizi kuşatıveren namaz, tesettür, iyi insan, iyi ümmet ve kul olma isteği, başka beslenme kaynakları ile karşılaşınca sönüveriyor. Buna engel olmak için niçin Rab’bimize yalvarıp niçin yardım istemiyoruz?

Bugün hayattaysak, bugün güneş bize göz kırpıyorsa, “Haydi bugün de hayattasın ve bu senin için bir fırsat, değerlendir.” diyor. Neredeysek, ne yapıyorsak, ne yaptıysak; camide secdeye vardığımızda, Rab’bimize el ve bel bağladığımızda geride kalacak. Af güneşiyle eriyecek. Bunu Yaratan’ımız söylüyor. Gönül Allah’ın evi ve biz ona her an ulaşabiliriz. O bizi herkesten çok seviyor. Sevdiğimizi bekletmeyelim ve sevgisine karşılık vererek, kendimizi yüceltelim. Allah yolunda yürüme ve ilerlemede seyrimiz ve seferimiz hayırlı olsun ve kolaylaşsın inşallah efendim.


saliha erdim